|
Din ve karşı-din

Allah katında din İslâm''dır. (Âl-i İmrân, 3/19). Gerçekten Âlemler''in Rabbi''ne îman eden kimse; İslâm''ın tebliğ ettiği evrensel ilkeleri de benimser. Münafıklar, çılgınlar ve kafasızlar; bazen ittifak halinde; bazen de biribirlerinden ayrılarak “Din”e karşı çıkarlar ve dolayısı ile “Karşı Din”i temsil ederler.

Merhum Ali Şeriatî''nin “Dine Karşı Din” kitapçığını Türkçe''ye çevirmiştim. Gerçek îman sahipleri “Din” derken “Tek Gerçek Din”i kasdederler, daha dar bir ifade ile: evrensel Ahlak''ı ve Tabiî Hukuk''u kasdederler. Buna karşılık, Emîr-ul Mü''minîn''e karşı çıkanların günümüzdeki mukabilleri ve özellikle Beyaz Saray Hilâfeti; “Karşı Din”in temsilcisidirler. Bunların bir kısmı münafık ve müraî, bir kısmı da çılgın veya kafasızdırlar. Bu ikinci türden olanlar “çağdaş haricîler”dir. Bunlar İslâm''dan değil Hristiyanlık''tan hariç olmuşlardır. Hristiyan Haricîlerine hiç de lâyık olmadıkları halde bugün “Evanjelik” adını veriyoruz. Bunlar, ellerinde güç olduğu için, El-Kaaide''den çok daha tehlikelidirler. El-Kaaide''yi de belki hedef şaşırtmak için Karşı-Din İttifakı örgütlemiş ve bizim sahte Hizbullah''ın bertaraf edilmesi olaylarında gördüğümüz gibi şimdi de bertaraf etmeye, daha doğrusu: El-Kaaide''yi bir korkuluk konumuna indirmeye uğraşmaktalar. Tamamen kaldırılması işlerine gelmez: Böyle yaparlarsa, yeni 11 Eylüller tertipleyerek o sırada göz dikilen bir İslâm ülkesine saldırmaları kolay olmaz. Oysa Karşı-Din''in en parlak temsilcilerinden biri olan ve Beyaz Saray Hilâfeti''ne kayıtsız-şartsız biy''at ederek işlerini tıkır, keyfini gıcır kılan: Uluslararası Karşı-Dinler Vakfı''nın Vâkıfı Moon Hazretleri''nin ve benzerlerinin silâh ticaretinin sürmesi için, insanların biribirlerinin kanlarına susamaları zorunludur. Moon Hazretleri; İslâm Peygamberi İsa Mesih''in; Mâûn Düzeni''ni vaaz ettiği için çarmıha gerildiği ve bu hatâsı yüzünden öldüğü, İsa Mesih''in ricâsı ile, Mesihlik sıfatını kendisinin devraldığı iddiasındadır. Heyhât! İçimizde nice muteber ve muhterem “birinci sınıf” Müslümanlar ve mürşidler vardır ki Moon Hazretleri''nden “etkilenmişlerdir”. Bunların nâdim olmayışları yüzünden, bizde bir türlü “intibah” mayası tutmamaktadır. (Zi-sîmâyî ke sûdem ber der-i gayr / Sücûd-i Bûzer-ô Selmân neyâyed = Yabancı eşiğine sürdüğüm yüz, Ebuzer ve Selmân secdesine erişemez - Merhum Muhammed Ikbal). Böyle olunca da okuyacağımız kitapları da iyi seçemiyoruz.

“Da Vinci''nin Şifresi” kepazeliği Dâbbet-ul-Arz komedileri rağbet buluyor da meselâ Amerikan Cinneti (Zeynep Atikkan) kitabı; yankı uyandırmıyor. Dâbbetul-Arz''ın anlamını açıklamak için sadece bu yıl ve bu gazetede nice nefes tükettim, Hegel kadar bile bahtım yâver olmadı. O''nu hiç değilse “yanlış anlayan” varmış, beni yanlış anlayan bile yok mu ey kardeşler?

İslâm da, Şark Hristiyanlığı, Ortodoks Kilisesi ve Katolik Kilisesi de Karşı-Din İttifakı tarafından tehdit ediliyor. Türkiye''de bir “Ali''siz Alevîlik” fitnesi tezgâhlanmak isteniyor. Bu arada, bir zamanlar Sa''d İbn Ebî Vakkas''ın “yeniden bedenlenmesi” olarak şişirilen ve İran''a saldırtılan Saddam; şimdi eski efendisi tarafından idama mahkûm ediliyor. Profesör Halûk Koç -muhalefette olduğu için- “Türkiye''yi bölmek isteyen sürecin ardında ABD var” deyip, bu süreci durdurmak için anlamsız çekişmelerin başka bir iktidar ile sürdürülmesinden başka hiçbir sadra şifa olabilecek tedbir önermiyor. En önemli, hayatî sorun: “Tayyib Bey”in cumhurbaşkanı olmasının önlenmesi! (6 Kasım 2006 günlü Radikal''de Neşe Düzel ile konuşma)

Devekuşu siyasetini artık bırakalım! “Lâiklik” kavramı ile Demokratik Hukuk Devleti''nin doğru bağlantısı kurulmadıkça, daha çok “kısa devreler” görürüz.

Din ve Karşı-Din''i biribirinden ayıramayanların çoğunlukta olduğu bir yerde, iyi bir toplum düzeni beklenemez. Emperyalizmin “bölme” plânlarına karşı da bilinçsizlik, kafa karışıklığı ve himaye bekleyen bir sandık demokrasisi ile çıkılamaz. “Bu memlekette de bir gün sabah olursa (Sayın) Halûk (Koç)”, işte o gün “Türkiye''yi bölmek isteyen süreç”ten ve bu sürecin ardındaki ABD''den korkumuz kalmaz. Hayırlı sabahlar! Yoksa tünaydın mı demeli idim?

17 yıl önce
Din ve karşı-din
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri