|
Zulm eken husran biçer

Harman simgesi; ve dolayısı ile "Düvenci şifresi", Ahd-i Atıyk'in tahrif edilmeyen kısmında da vardır. Süleyman'ın meseleleri'nde "zulm eken husran biçer" hikmeti yer alır. (Meseller, 22/8).

"Düvenci şifresi"nin doğrulanmamasına imkân yoktur. Allah'ın gözde kulu, ile üvey kulu ayırımı da tamamen temelsizdir! Hazret-i Yahya, riyâkârca bir şekilciliğe sapan Ferisiler ile materyalist ırkçılığa sapan Sadukîler'in fesadlarının sonucunda Romalılar'ın Ma'bedi yıkacaklarını vahiy yolu ile biliyor veya bunu bilmese bile zulm ekenin, zulümden vaz geçip sevgi ve adalet ehline katılmadıkça mutlaka karşılık göreceğini biliyordu. Bu sebeple, yanına gelenleri uyarmıştı. Dinlemediler. Bir kısmı da onların kötülük ve zulümlerini önlemedikleri için Mabed'in yıkılmasının ve Musevîlerin Kudüs'den sürülmesinin derin acısını yaşadılar. Süleyman Peygamber'den sonra beliren ve güçlenen Dâbbe-t-ül-Arz örgütü fitnesine aldandıkları için, daha önceden "Babil Esareti" acısı ile uyarılmışlardı. Döndükten sonra ibret almadılar. Bu sebeple ikinci bir felâket yaşadılar. Kur'an-ı Kerim, onların İslâm'a karşı düşledikleri Armagedon Savaşı'nın en "muhteşem" soykırımın aksine bir "ırkçı emperyalist savaş"dan da söz etmez, fakat Yahudiler'i tekrar ırk üstünlüğü kuruntusuna kapılmamaları için de uyarır! İnatta ileri gidip de gözü perdelenmemiş, gönlü ve kulağı mühürlenmemiş olan Yahudiler, yol yakın iken, henüz iş işten geçmemişken, Düvenci gelmeden önce, İsra Suresi'nin başlarındaki uyarıyı okumalıdırlar: Olur ki Rabbiniz size rahmet eder, ne var ki siz dönerseniz biz de döneriz!

Bu uyarıyı; Musa'yı Resûl olarak kabul eden inançlı Yahudiler'e daha fazla ümitle yapıyorum. Ne yazık ki, Tarih'den ibret alacak yerde, bugün Yahudîler'in güç odağı, Roma yerine Amerika'yı kullanarak Hakk'ı, Adalet'i, Sevgi'yi Yeryüzü'nden silebileceğini sanmaktadır. Oysa Düvenci Şifresi kesindir: Zulm eken husran biçecektir! Ziya Paşa Merhum'un Kur'an-ı Kerîm hükmünü naklettiği beytinde dendiği gibi: Zalimlere bir gün dedirir kudret-i Mevlâ/ Tallahu lekad âserekâllahu aleyna!

Yine "Düvenci Sifresi"nden öğreniyoruz ki: İnsanlara hayırlı bir örnek olarak görevlendirilmiş, ma'ruf emretmeleri ve münker'den nehy etmeleri beklenen bizler de bu görevi, emaneti üstlenmeyip Kerbelâ sırrına erişmediğimiz için, ilâhî Kanun, sadece Yahudiler için değil, bizim için de başka türlü gerçekleşecektir: Apaçık Gerçeği, Hakk ul-Mübîn'i anlayıp kavramamakta direnince, Dâbbetul-Arz ortaya çıkacak ve Yeryüzü'nü elbirliği ile cennete çevirecek yerde zulüm ve fesad ehli olan veya bunlara boyun eğen insanlığı bu simgesel canavar dalayacak, sokacak, büyük zarar verecektir. İşte bu dönem içindeyiz. Ne var ki bu âyetin şifresinin doğru çözümü de, kanaatimce, yaygın yanlış anlama etkisiyle sonradan yapılan harekelendirme dolayısıyla zorlaşmıştır. Kelem (sokma, dalama, zarar verme) kelâma dönüşmüştür (Neml, 27/82). Dabbe'nin ilk belirtisi de "ağaç kurdu" sanılmıştır (34/14).

Bu cezayı niçin hakettik? Çünkü "zulm eken husran biçer" kuralını unuttuk. Daha doğrusu: inanmadık! Dolayısı ile, "adalet susayanlar"dan olmadık!

Amerika da bu Me'cûc'un (Magog) Ya'kub Aleyhisselâm'ın güzel adını lâyık olmaksınız takınan Ye'cûc'u da, "zulm eken husran biçer" çözülü şifresinden müstesnâ değildirler! Pilatus Bush'dan daha iyi bir kişilik idi. Bugün o dönemin Fir'avunları nerede? İsrail yöneticileri de Musa'yı değil, haksızlığı eleştirdiği anda Musa'yı da tezvir yolu ile bertaraf etmeye yeltenen, Kahireli Yahudi'yi izlemektedirler. (Kasas, 28/19) 15 Temmuz Cumartesi (2006) günlü Hürriyet'de, "Siyonist" kelimesini kullanarak İsrail yöneticilerini eleştirdiği için kendisine "antisemit" olarak hücûm edilen Hadi Uluengin'in, Saraybosna Tüneli yoldaşımızın haklı infialini okudum. Sabreyle kardeş! Ben de aynı durumdayım!

Ey Musa'nın bağrını kan edenler! "Düvenci" gelmeden siz kendinize gelin! Ey İsa'nın tanımayıp reddedeceği Amerikan zalimleri! Siz de öyle! Ey Düvenci şifresine değil, hâlâ Da Vinci şifresine kulak verip Müslüman olmayanlara zulmü vâcip veya mübah bilenler! Siz de! Zulmedenin kanına, ırkına bakılmaz. Kan döken hüsrana mahkûmdur
18 yıl önce
Zulm eken husran biçer
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık