|
Doların çöküşü, ABD"nin çöküşü

Amerika''nın ekonomik çöküşüne işaret eden Armageddon senaryolarına Kemal Derviş''in de bir ölçüde ihtimal vermesi, sadece askeri/siyasi krizle tartıştığımız küresel ölçekli buhranın ekonomik boyutunu hatırlatması açısından son derece önemli. 2007 yılının Küresel Sistemik Kriz Yılı olacağını iddia edenler, ABD Doları''nın kredisini kaybetmesine, belli ülkelerin dolar rezervini azaltma yoluna gittiğine, bunun ABD ekonomisinde büyük bir çöküşe yol açacağına inananlar, senaryonun gerçekleşmesi halinde Amerikan imparatorluğunun sonunun gelebileceğine ihtimal veriyor.

Devrim Sevimay''la yaptığı
bütün dünyada tartışılan felaket senaryosuna işaret eden Derviş, ABD ekonomisindeki açıkları finanse eden ülkelerin desteği çekebileceğine, bunu da dolarda ciddi düşüşlere yol açabileceğine değinmekle kalıyor. Keşke konu hakkında biraz daha konuşsaydı. Özellikle Asya ekonomilerinin ABD ekonomisini finanse etmeye son vermesi halinde nasıl bir Amerika ile karşılaşacağımızı, bu durumun küresel düzeyde nasıl bir ekonomik kaosa yol açacağını da anlatsaydı.

Birkaç yıldır aynı konuyu tartışanlar, askeri ve siyasi açıdan karşı konulmaz kabul edilen ABD''nin ekonomik çöküşe doğru gittiğini, bunun da bir imparatorluğun sonunu getirebileceğini açıkça dile getiriyor. Dünyanın sayılı ekonomi uzmanları, bu çöküşün siyasi sonuçlarına bakmayı ihmal etmiyor.

16 Mart 2007''de burada aktardığım “Çin bir trilyon doları ne yapacak?” başlıklı yazıda, felaket senaryolarıyla ilgili notlar aktarmıştım. ABD''nin en büyük gücü, ekonomisine, askeri gücüne, diplomasisine yönelik güvendir. Bu güven kaybedildiği anda çöküş başlamış demektir. Şimdi güven zayıflıyor. Özellikle son beş yılda, önemli değişiklikler yaşandı.

ABD''nin dış ticaret açığı 800 milyar dolara çıktı ve hızla büyüyor. Borçları 3 trilyon doları geçti ve artıyor. Enflasyon artıyor, büyüme hızı düşüyor. Bu açıkları finanse eden ülkeler yeni arayışlara yöneldi. Özellikle Çin ve Asya ülkeleri. Çünkü, doların hızlı düşüşü, korkunç dolar rezervinin ellerinde patlamasına yol açacak.

Mesela küresel piyasalarda belirleyici bir güç olan Çin, dolar rezervini azaltmak için radikal adımlar atıyor. ABD''nin en büyük finansörü olan, aylık ortalama 20 milyar dolar artışı olan Çin, 1 trilyon dolarlık dev bir birikimi yatırım fonuna dönüştürüyor ve dolara yatırımdan vazgeçiyor. Bu miktar ABD ekonomisine gitmeyecek. Pekin zenginliğini ABD hazine bonosuna yatırmak yerine daha kalıcı yatırımlara yöneliyor. Washington''a borç para verme yerine dünyanın her yerinde ABD''ye rakip olmayı seçiyor. Bu paranın ne kadarı Türkiye''ye gelir? Bu, Türk ekonomisinin süreci ne kadar izleyeceğine bağlı olacak.

Çin gibi Japonya''da dolar rezervini azaltıyor. Avrupa Merkez Bankası bu işe 11 Eylül''den önce başlamıştı. Şimdi İran bütün enerji ticaretinde doları devre dışı bırakırken, Malezya da benzer bir yol izliyor. Princeton Üniversitesi''nden Paul Krugman, 2004 yılında; “ABD ekonomisinin 1990''lardaki Arjantin ekonomisine benzediğine, dolardaki değer kaybı ve bütçe açıklarıyla birleşince Bush yönetiminin ekonomik bir felaketle yüzleşeceğine” dikkat çekmişti. Şimdi verilere bakalım:

ABD dış ticaret açığı 2006''da 860 milyar dolara çıktı. Borcu 3 trilyon doları aştı. Büyüme hızı 2006''da 3.3 iken 2007''de 2.1''e düştü. 2008''de bu rakamın 0.5 olması bekleniyor.

Çin, Avrupa, Asya ekonomileri ve petrol ülkeleri ABD''nin açıklarını finans etmekten çekiliyor. Dolardan euroya kaçıyor. Doların kredisi düşüyor. ABD ekonomisine duyulan güven sarsılıyor. Dünya ekonomisinin ağrılık merkezi doğuya kayıyor.

Çin yüzde 10.7, Hindistan yüzde 8.5, gelişmekte olan ülkeler yüzde 6, Asya ekonomileri yüzde 8 civarı büyümeye devam edecek.

Bir başka örnek:

İran''ın 2.2 milyon varil petrolünün yüzde onunu Çin alıyor. Ama dolar değil euro üzerinden. İran petrolünün yüzde 60''ı euro ile satılıyor. Japonya İran''dan aldığı günlük 550 bin varil petrolü yakında euro ile satın almaya başlayacak. İran-Çin arasında imzalanan 100 milyar dolarlık enerji anlaşması euro üzerinden işleyecek. Bunlar gibi daha çok örnek verilebilir.

Avrupa, Rusya, Çin, petrol ülkeleri, Asya ekonomileri dolardan kaçıyor. ABD, askeri ve siyasi imparatorluk kurmaya çalışırken korkunç bir ekonomik çöküşe mahkum edilmek isteniyor sanki. Ekonomik çöküşün ABD''yi çökerteceğine inananlar çok. Tabii bu arada dünya ekonomisini de büyük bir kaosa sürükleyeceğine de… Sanki şöyle bir senaryo var:

ABD askeri olarak yenilmez. Yenilmesi isteniyorsa bu ekonomik alanda yapılmalı. Dünyanın en büyük askeri gücüne sahipse, güçlü bir ekonomiye sahip olmak zorunda. Para olmazsa ordu da olmaz, ordu olmazsa küresel kontrol de olamaz. Dolar dünyayı yönetiyor, doları ise ABD yönetiyor. Dolar yenilirse ABD de yenilir. Dolar yoksa kontrol de yok. O zaman dolar üzerinden, ekonomi üzerinden bir savaş verilecek. Amerikan imparatorluğu böylece dize getirilecek.

Doların çöküşü çok daha keskin hal alacak. Tabii ABD''nin ekonomik gerilemesi de buna bağlı hızlanacak. Buna bağlı olarak küresel bölünme, kamplaşma ve restleşme şiddetlenecek.

Türkiye''de doların düşüşü buna bağlı. Ama şu soru sorulmalı: Dünya dolardan kaçarken Türkiye''ye dolar yağması bir tesadüf mü?

17 yıl önce
Doların çöküşü, ABD"nin çöküşü
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu