|
Dünyanın tüm yoksullarına!..

Dünyayı, hayatı ve insanı aynı duyarlılık, aynı kavrayış, aynı endişe, aynı özlemle algılayanlara. Güçlü yüreği, açık zihni, onurlu duruşu olanlara. Dünyanın tüm yoksullarına. Adalet ve erdemin peşinde koşanlara… Cahit Koytak''ın, “yoksullardan biri olmanın onurunu taşıdığı” için dünyanın tüm yoksullarına adadığı “Önden Yırtılan Gömlek” adlı yeni şiirini, aynı gerekçelerle buraya aldım bugün. Kalplerimizi, hafızalarımızı, duruşlarımızı, hedeflerimizi, sevgilerimizi bir kez olsun gözden geçirmek için…

ÖNDEN YIRTILAN GÖMLEK

İktidar, yol üzerinde bulduğun şu tekeş ayakkabı,

En belalı sınavıdır, Tanrı''nın.

Gözünü açıp da, çalıların, dikenlerin arasında

Onun yitik eşini, adaleti de bulup giymezsen öteki ayağına,

Yandın, ey Kral, yandın ey Başkan, yandın ey petrol şeyhi!

Bu durumda, seke seke gitmektense,

Cehenneme kadar yalınayak koş daha iyi!

Ve siz, benim yoksul, benim aziz dostlarım, kardeşlerim,

Siz, yüksek oktanlı refah ve demokrasi için kanları petrole katılanlar

Bakın, “Uygarlık ve barış” diyor bu Kuzeyliler,

“Özgürlük ve refah” diyor Romalı Kayzer,

Halkın, celladını kendisinin seçmesi falan feşmekân…

Söyleyen onlar olunca, on sefer düşünüyorum, ben,

Kırk sefer düşünüyorum ve yalan diyorum,

''Hakikat olsa da'', yalan!

Peki, ya sen ne diyorsun, kardeşim Moritanya?

Peki sen ne diyorsun Fas, sen ne diyorsun Cezayir,

Sen ne diyorsun Mısır, sen Libya, sen Ürdün,

Sen Katar, sen Yemen, sen Sükutî Arabistan?

Onların senin ağzının kenarına iliştirmek istedikleri

Bu kirli karanfiller, bu, barut ve üre kokan yapay süs çiçekleri,

Sömürgeli muhbirlerin sonunu hatırlatmıyor mu sana?

Hani şu önce tüyleri dolar rengine boyanıverip av tazılarının, polis köpeklerinin arasına katılan

Sonra, ya sınır tanımayan oburluklarından

Ya da rahimlerinde döllenen şeytanın büyüklüğünden karınlarını taşıyamaz hale gelince

Şakaklarına seksen sentlik bir kurşun sıkılan yahut ipe çekilen

Şu zavallı, çaputsu hainlerin sonunu, hatırlatmıyor mu sana,

Ne dersin, sen yoksul Darfurlu, yoksul Nouakhottlu,

Yoksul Bağdatlı, yoksul Felluceli, Yoksul Beyrutlu?

Peki, ya siz Ekselansları, ya siz Majesteleri,

Sizler ne buyururdunuz? Özgürlük, eşitlik, tarz-ı şûravî?

A evet, evet, sizler omuz silkiyorsunuz,

Susma hakkınızı kullanıyorsunuz, doğal olarak…

Pekâla… Pekâla… Sizler susmaya devam buyurun!

Şu kovulmuş melekle fiskoslarınıza yani,

İyidir, iyidir, kaht-ı ricalden iyi, fitneden iyi, ölümden iyi!

Sürdürün sabır kürlerinizi, dua kürlerinizi, uyku kürlerinizi sizler,

Ben kalkıp Bağdat''a gideceğim, Filistin''e gideceğim

Mezarından kaldırmaya İnsanlığı;

Ama Romalı Lejyonerlerin yaptığı gibi

Kefenini, altın dişlerini, iç organlarını soymak için değil, hayır,

Önden yırtılmış günah gömleğini,

Şu kapkara vicdanını söküp göğsünden,

Kürsüsünün önüne atmak için, Yargıçlar Yargıcının.

Tabii, Roma''nın korkunç cinayetleri,

Roma''nın ve Siyon''un efelikleri karşısında

Tam da ölülerden bekleneceği gibi

Sustuğu, susmayı seçtiği için,

O ''İnsanlık'' dediğimiz tabansız hortlak

Utançtan ve korkudan yerin yedi kat

Dibine tüymemişse, doğal olarak…

Cahit Koytak / 10 Aralık 2006

17 yıl önce
Dünyanın tüm yoksullarına!..
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî