|
Eliezer, Mofaz, Şaron, silahlanma, savaş suçu...

İsrail Savunma Bakanı Benjamin Ben-Eliezer''in ziyaretinden sonra Genelkurmay Başkanı Şaul Mofaz da dün Türkiye''deydi. İsrail Başbakanı Ariel Şaron ise Başbakan Bülent Ecevit''in üç kez yaptığı davetten sonra 7 Ağustos''ta Ankara''da olacak. Mofaz da Ben-Eliezer gibi, füze savunma sistemi, Türk tanklarının modernizasyonu, insansız uçak satışı, havadan karaya Popeye-2 füzeleri, askeri istihbarat uydusu, helikopterler ve tanksavar roketlerinin teslimi gibi ortak savunma projeleri için geldi.

Ben-Eliezer, Mofaz ve Şaron''un ziyaretleri, Türkiye ile İsrail arasında 1996 yılında imzalanan "stratejik ortaklığın" ivme kazandığı bir dönemde gerçekleşiyor. Ortaklık Türkiye''nin tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşadığı dönemde milyarlarca dolarlık silah anlaşmaları ile güçleniyor.

Ben-Eliezer''in ziyareti sırasında iki ülke "ortak füze kalkanı" kurma konusunda anlaşmaya vardı. Kriz nedeniyle ertelenen bazı projeler yenilendi. ABD''nin Füze Kalkanı Projesi çerçevesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu''ya yerleştirilecek füzelerin ağırlıklı olarak İsrail tarafından karşılanması ve Arrow füzelerinin bu amaçla ortak üretimi kararlaştırıldı. İsrailli pilotların Konya Ovası''nda yaptığı eğitim uçuşlarından ve hava tatbikatlarından sonra iki ülkenin ortak kara tatbikatı da yapması planlandı.

Anadolu''ya yerleştirilecek Arrow''lar için gereken "Green Pine" radar sistemi, tanksavar füzeleri, insansız uçak ve Türk F-16''ları için havadan karaya Popeye füzelerinin satışı ile Türk M-60 tankları için modernizasyon paketi ele alındı ve bunların bir çoğunun tekrar hayata geçirilmesi kararlaştırıldı. Türk hava sahasında önemli ayrıcalıklar kazanan İsrail, belki önümüzdeki dönemde Anadolu''da kara birlikleri de bulunduracak. Kimse olmaz demesin.

Türkiye topraklarına İsrail füzeleri

Ziyaretler, Türkiye''nin İran, Irak ve Suriye''ye karşı konumlandırıldığı, bu ülkelere karşı topraklarının füzelerle donatıldığı, sınırlarına "İsrail malı dinleme istasyonları" ve füze rampaları monte edildiği bir dönemde yapılıyor. ABD''nin Füze Kalkanı projesinin gerekçesi olarak İran ve Irak''tan gelecek füze saldırıları gerekçe gösteriliyor ve Türkiye bu ülkelere karşı silahlandırılıyor. Füze Kalkanı gibi küresel bir projenin gerekçesinin ısrarla İran ve Irak olarak gösterilmesi hiç de inandırıcı bir durum değil.

ABD ve İsrail''in bu ülkelere yönelik olası bir müdahalesinde Türkiye topraklarının ve hava sahasının, İsrail''in İran''ın nükleer tesislerine yönelik saldırısında da uzun menzilli uçuşlar için Türkiye''de eğitilen İsrail uçaklarının ve pilotlarının kullanılması muhtemel.

Üst düzey ziyaretler ayrıca Şaron''un Filistin Yönetimi''ne karşı topyekün savaş hazırlığı yaptığı bir dönemde gerçekleşiyor. Filistin Yönetimi''nin yok edilip Arafat ve diğer liderlerin Suriye''ye sürülmesi hesaplanan Şaron''un saldırı planına göre, 40 bin Filistinli bu savaşta hayatını kaybedecek veya tutuklanacak. Batı Şeria ve Gazze yeniden işgal edilecek. CIA kaynakları tarafından da doğrulanan senaryo, doğal olarak Suriye ve Irak''ı da içine çekecek nitelikte. Aynı dönemde ABD''nin Irak''a yönelik yeni bir saldırı hazırlığı içinde olduğuna dair belirtiler kendini hissettiriyor.

Avrupa Birliği''nin Tel Aviv yönetimini açıkça uyardığı, İsrail''e ekonomik ambargoyu bile düşündüğü, işgal altındaki topraklarda üretilen ve ihraç edilen İsrail mallarına vergi muafiyetini kaldırdığı, 31 Ağustos''ta Güney Afrika''nın Duban kentinde yapılacak olan BM Dünya Irkçılık Konferansı''nda İsrail''in ırkçı devlet ilan edilmesi için çalışmalar yapıldığı bir dönemde Türkiye ile İsrail arasında temaslar yoğunluk kazandı.

Savaş suçundan yargılanacaklar

Ben-Eliezer ve Mofaz ve Şaron, insanlığa karşı suç işlemekle suçlanıyor. Şaron hakkında Belçika''da insanlık suçu işlemekten resmen soruşturma açıldı ve 24 tanık ifade vermek için mahkemeye çağrıldı. AB''nin İsrail''e yönelik politikalarına bakılırsa AB Dönem Başkanı olan Belçika''nın soruşturma sonunda dava açması kesin. Başlangıçta soruşturmayı önemsemeyen Şaron, sonunda Belçikalı bir avukatla anlaşmak zorunda kaldı. Şaron, 1982 yılında Sabra ve Şatilla mülteci kamplarındaki katliamların dışında 1992''de Kanada''da 105 kişinin ölümüne yol açan bombalama olaylarından sorumlu tutuluyor.

AB İsrail''i, insan hakları açısından tam anlamıyla kuşatmaya alıyor. Şaron''dan sonra Mofaz ve Hava Kuvvetleri Komutanı Dan Haluzt için soruşturma açılacak. İsrail''in Filistinliler''e karşı suç işleyen ve askeri çevreden gelen bir çok isminin bu süreçten kurtulma şansı görünmüyor. Tel Aviv yönetimi, bu endişeyle paniklemiş durumda. İsrail güvenlik güçlerinde görev yapmış ve halen görevli üst düzey yetkililer Dışişleri Bakanlığı''na başvurarak, Avrupa''da hangi ülkelerde dikkatli olmaları gerektiği konusunda tavsiye istediler.

Danimarka ise, İsrail''in yeni Kopenhag Büyükelçisi olarak atanan Güvenlik Servisi Şin Bet''in eski başkanı Carmi Gillon''u ülkeye ayak basması halinde, işkence yaptığı ve yaptırttığı gerekçesiyle tutuklayacağını açıkladı.

Mofaz böyle bir ortamda Ankara''ya geldi. Mofaz ve diğerleri yakında hiç bir Avrupa ülkesine gidemeyecek duruma gelebilirler. Türkiye, ırkçı devlet ilan edilmesi beklenen İsrail ve insanlık suçundan mahkum edilmek üzere olan Şaron ve arkadaşları ile stratejik ortaklığını nasıl devam ettirecek? Şaron''un felaket senaryoları Türkiye''yi nasıl etkileyecek? Hep birlikte göreceğiz.

23 yıl önce
Eliezer, Mofaz, Şaron, silahlanma, savaş suçu...
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî