|
Haritaları yeniden çizecek müthiş güç

ABD Ulusal İstihbarat Konseyi, "2030 yılında nasıl bir dünya" sorusuna cevap üreten bir rapor yayınladı?

Bence son derece heyecan verici, ayakları yere basan, bugünden izleyebildiğimiz güçlü eğilimleri net cümlelerle ifade eden, olabilecekler konusunda bir perspektif sunan, oldukça cesur bir rapor.

İncelerken, yıllardır aslında burada da çokça dile getirdiğimiz, ancak bazılarına "uçuk" gelen eğilimlerin raporda aynen yer aldığını gördüm.

Ne yazık ki bizim ülkemizde, sadece "birkaç yıl" sonrasına yönelik öngörüler bile "hayal" olarak niteleniyor. Oysa ayaklarının ucuna bakan bir ülkenin, toplumun, bireyin ne tür bedeller ödeyeceğini görmek için şöyle bir etrafımıza hatta kendi ülkemize bakmamız yeterli.

Şimdi söz konusu rapora dönelim:

2030 yılına kadar dünyayı değiştirecek dört büyük eğilim var: Bireysel güçlenme, gücün yayılması, demografik düzen, artan gıda ve enerji ihtiyacı...

Bireyin güçlenmesi bence dünyayı değiştirecek en önemli etken. Arap Baharı ve Tahrir ruhu ile gündemimize giren, bugün Ortadoğu''da kendini hissettiren, yarın Avrupa''nın ve Asya''nın en önemli kentlerini harekete geçirmesi beklenen, sokakların devletleri ve sistemleri değiştirdiği bir dönem başlıyor.

Yer yer "isyan çağı" olarak adlandırılan bu müthiş yeni güç, devletlerin ve kurulu düzenlerin adeta kâbusu olacak. Artık hiçbir devlet, hiçbir kurum veya örgütlü yapı, bu yeni gücün denetiminden, sorgulamasından muaf olamayacak. Sokakların sesinin yer yer öfkeye de dönüşerek, dünyayı değiştirecek en büyük dalgaya dönüşeceğine inanıyorum.

Belki de 21. Yüzyıl''ın en büyük değişikliği, devrimi bu olacak.

Gücün yayılmasına gelince.. "Dünyanın ağırlık merkezi Doğu''ya kayıyor" cümlesini herkes hatırlayacaktır. Yirmi yıldır yoğun biçimde bu tartışılıyor zaten. Son dönemlerde Türkiye''de "eksen kayması" olarak ifadesini bulan tartışma da bu büyük güç kaymasının bir parçası.

Ekonomik başkentler değişiyor, yeni siyasi başkentler oluşuyor, Atlantik merkezli güç dağılıyor. Bunlara bağlı olarak Birleşmiş Milletler''in yapısından uluslararası kurumların yeniden şekillenmesine, kaynakların ve pazarların paylaşılmasına kadar sancılı bir dönüşüm, derin bir tartışma yaşanıyor.

Dört ana eğilimden "demografik değişim" ile "gıda ve enerji ihtiyacının artması" da aslında gündelik tartışmalarımızdan. Batı''da nüfus yaşlanırken Doğu''da hızla artması, genç iş gücünün de ötesinde bazı toplumların nüfus güçlerini kaybetmeleri kendileri açısından ciddi bir tehlike. Gıda savaşlarını, gıda fiyatları üzerindeki spekülasyonları, bugün dünyadaki çatışmaların büyük çoğunluğunun enerji ve kaynak savaşı olduğunu belirtelim yeter.

Raporda en dikkat çekici tespit şu: 1750''den bu yana devam eden Batı''nın yükselişi tersine döndü. Yani Batı''nın yükselişi durdu hatta bu durgunluk gerilemeye dönüştü.

Benzer ifadeler uzunca bir zamandır fantastik hayaller olarak kabul edildi. Batı''nın gerilemesi, tarihin dönüşmesi, rüzgarın yönünü değiştirmesi, yeni ülkelerin, toplumların sahneye çıkışı, gücüne erişilemez sanılan merkezlerin kendini toparlayamaz hale gelmesi bugün artık bir gerçek.

Çin''in 2030''da ABD''yi geçeceği, Çin, Hindistan ve Brezilya gibi ülkelerin birinci lige çıkacağı, ABD ve Avrupa''nın, Japonya ile birlikte gerileyeceği ifade ediliyor. Türkiye, Meksika, İran, Güney Afrika, Endonezya, Mısır gibi ülkelerin dünya ekonomisini hareketlendireceği, bu ülkelerin siyasi ağırlığının ciddi oranda artacağı öngörülüyor.

Sadece bu raporda değil, on yıllık, yirmi yıllık, elli yıllık başka öngörülerin hemen hepsinde aynı tespitler var. Türkiye yükselen güçler arasında ve bugünden bunu apaçık görüyoruz.

Kürt devletinin kurulması, Türkiye ve bölge için kabus senaryosu olarak nitelenmiş. Bağımsız bir Kürt devleti kurulması, bugünkü Ortadoğu''daki güç haritasını tamamen değiştirecektir, bu doğru. Ama çatışmalar yerine ortaklıklar inşa edilirse bu aynı zamanda müthiş bir güce dönüşecektir, bu da doğru...

Tarihin kırılma anları vardır. Birinci Dünya Savaşı bunlardan biridir. Savaş sonrası oluşturulan Ortadoğu-İslam kuşağındaki bütün haritalar sanaldır, gerçeklikten uzaktır. Şimdi, bu haritaların değişeceği söyleniyor.

Evet, haritalar değişecek. Nasıl ki güç haritası değişiyor, bunun bir adım sonrası coğrafi haritaların, ülkelerin değişmesidir. Ancak bu, sadece Ortadoğu için değil bütün dünya için muhtemeldir.

11 yıl önce
Haritaları yeniden çizecek müthiş güç
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?