|
K. Irak-Akdeniz hattına dikkat..

Türkiye ile Suriye arasındaki uzun sınır boyunca hemen her gün bir başka gerekçeyle ortaya çıkan çatışmalar, Suriye"deki çatışmaları bölgeselleştirebilir mi? Daha doğrusu, Türkiye"yi bu savaşın içine çeker mi?

Suriye"deki savaşın dolaylı olarak zaten içinde Türkiye. Burada kastettiğim anlamda ise yakın zamanda pek mümkün görünmüyor. Ama uzun süren çatışmaların, belirsizliklerin, her gün yeniden kurulan oyunların, güç haritasının sürekli değişmesinin ne getireceğini kimse öngöremez. Savaş da bölgeselleşir, Türkiye de bu savaşın içinde yerini alır. Bu mümkündür.

Suriye meselesinin nerelere varacağı öngörülemedi. ABD, Irak"ı işgal ettiğinde "bu iş altı ayda bitecek" hesabı yaptı. Ardından Suriye"yi işgal edecekti. Ama o altı aylar hiç bitmedi.

Suriye meselesi de biraz böyle oldu. Zayıf Şam yönetimi bu kadar direnemezdi. Zaten direnen de Şam"ın siyasi ya da askeri gücü değildi. Suriye"nin kendisiydi. Bulunduğu coğrafyaydı, dinamikleriydi, coğrafyada üslendiği stratejik pozisyondu.

Bu halde iken hangi yönetim olursa olsun, hangi renkten siyasi düşünce olursa olsun Şam her zaman zor bir kale olmuştur. Bu hesap iyi yapılmalı, zorluklar ölçülebilmeliydi. Öyle görünüyor ki, öngörüler tutmadı. En azından şimdilik. Öyleyse, vakit geçirmeden hesapların yeniden yapılması gerekiyor. Çünkü daha şimdiden Suriye"deki kaosun on yıl sürebileceği belirtiliyor.

On yıl sürecek bir istikrarsızlığın bu uzun sınır boylarında ne gibi hasarlara yol açacağı, güçlenen ve sayıları hızla artan örgütlerin Türkiye"yi ne tür maceralara sürükleyeceği, "oyun kurucu" güçlerin bu örgütler üzerinden ne tür hesaplar yürüteceği bugünden öngörülebilir mi? Evet, bu yapılabilir.

Aksi takdirde, savaşın Türkiye"de ödeteceği bedel, Irak savaşından çok daha büyük olacaktır. Irak"a bakış, sadece Kürt meselesi eksenindeydi. Suriye ise Türkiye"nin Güney"le bütün ilişkileri, Arap-İslam toplumlarıyla bütün ortaklıkları ya da ayrılıkları anlamına geliyor. Suriye daha bir Türkiye, Türkiye daha bir Suriye"dir. Türkiye ile ortaklık alanı en geniş olan Arap ülkesidir.

Son günlerde tırmanan PKK-El Kaide çatışmaları, Özgür Suriye Ordusu"nun bu çatışmaya göre pozisyon almaya çalışması, Türk Silahlı Kuvvetleri"nin alarm durumuna geçmesi işin ciddiyetini ortaya koyan ilk işaretlerdir.

Bunlardan çok daha ileri bir durumla da karşılaşabiliriz. Sınır boyunda Suriye askerleriyle değil, onlarca örgütler mücadele etmek zorunda kalabiliriz.

Petrol şirketleri burada, Türkiye ile husumeti olan ülkeler burada, "müttefik" adı altında Türkiye"nin burnunu sürtmek isteyenler burada. İran orada, Avrupa ülkeleri orada, İsrail ve ABD orada…

Belki bazları sadece El Kaide ile PYD"yi görüyor ama ben bu resimde onlarca ülke görüyorum. Onlarca şirket, boru hatları, finanse edilen örgütler…

El Kaide bütün unsurlarıyla Türkiye-Suriye sınırına yerleşmiş durumda.

Kürt meselesi Türkiye-Irak sınırı iken Türkiye-Suriye sınırına taşındı.

Kuzey Irak-İskenderun/Akdeniz hattı Türkiye için en istikrarsız, bölge için en hareketli kuşak olmaya doğru gidiyor.

Bu tespiti, Irak işgalinden hemen sonraki çatışmalar sırasında da söylemiştik. Yine bu tespiti, Irak işgalinden önce ABD askerlerinin Türkiye"ye yerleşmesi sırasında da söylemiştik. Çünkü o askerler bugünkü çatışma alanlarının, Türkiye-Suriye arasındaki uzun sınırın Türkiye tarafına yerleştirilecek, K. Irak"tan İskenderun"a kadar bir kuşak, tampon bölge oluşturulacaktı.

On yıldır aynı şeyi yapmaya çalıştıklarını, bu kuşağı denetim altına almak istediklerini, bu yüzden de istikrarsızlığı bölgeye taşıdıklarını düşünebiliriz. Özellikle bugünkü meselelerin örgütler üzerinden yürütülmesi bu tehlikeyi doğruluyor.

Aslında Türkiye"nin karşı karşıya olduğu tehditler Suriye ile sınırlı değil. Suriye topraklarında bile olsa, başka faktörler de gelişmeleri etkiliyor. Sanki zincirin halkaları gibi birbirini tamamlıyor.

Çözüm süreci Türkiye dışında herkes için ciddi bir tehdit oluşturdu. Başarılı olması, İran"dan Lübnan"a kadar bir çok şeyi değiştirecek. Tabii ki, bu ülkeler üzerinde söz sahibi olanların alanlarını da daraltacak.

Türkiye"den başka barışı isteyen kimse yok. Kürtlerden başka barışa ikna edilebilecek hiç kimse yok. Dolayısıyla barış, Türkiye ile Kürtlerin dürüstlük ve fedakarlıkları üzerine kurulabilecektir.

Bu iki unsur dışında herkesin barış düşmanı olduğu apaçık ortada. Dostlar, müttefikler, kardeşler bile buna karşıyken siz, oyunu Irak"ın ve Suriye"nin de ötesinde düşünmek zorundasınız.

Suriye üzerinden bile çözümü sabote edecek gelişmeler servis edilebiliyorsa, gerçekten de bölgede yeni bir hesap yapma zamanı gelmiştir.

Sınırda olanlara El Kaide-PKK çatışmaları diyoruz. On yıllık öngörüyü göze alarak Türkiye nerelere sürüklenebilir, diye sorguluyoruz.

Olmaz demeyin. Bugün küçük çatışmalara müdahale eden Türkiye, on yıllık süre içinde bütün boyutlarıyla Suriye savaşının içinde yer alabilir.

Bugün sınırın diğer tarafından örgütler üzerinden oyun kuranlar, oyun kurmaya devam ettiği müddetçe bu hep muhtemeldir.

Sınırda örgütler üzerinden bir tezgah kuruluyor, barış sürecini sabote edip Türkiye"yi sonsuz çatışmaların içine çekecek bir senaryo servis ediliyor.

Kuzey Irak-İskenderun hattına dikkat.

11 yıl önce
K. Irak-Akdeniz hattına dikkat..
Kara dinlilerle milletin savaşı
Ekonomik kalkınmada nitelikli işgücünün rolü
Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’nin kamu personeline yansıması (2)
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…(3)
Devletsizlik ve ulussuzluk