|
Ya bir İngiliz gemisine füze isabet ederse!

Rehine krizi karşılıklı gövde gösterisine dönüştü. ABD Basra Körfezi''ne yığınak yapıp İran''a ne ile karşılaşabileceğine dair güçlü mesajlar verirken Tahran, Irak içindeki nüfuzunun ABD''yi nasıl köşeye sıkıştıracağından emin halde kendi oyununu oynuyor. İngiltere İran''la bütün ilişkilerini kesip konuyu BM Güvenlik Konseyi''ne getirme şantajı yaparken İran; “Ben de BM''ye götürürüm ayrıca askerleri de serbest bırakmam” diyerek daha önce bırakılacağı açıklanan kadın askerin bırakılmasını erteliyor.

Güvenlik Konseyi, ABD ve İngiltere için kanlı ellerin temizlendiği bir arena. Dolayısıyla, krizi Güvenlik Konseyi üzerinden İran''a karşı bambaşka bir boyuta taşıma imkanına sahipler. Nasıl olsa daha yakında İran''a karşı ambargo kararı çıkarttılar. Nasıl olsa dünyanın BM kararı üzerinden ikna edilmesi kolay olacak.

Krizin boyutları sadece bunlar değil. Anglo-Amerikan cephe, bütün bölgeyi yeni bir kamplaşmaya hazırlıyor, bazı Sünni ülkeleri İran''a karşı cepheye çekiyor. Buna çok dikkat edilmeli. Riyad''daki Arap Birliği zirvesini biraz da bu yönden okumak lazım. İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki son anda, 15 İngiliz asker esir alındıktan sonra apar topar zirveye davet edildi.

İngiliz askerlerin Basra''daki İran Konsolosluğu önündeki taşkınlarına yenileri eklenecek. Tahmin etmediğimiz provokasyonlar, oyunlar, tahrikler görebiliriz. Lübnan''da, Irak''ta ve bütün bölgede, İran etkisindeki unsurların harekete geçebileceğini düşünmeliyiz. Eğer bunları olursa, 15 askerin esir alınması çok hafif kalabilir.

Türkiye''nin arabuluculuk girişiminin sınırlı olacağı belli. Ankara, başarılı olsaydı hem ABD hem de Avrupa gözünde çok önemli bir kazanç sağlayacaktı. Ancak Türkiye''nin önce şunu sorması gerekiyor. İran''da Savunma Bakan Yardımcılığı yapan Ali Ruza Asgeri gibi, bilindiği kadadıyla, beş İranlı daha Türkiye üzerinden kaçırıldı. Bu Ankara''nın hareket alanını daraltıyor. Bazı gözlemciler, Türkiye''nin arabuluculuk girişiminin başarısız olmasının kötü sonuçlara yol açacağını, krizin sıcak çatışmaya doğru gidebileceğini hatta Ankara''nın formüle ettiği “Irak''a komşular Zirvesi”nin Nisan ayında İstanbul''da yapılmasına çalışılan toplantısının gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Görünen o ki, kriz çözümden hızla uzaklaşıyor. Taraflar, birbirini anlama yerine restleşmeyi tercih ediyor. Bu durum, ABD ve İngiltere''nin İran''la ilişkileri “Büyük Ortadoğu İstilası” çerçevesinde algıladığını, Tahran''ın da bu resti gördüğünü ifade ediyor. O zaman, tarafların kısa vadede sakinleşmesi kolay olmayacak. Dua edelim de, Körfez''deki sürtüşme “olağandışı kazalar”a yol açmasın. Mesela bir İran gemisine ya da bir İngiliz gemisine yanlışlıkla füze isabet etmesin. Böyle bir gelişme olursa çatışma kaçınılmaz olur. Ancak bu çatışma İran topraklarından çok Irak içinde yaşanacaktır.

Türkiye, Irak işgalini önlemek için çok çaba sarfetti. Başaramadı ama “Komşular Zirvesi” bugün hâlâ ayakta. Bölgede bu krizi sakinleştirmek için çaba harcama imkanına sahip tek ülke Türkiye ve bunu mutlaka yapmalı.

Bölgesel yıkım getirebilir!

İran''a saldırı şekliyle ilgili bugüne kadar çok senaryo yazıldı ya da psikolojik operasyon çerçevesinde medyaya sızdırıldı. Saldırının bölgesel felakete yol açacağından herkes emin. Oxford Araştırma Grubu, sadece nükleer tesislere saldırıda 10 bin sivilin öleceğini öngörüyor. Savaşın kontrolden çıkması halinde nükleere kadar büyük yıkıma yol açacak silahların kullanılabileceğini de. Eski bir CIA görevlisi olan Philip Giraldi, 2005''teki bir yazısında, saldırı planının çok kapsamlı olarak hazırlandığını, 450 hedef belirlendiğini söylüyor.

Tabii Pakistan, Afganistan, Azerbaycan, Türkiye, Irak ve Basra Körfezi''nden kuşatılan İran''ın neler yapabileceğini kimse konuşmuyor. ABD''nin saldırı yapabileceği bütün bu ülkelerde ve bölgelerde saldırıya maruz kalabileceğini de. Sadece Irak''ta ne yapacağını düşünmemiz yeter sanırım.

Petrol fiyatları ve dolardan kaçış!

Simdiden petrol fiyatları artmaya başladı. Savaşın iki tarafa vereceği ekonomik yıkımı söylemeye gerek yok. Ancak petrol fiyatlarının sadece bu krizle bile 100 dolar civarına çıkması muhtemel. Çatışma halinde çok yüksek rakamlar gündeme gelebilir. Zaten ambargo sürecine sokulmuş olan İran, İngiltere ile ilişkilerinde 2 milyar dolarlık bir varlığının dondurulmasından çok daha büyük zarara uğrayabilir.

Bölge ülkelerinde dolara karşı negatif bakış giderek belirginleşiyor. Avrupa Birliği, Rusya ve Çin''in dolardan uzaklaşma çabalarına, Malezya ve Asya piyasasını ekleyelim. Şimdi de Körfez ülkelerin kaçış planlarını. Körfez sermayesi dolardan euroya kaçıyor hatta Asya ekonomilerine kayıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, bu yıl sonunda dolar rezervini yüzde 10 azaltacak. Dubai İran''ın ekonomik etkisine girmiş durumda. Kuveyt de aynı yolu izliyor. İran, petrol ticaretinde dolardan uzaklaşmaya çalışıyor ve bunu açıkça dile getiriyor. İran''la Çin arasında yapılan son anlaşmaların euro üzerinden yapılması dikkat çekici. İşin ciddi tarafı, bu eğilim küresel düzeyde kabul görmeye başladı. Tabii ABD Doları da güven kaybetmeye.

17 лет назад
Ya bir İngiliz gemisine füze isabet ederse!
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî