3 Nisan tarihli Yeni Şafak''ın ikinci sayfasında "Dedeye sakal yasağı" başlıklı haberin hemen altında bir yasak haberi daha vardı. Haberde Bursa''nın Mudanya ilçesinde bir ilköğretim okulu müdürünün, öğrencilerin başı örtülü velilerine İstiklâl Marşı''nı söyleme ve dinleme yasağını hatırlattığı, onlara "başörtülü olduğunuz için İstiklâl Marşı''nı dinleyemezsiniz, benim ekmeğimle oynamaya hakkınız yok" dediği, okul müdürünün bu davranışının eleştiri konusu olduğu, Türk Eğitim-Sen Bursa Şubesi Başkanının da eleştirenlerden biri olduğu bildiriliyordu.

Başörtülü anneleri ya da ablaları, başlarını açmaya ya da okul bahçesi dışına, yani yönetmeliklerin kapsama alanı dışına çıkmaya davet eden müdür, bu davranışıyla, sadece ilgili yönetmeliği uyguladığını, "ekmeğini korumak" istediğini açıkça, özel bir başörtüsü düşmanlığı ya da başka bir art niyet taşımadığını da dolaylı biçimde ifade etmiş.

İki gün sonra, 5 Nisan tarihli Zaman gazetesinin birinci sayfasında konuya ilişkin yeni bir gelişme şöyle duyuruldu: "Velileri kovmuştu / İşgüzar müdüre SORUŞTURMA" Cihan Haber Ajansı muhabiri Yılmaz Sönmez''in haberine göre, Mudanya Kaymakamı Mustafa Esen, okul müdürü hakkında soruşturma açtırmış ve "''İstiklâl Marşı başörtülü olarak söylenemez, dinlenemez.'' diyen bir yasa yok. Bir soruşturma başlattım. Suçlu görüldüğü takdirde savcılığa suç duyurusunda bulunulacak." demişti.

Gazete de, aslında sadece ilgili yönetmeliği, hem de ekmeğinden olmamak için uygulayan okul müdürünü, soruşturmaya konu olan davranışından ötürü "işgüzar" diye nitelemeyi uygun görmüştü.

8 Nisan tarihli Zaman''ın üçüncü sayfasında, konuyla ilgili yeni bir haber okuduk: "Yasak sokağa indi" başlıklı habere göre, "Bakanlar Kurulu, okullardaki İstiklâl Marşı törenlerine katılan velilerin de başlarının açık olmasını kararlaştır"mış ve "karar önceki gün yürürlüğe gir"mişti.

CHA muhabiri Emine Dolmacı''nın bildirdiğine göre, 22 Şubat 2001 tarihinde toplanan Bakanlar Kurulu, ''Türk Bayrağı Tüzüğü''nde değişiklik yapmış ve yeni tüzük, 6 Nisan 2001 tarihli Resmi Gazete''de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Böylece, başörtüsüyle İstiklâl Marşı söylemeyi ya da dinlemeyi yasaklayan bir yasa yoktur diyerek; kimilerine göre "yasakçı" veya "işgüzar", devlete göre ise, herhalde "yönetmelikleri titizlikle uygulayan, görev bilinci yüksek" bir okul müdürü hakkında nasıl soruşturma açtırırsın diye, sevgili Mudanya Kaymakamı hakkında bir soruşturma açılmasının "yasal" ya da "tüzüksel" zemini de sağlamca atılmış olmuş.

Bu taze tüzüğün, yürürlüğe girdiği günün ertesinde, Konya 100.Yıl Kapalı Spor Salonu''nda başörtülü yüzlerce kadın tarafından nasıl bayatlatıldığını ya da çiğnendiğini gördüm. Bosna-Hersek''in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç''e Konya Büyükşehir Belediyesi''nce verilen ödül için, 7 Nisan Cumartesi gecesi düzenlenen programa katılan hanımların çoğu, başörtülü idiler ve Türk ve Boşnak ulusal marşlarını başörtülerini çıkarma gereğini duymadan, coşkuyla söylediler, dinlediler. Sanırım, Bakanlar Kurulu''nun kararını içeren tüzükten haberleri yoktu. Haberleri olsaydı, ne diyebilirlerdi? Herhalde, bu yeni tüzüğün Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu tarafından mı, yoksa, bayrağa ve ulusal marşa duydukları saygıyı yıpratmak, azaltmak, belki de yok etmek isteyen bir, bir, bir ... Kurulu tarafından mı hazırlanıp yürürlüğe sokulduğunu anlayamazlar, "Sahi mi? Şaka mı yapıyorsunuz? T.C. Resmi Gazete''de mi yayımlandı bu tüzük?" diye sorarlardı o başörtülü kızlarımız, kadınlarımız.

Devleti tuhaf bir deve ya da deveye benzetmek için gösterilen ısrar, iyi niyetle, sağduyuyla açıklanamayacak çok vahim boyutlara doğru kıvrılıp duruyor. Hak etmediğimiz bu rezaleti durdurmak için "âdi adım akıl" bile yeterli oysa.