|
Ben benden razı değil iken, sen benden razı mısın ya Rabbi?

Başlık ile yazının alakasız olduğu yazılar vardır. Bu yazı, onlardan biri.

İlki mi? Sanmıyorum.

Sonuncusu mu? Umarım.

Demeye çalışıp diyemediğim şu: İnsan bazen toparlayamıyor.

Bazen mi? Şimdi fark ettim hatamı. Düzeltiyorum: İnsan bazen toparlayabiliyor. Genelde toparlayamıyor.

Toparlayamadıklarımıza, kısaca hayat diyoruz. "Elden ne gelir, hayat işte…"

Bazen ve nadiren toplayabildiklerimize ise güzel etiketler yapıştırıyoruz. Aşk gibi. Dostluk gibi.

Yeri gelmiş olmalı, yazar kimdir sorusunu sorarak toparlayalım: Yazar, dikiz aynasından size el kol hareketleri yapan kişiden başkası değildir!

Hiç eksik olmazlar, dikiz aynasından talimat yağdırırlar: "Topla gel!"

Sanki çok kolaymış gibi.

"Toplama"nın kolay olmadığına iki tane somut örnek verelim ki yazı işleri yazıdan kuşkulanmasın.

"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar" sözü misali, gazetecinin "aydın"lığı da ancak bir sonraki söyleşiye kadar sürüyor. Sonra ne mi oluyor? Her şey karanlık mürekkepte yitip gidiyor. Çelişkiler de…

Radikal İki"nin eski yayın yönetmeni Tuğrul Eryılmaz, eksik olmasın, samimi üslubuyla önce bize habercilik dersi veriyor:

"Haber nedir biliyor musun, birileri bir şeyin yayımlanmamasını istiyorsa işte o haberdir. Bu da benim cümlem değil, Anglosaksonlardan çaldım. Gazeteci de bunu yapmıyorsa gazeteci filan değildir." (http://t24.com.tr/haber/radikalin-haber-toplamasindaki-gercek-bozulma-eyup-canda-basladi,262271)

Fakat sonra ne oluyorsa, haber nedir sorusunun cevabını unutuyor. Bir başka söyleşisinde, yukarıda bahsettiği "birileri" gibi, "bir şeyin yayımlanmamasını istiyor". Konu Haluk Bilginer"in eleştirileri:

"Bu iddiayı herkese yaymayacaktı Bilginer. Bir tarafın işine gelecek şeylerin söylenmesini doğru bulmuyorum." (http://www.medyatava.com/haber/tugrul-eryilmaz-medyatavaya-konustu-ne-ezgi-basaranin-ne-eyup-canin-radikal-eski-radikal-demeye-hakki-yok_109445#sthash.JnzfSa1R.dpuf)

Araya girip küçük bir uyarıda bulunayım mı: Lütfen, bu yazıyı bir eleştiri yazısı olarak okumayın. Vatandaş "ne olacak bu memleketin hali" sorusuna doyamazken, gazeteciler de "ne olacak bu medyanın hali"ne doyamazlar. Hepsi bu.

Üstad da bizim gibi toparlayamayanlardan. Duygusallaşınca, haber nedir sorunun cevabını unutan, "bir tarafın işine gelecek şeylerin söylenmesini doğru bulmayan" bir haberci!

Üstad, "yandaş gazeteciler" de sizin yaptığınızı yapıyorlar. Medyadaki yozlaşma hakkında konuşmak bu gerçeği örtemiyor.

Hoş görelim ve geçelim, üstad da toparlayamamış diyelim.

"Somut örnek" fetişistleri için sıradaki şarkımızı Alman Yeşiller Partisi"nin eşbaşkanı Cem Özdemir söylesin.

Euro-vision"da seslendirdiği şarkısının adı: "Merkel"in yuhalanmasının bedelini öderiz"

"Merkel sözü sarf edildiğinde salonun yuhalaması çok kötü bir izlenim bıraktı. Çok çirkin oldu. Bu hafızalarda kalacak. Bunun bedelini ödeyeceğiz. Şu mesajı veriyor: Burada yaşıyorsun, buranın ekmeğini yiyorsun, vergini burada veriyor, çocuklarını burada okula gönderiyor, sosyal devletten istifade ediyorsun. Aynı zamanda buranın başbakanını yuhalayıp başka bir ülkenin başbakanına tapıyorsun. Yine sadakat meselesini gündeme getiriyor. Biz 50 senedir uğraşıyoruz. "Sadık vatandaşız" diyoruz, "Bize güvenin, korkmaya gerek yok." diyoruz. Oraya gidenlerin bıraktığı imaj bu söylediklerimizi çökertiyor. (http://www.radikal.com.tr/politika/merkelin_yuhalanmasinin_bedelini_oderiz-1193886)

Şu büyük çelişkiye, şu muhteşem zavallılığa bakar mısınız: Türkiye"de Erdoğan"ı yuhalamanın bedelinden bahsedenler faşist olurken, Merkel"i yuhalamanın bedelinden bahseden demokrat oluyor!

Yeşiller Partisi başkanı olan yeşilliğin bahsettiği "sadık vatandaş" da ne ola? Faşizmin kavramları değil mi bunlar?

Bir hukuk devletinde, "sadık vatandaş", "hain vatandaş" olmaz; vatandaş olsa olsa "suçlu" olur.

Alman Yeşiller Partisi"nin eşbaşkanı, insanların kimi sevip kimi yuhalayacağının, hukukun konusu olmadığını, yani suç olmadığını bilmiyor olabilir mi?

"Yuhalamanın bedeli"nden bahseden bu zavallı mı hukuk devletini savunuyor? Hakaret gibi anlaşılmasın, zavallılığı fikirlerinin zavallılığından geliyor. Önce şunu öğrenmesi gerekiyor: Hukuku çiğnemeyen ve vergisini ödeyen her vatandaş, "iyi vatandaş"tır. Nokta.

Yazının sonunda toparladık sanırım… Ama duam hala başlıktaki gibi.

10 yıl önce
Ben benden razı değil iken, sen benden razı mısın ya Rabbi?
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık