|
Artık daha kuvvetliyiz

Bugün itibariyle, Yeni Şafak'ta beşinci yılımızı doldurduk. 'Daha dün gibi' diyeceğim ama değil. Beş yıl boyunca yaşananlar, bunu söylememize imkân vermiyor, mâni oluyor. 'Gün olur asra bedel' diyebileceğimiz nice zamana şahitlik ettik, ediyoruz. Yazmakla bitmez.



Ancak 'ilahî ikram' diyebiliriz. Her musibetten / imtihandan daha kuvvetli bir şekilde çıktık. Fenalık peşinde olanlar milletin gözünden ve gönlünden hızla düştüler. Karşılıklarını büyük ölçüde kaybettiler. Hele son işgal teşebbüsü.

Bu sefer gerçekten unutmayacağız!


'Arkalı köpek kurdu boğar' derler. Bu kez boğamadı. Öyle olmadı, böyle oldu. Bakınız: Yenikapı mitingi.


Yazıya başlamadan önce Din Şûrası Sonuç Bildirgesi'ni birkaç kez okudum. İtiraz edeceğimiz bölümler elbette var. Fakat şimdi yeri ve zamanı değil.



Kısaca: Din kisvesi altında menfaat şebekesi kuranlar, hainliklerini dinle perdeleyenler, güzel dinimizi kendi amaçları doğrultusunda kullananlar, hakikati tekelleri altına alıp herkesi dışlayanlar işaret ediliyor. Ahlaksız oldukları söyleniyor. Adres belli. Kıymetli milletimiz işte bu karanlık yapıya ahlak dersi vermiştir.

Omzu kalabalık, kalbi karanlık tetikçilerine vatan sevgisinin ne olduğunu göstermiştir.


Yaşadığımız süreçte, milletimizi kutuplaştıranlar da az çok belli olmuştur. Sırf fitne için türlü dernekler kurmuş, dergi çıkarmışlar.



Yerli ve millî isimlere yapılmak istenen itibar suikastlerini de unutmayalım, hatırlatalım. Diyanet İşleri Reisi'nden Sakarya Valisi'ne kadar. Her adımın sinsi bir plan dâhilinde olduğu görüldü, öğrenildi. 15 Temmuz gecesi ve sonrası, iyi bir elek oldu.



* * *


Yahya Kemal, Tarih Musâhabeleri'nde millî azimden bahseder. Milletimizi Viyana önlerine kadar götüren, işte bu azimdir. Mohaç, Kosova, Niğbolu, Varna, Estergon, Budin bu azmin en kıymetli örneklerindendir.



Batı dünyası, azmimizi kırmak için asırlar boyunca çırpınmıştır. Birinci Cihan Harbi ve devamında İstiklâl mücadelemiz. Cumhuriyetle beraber, bu azmin kırıldığını görüyoruz. Hemen yanımızda olan gelişmelere bile kayıtsız kalmış; tarihimizden, kadim coğrafyamızdan bîhaber yaşamışız. Uzun ve dokunaklı bir konu. Hemen bir ilave yapalım:

Geçmişle avunmak niyetinde değiliz, geleceğe daha iyi hazırlanmak istiyoruz.


Doksanlı yıllarla beraber millî azmimiz yeniden uyanışa geçti.

Bosna, Balkanlar, Bağdat, Bakü, Kudüs, Kırım demeye başladık. Halep ve Şam'ı vücudumuzun bir parçası bildik. İslâm âlemine bütün gövdemizle döndük. Devlet ve millet olarak yardım seferberliği başlattık. Afrika'nın en ücra köşelerine ulaştık. Resmî kurumlarımız ve sivil kuruluşlarımız sadece eserleri değil, nice insanın gönlünü de ihya etti. Binlerce, milyonlarca haneye heyecan ve heves geldi.



Hep şunu söyledik:

'Türkiye, yaşadığımız topraklardan ibaret değildir.'

Bu düşüncemiz, ciddi yankı uyandırdı. Selamımız fazlasıyla karşılık buldu. Aklımıza gelmeyecek yerlerden ay yıldızlı bayrağımız çıktı. Özenle saklamışlar, sabırla beklemişler.



Özellikle son beş yılda başımıza gelen musibetlere bir de bu açıdan bakmak gerekiyor. Gezi olayları esnasında canlı yayın yapılmasından tutun da bugünlere kadar. Batı dünyası, acımasız darbe teşebbüsüne, işgal girişimine nasıl yaklaştı? Millet galip geldikten sonra açıklama yapan Amerika, medyası ve siyasetçisiyle çirkinlik yarışına giren Avrupa, teröristleri konuşturup Sayın Erdoğan'ı konuşturmayan 'acı vatan' Almanya.



Beş yılın özeti:

Tüm güçleriyle ve alışık olmadığımız yöntemlerle, yükselen azmimizi kırmaya çalışıyorlar.

İçimizdeki hainleri de kullanarak. Sonuç? Yenikapı mitingine beş milyon insan katılmış. Bir de alana ulaşamayanlar var.


#Yenikapı mitingi
#Yeni Şafak
#Din Şûrası
8 yıl önce
Artık daha kuvvetliyiz
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık