|
2019 öncesi kopacak fırtına: Kimler, neyi gizliyor, nerede duruyor?
Bir süredir
“yeni bir koalisyon”
dan, bölgesel denklemdeki
radikal
değişiklikten, çok yakında
bütün coğrafyayı sarsacak
ve derin izler bırakacak
“yeni bir oluşum”
dan söz ediyorum. Aslında bir şeylere dikkat çekmeye çalışıyorum.
,
,
başlıkları altında tartışmaya çalıştığım şey, hızla büyüyen,
Türkiye kıyılarına yaklaşan
, çok yakında
ülke içinde hissedilecek
olan, son derece
“operasyonel” bir fırtına..
15 Temmuz sonrası
yeni saldırı dalgası
Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan ve tamamen
Türkiye’yi kuşatıp boğmayı amaçlayan yeni “harita planı” ile bu fırtına birleşip “15 Temmuz sonrası yeni saldırı dalgası”nı oluşturacaktır
. Dolayısıyla o fırtınanın yaklaştığına,
birilerinin bunu gizlemek için seferber olduğuna
, ülkenin
siyasi aklını bulanıklaştırm
ak için çaba harcadığına, Türkiye’nin dikkatlerini başka yöne çekmeye çalıştığına inanıyorum.
Nasıl bir bölgesel
eksen şekilleniyor?
Peki ne oluyor?
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)
,
Suudi Arabistan
,
Muhammed Dahlan
,
Filistin ve Irak hattında
neler olduğuna iyi bakın.
Mukteda Sadr
gibi bir Şii liderin, S. Arabistan ile yakınlaşmasına,
ortaklığına
dikkat edin.
Mısır’dan İran sınırına
kadar Arap dünyasında bir hareketlilik var ve
yeni bir cephe
şekilleniyor. Bu cephe İran’ı,
İran’ın yayılma haritasını
hedef alıyor.
Tahran, Suriye savaşının başladığı günden bu yana
ilk kez güneyden sıkıştırılmış
durumda. Suriye’yi kazanayım derken Irak’ı kaybetme riskiyle karşı karşıya.
Halep katliamları ile Müslüman dünya ile duygusal bağlarını koparan
Tahran, müthiş bir özgüvenle
S. Arabistan’ı Yemen’den vuran İran, ilk kez stratejik bir hamle karşısında zorlanmış
görünüyor.
ABD Başkanı
Trump
’ın İran’a yönelik hesaplarıyla atbaşı giden bu proje, sanıyorum daha da güçlenecek.
Hamas
gibi bir yapıyı bile etkileyen ve yakına çekmeyi belli oranda başaran bu
“yeni eksen” Arap Baharı’ndan bu yana bölgesel hesapları altüst edecek en ciddi siyasi dalgadır.
Türkiye ayağı beni
endişelendiriyor..
Bölgesel
yakınlaşma
, bizim her şartta desteklememiz gereken bir durumdur, bu açık. Ama
projenin Türkiye ayağı
bizi çok yakından ilgilendiriyor. Üstelik endişelerimizi de artırıyor.
Çünkü
İran Irak’ın güneyinden sıkıştırılırken Türkiye Suriye’nin kuzeyinden kuşatma altına alınıyor
. Meseleyi
“İran ekseni
” ya da
“Suud ekseni”
gibi
düzeysizliklerle
ele alanlara kulak asmadan durumun fotoğrafını doğru bir şekilde çekmemiz gerekiyor.
Yeni bölgesel oluşumuna
“2019 koalisyonu”
adını vermemin tek sebebi,
işin Türkiye ayağında neler olabileceği
ne dair öngörülerimdir.
Bu koalisyonun, Suriye’nin kuzeyindeki harita taslağı ile aynı proje olduğunu
, Türkiye’nin Arap-İslam dünyası ile bağlarını koparmanın yeni koalisyonun da gündeminde olduğunu görüyorum.
15 Temmuz, PKK
koridoru, yeni ‘eksen’
aynı aklın projesi
En önemlisi de
yeni koalisyonun arkasındaki akılla, Türkiye’yi hedef alan 15 Temmuz işgal ve iç savaş girişiminin arkasındaki akıl aynıdır. Yeni eksenin arkasındaki akılla, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan ve Türkiye’yi kuşatma haritasının arkasındaki akıl aynıdır
. Bu gerçeği bu ülkede kimse görmüyor mu?
Tekrar edeyim:
15 Temmuz
’unarkasındaki güçlerle
yeni bölgesel eksen
inarkasındaki güçler veSuriye’nin kuzeyinde PKK üzerinden oluşturulan
yeni harita planı
nınarkasındaki
güçler aynı
. Öyleyse Türkiye için duyduğumuz endişe hafife alınır bir şey değil.
Bir sonraki cephe
Türkiye olacaktır
TV
ekranlarından,
gazete
köşelerinden her gün günübirlik yorumlarla,
sataşmalarla
vakit geçirenler,
büyük büyük sözler söyleyip hiçbir şey söyleyemeyenler
, nasıl olur da yaklaşan bu
fırtınayı
göremez, nasıl olur da milleti uyarmaz, nasıl olur da kamuoyu oluşturmak için seferber olmaz.
Suriye savaşı Suriyelilerin meselesi olmaktan çıktı
. Rejim meselesi,
Esed meselesi olmaktan çıktı
.
Irak’ı işgal edenler Suriye’yi de işgal ediyor
lar şimdi. Bu işgali tamamlama planına uygun bir şekilde
bir sonraki cephe için
hazırlıklara başladılar bile. PKK/PYD eliyle yürüttükleri,
İran’dan Akdeniz’e
uzanan yeni hat gelecekte açmayı planladıkları
“Türkiye cephesi”
dir. Bu yüzden de “Cumhuriyet tarihinin en büyük tehdidi”dir bu..
O kuşağı
yarmak milli mücadeledir!
Öyleyse
bu kuşağı yarmak, dağıtmak, etkisiz hale getirmek geleceğin Türkiye’sini kurtarmaktır, bir milli mücadeledir
. İhmallerimiz, tembelliklerimiz, ataletimiz ya da işin ciddiyetini kavrayamamamız çok yakın gelecekte
dizlerimizi dövmemize
neden olacaktır. O kuşak tamamlandığında
savaş Türkiye içlerine taşınacaktır
, üzerinde durmamız gereken gerçek budur.
Bir süredir hep bu tehdide karşı bir
kamuoyu duyarlılığı
oluşturmaya çalışıyorum. Ama
karartma, dikkatleri başka yöne çekme, umursamama
, öyle bir durum yokmuş gibi davranma,
uyarı yapanları hafife alma, birilerinin adamı diye yaftalama, gerçekler yerine zihin bulanıklıklarını kamuoyuna aktarma
gibi bir durum var ortada.
Terör koridorunun
içeride ortakları var
Bu durumun da bir politika, plan ya da proje olması durumundan endişeliyim.
Birileri sanki Türkiye’yi oyalıyor, aklını alıyor, uyutuyor
.
PKK üzerinden Suriye’de uygulanan proje Türkiye’den gizleniyor
. Bölgedeki yeni denklemin Türkiye’ye nasıl yansıyacağı konusu Türkiye’den gizleniyor. İki konuda da
“içerideki ortaklar”
konusunun “hayati” olduğunu düşünüyorum.
Daha açık söyleyeyim:
Suriye‘nin kuzeyinde oluşturulan haritanın Türkiye içinde ortakları var
.
Gizli gizli o proje için çalışanlar var
.
Türkiye’ye büyük tuzak kuran çokuluslu çevrelerle beraber iş yürütenler var
. FETÖ yerine ikame edilenler, onun yerine rol, ihale alanlar, ülkeyi hareketsiz bırakmaya çalışanlar var.
Yeni eksenin Türkiye ayağı ve yeni muhalefet dalgası
Yeni bölgesel oluşumun
Türkiye ayağını
oluşturmak için bekleyenler, hazırlık yapanlar var.
İçeride yeni bir muhalefet dalgası için bu yeni eksenden beklenti içinde olanla
r var. Bütün bölgeyi yeniden şekillendirme projesini yapanların, bunun “Türkiye ayağı”nı boş bırakması mümkün mü? Aksi takdirde bu proje uygulanamaz, boşa çıkar. Dolayısıyla
yeni eksen’in Türkiye ayağı, içerideki ortaklığı
çok ciddi bir hareketliliğe neden olacaktır.
Suriye’nin kuzeyindeki
yeni harita ile içeride beklenen yeni siyasi hareketliliği birlikte düşünün
derim. Muhtemelen haritanın tamamlanması, içerideki siyasi hareketlilik, “eksen”in Türkiye ayağı üzerinden sağlanacaktır.
Muhafazakar muhalefet… Kim, neyi örtmeye çalıŞIyor?
2019 öncesi kopacak fırtına
dan kastım budur. Bu öyle
CHP
üzerinden yürütülecek bir hesap değil. Elbette CHP üzerinden operasyonlar yapılacak, ortam hazırlanacak. Ama önümüzdeki dönemde
“muhafazakar muhalefet”
kavramını çokça tartışacağımızı şimdiden not edin.
Bu uyarıları yapınca neden birileri hemen harekete geçiyor?
Yok İran ekseni, yok Rus ekseni, yok İttihatçılık gibi garip, tuhaf, yüzeysel tanımlamalarla neyi örtmeye, dikkatleri hangi tehlikeden uzaklaştırmaya çalışıyor?
Burada iyi niyet sezmiyorum. Ses verenlerin,
tehlikeyi kamufle etmeye
çalışanların bir süre sonra
yeni koalisyon
un içerideki operasyonlarında ne tür
roller
üstleneceğini merakla bekliyorum.
Bize tek ‘eksen’,
her yer Türkiye
15 Temmuz bunların zihinlerini açmaya yetmemiş. Ya da başka bir şey ama
daha ileri gitmeyeyim
şimdilik..
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü konuşmasından bir cümle ile bitireyim:
İttifakmış, diplomasiymiş, ticaretmiş. İstikbalimizin söz konusu olduğu yerde bunların hepsi hükmünü yitirir
. Evet, istikbalimiz söz konusudur. Temel eksen burasıdır.

Kim, nerede, kimin yanında olduğuna dikkat etmeli.

Bizim tek eksenimiz Türkiye’dir
...
#Türkiye
#15 Temmuz
#PKK
#FETÖ
#Eksen
#Muhammed Dahlan
#BAE
#Donald Trump
#ABD
#Suriye
7 yıl önce
2019 öncesi kopacak fırtına: Kimler, neyi gizliyor, nerede duruyor?
‘Ve toprak bağırmadıkça kesilen bir kurban gibi’
İngiliz Yahudi medeniyetinin ölümü kimin eliyle olacak?
Ey iletişim!..
Sıkılaştırmanın reel kesim üzerindeki etkileri giderek belirginleşiyor!
Soykırımcıya ayakta alkışlar kime yarar?