|
Şiiri kurutan Ecevit, Ecevit"i kurutan şiir

Bülent Ecevit, ölümünden tam altı gün sonra toprağa verildi. Şüpheli, olağandışı ölümler dışında bir cenazenin bu kadar uzun süre bekletilmesi pek alışık olduğumuz bir şey değil.. Allah rahmet eylesin. Amin..

Çocukluğumdan bu yaşıma kadar ülkenin politika sahnesinde bir şekilde konumunu koruyan Ecevit''i, son yıllarda etkisi artan “Rahşan Hanım” figürüyle birlikte “Müstehak olduğunuz üzere idare olunursunuz” şiarının tipik bir örneği biçiminde değerlendirmek yanlısıyım. Bu toplum, çok partili demokrasiye adım attığı andan itibaren, nasıl A. Menderes''e ve T. Özal''a “müstehak” idiyse, aynı şekilde İ. İnönü''ye de, S. Demirel''e de, M. Yılmaz''a da “müstehak” olmuştur.. Üç ile dördü topladığınızda yediden başka rakam elde edemezsiniz!..

İnönü''ye karşı kazandığı CHP Başkanlığı''nı bir kenara koyarsak; Bülent Ecevit''in başarılı bir politikacı ve devlet adamı olduğunu söylemek, benim açımdan oldukça zor. Son büyük başarısızlığı, ülkenin başbakanı iken tüm millete yaşattığı derin ekonomik ve sosyal kriz oldu. Yıllar geçtiği hâlde, hâlâ o krizin etkilerini aşmış değil Türkiye..

N. Erbakan''ın ağırlığıyla gerçekleşen Kıbrıs çıkarması sonrasını bir seçime, yine ABD''nin yakalattığı A. Öcalan sonrasını bir başka seçime tahvil etmek ne kadar ''başarı''dır, tartışılır elbette..

Güneş Motel kepazeliğini unuttuk mu?

S. Demirel''le, incir kabuğunu doldurmayacak konularda dahî uzlaşmadığını, asgari müştereklerde bile çatıştığını ve elbirliğiyle ülkeyi 12 Eylül''e götürdüklerini unuttuk mu?

Bu milletin özgür iradesiyle seçtiği ve TBMM''ye gönderdiği bir ''hanım'' milletvekiline, totaliter bir edâyla, “Haddini bildirin!” kükreyişini unuttuk mu?

Örnekleri çoğaltabiliriz, ancak konumuz bu değil..

Konumuz, Ecevit''in ''şiiri'' ve ''şairliği''!.

''Şiir'' zannettiği ''manzume''ler karaladığı hâlde, Bülent Ecevit''e “şair” denilmesi, olsa olsa, kendisinin politik arenada boy göstermesi süreciyle alâkalıdır. Yoksa, şiiri bilen, şiirden anlayan, estetik beğenisi gelişmiş aklı başında hiç kimsenin Bülent Ecevit''i “şair” saymasının imkânı yoktur!

Ecevit, ilginç tesadüflerin ve dayatılan süreçlerin iş başına getirdiği bir Başbakan olma özelliğini hep korumuştur. Ancak şiirde tesadüfün veya şansın yeri yoktur; şairlik kumaşınız yoksa, olmaz.. Kaldı ki, şiir, “boş zamanları değerlendirme” aracı değildir.. Şiiri ciddîye almazsanız, o sizi hiç almaz..

Şairlik, öte yandan, bir ''mîzaç'' meselesidir de..

Politik hırsı zaman zaman aklını aşan birinden şair olur mu?

“Ak güvercin”e duyduğu sevgi ve şefkati, seçilmiş bir milletvekilinden, dahası bir ''insan''dan esirgeyen politikacıdan şair olur mu?

“Rahşan affı”yla salıverdiği katiller hâlâ cinayet işlerken, ''hoşgörü''sünü 28 Şubat mağdurlarından saklayan devlet adamından şair olur mu?

Ama olur/oldu!.. Burası Türkiye: Şairler cenneti!..

“Halkçı Ecevit”in üstüne, bir de “Şair Başbakan” yaftası... Her ikisi de içi boş bir söylemden ibarettir. Hatta, ikincisi bir ''slogan'' bile değildir!

Ecevit''inki bir ''özenti''dir esasen.. Yaptığı şiir çevirilerinin dünyasına ne kadar girebilmişse, o kadar “şair” olmaya özenmiştir.. Dahası, buna ''zorlamıştır'' kendini..

Kof bir “mavi gömlek” romantizmi, didaktik cümleler, sözüm ona bilgece bir edâ, “Anadolu''nun bir dağ köyünde…” şeklinde dile gelen lüzumsuz karalama örnekleri, anakronik bir algılama, kasketli köylücülük saplantısı… Ecevit, bunları şiir zannetmiştir! ''Ben de yazabilirim'' zannetmiştir!..

İşin garibi, bunları “şiir” zanneden Ecevit''in “şair” zannedilmesi, Türkiye''nin bir ayıbı sayılmamıştır hiçbir zaman! “Şair Başbakan”, çoktan literatüre girmiştir.. Platon bunu görmüş olsaydı, mutlaka “Devlet”ine bir şerh düşme ihtiyacı duyardı..

Ölümü ertesinde, kendi sesinden okuduğu o berbat şeyleri “şiir” diye yutturan tv yayınlarının riyakârlığına bakar mısınız? Türkiye''nin kakofoni üreticilerinin bir başarısıdır bu da…

17 yıl önce
Şiiri kurutan Ecevit, Ecevit"i kurutan şiir
Konya İl Kültür Müdürlüğü ne güzel işler yapıyor
"Mavi Balina"
Tabii ki ikazdır
O yazı çok güzeldi ama...
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!