|
Orhan Pamuk ne diyecek?

Orhan Pamuk''a Nobel Edebiyat Ödülü''nün verilmesi ertesinde yaşanan hararetli tartışmalar kısmen de olsa hafiflemiş görünürken, şimdi gözler, ''romancı''nın ödül günü yapacağı konuşmaya çevrilmiş durumda. Orhan Pamuk nasıl bir konuşma yapacak? Ne diyecek? Hangi hususlara ağırlık verecek?

Nobel Edebiyat Ödülü verilmiş bir edebiyatçı olarak, acaba edebî/estetik değerlere vurgu yapan bir konuşma mı yapacak; yoksa politik algı ve kavramlara dayalı, buram buram siyaset kokan bir söylev mi çekecek? Edebî kimliğini mi hatırlayacak; politik/ideolojik misyonuna ivme katacak yeni itham ve iddialarla Türkiye''yi şikâyet edip, ülkeyi yönetenlere dersler mi verecek, kısacası, kaldığı yerden devam mı edecek?

Doğrusu, bu konuşmayı merakla bekleyenlerin ilk sırasında, Orhan Pamuk''a verilen ''Nobel''i büyük bir sevinçle karşılayarak, hiçbir bakımdan Pamuk''a toz kondurtmayan ve artık onu Türkiye''nin, dünyanın ve hatta yüz yılın en büyük romancısı ilân eden (Hatırlayın; kimileri, 1980''den bu yana Türkiye''nin edebiyat ortamında Orhan Pamuk dışında herhangi bir gelişme ve yenileşme olmadığını iddia edecek kadar edebiyat dünyasından bîhaber ve dolayısıyla ''edebiyat cahili'' kimselerdi!) ve fakat, romancının özellikle Batılı ülkelerde Türkiye ve mâzîsi aleyhindeki sivri çıkışları hatırlatılıp sorulduğunda, kem-küm edip yutkunmak zorunda kalanlar geliyor hiç kuşkusuz.

Bunlar, Orhan Pamuk''tan, ödül töreni esnasında ''esaslı'' bir konuşma yaparak, dün söylediklerinin kısmî de olsa bir tashihini yapmasını bekliyorlar. Yani, bir edebiyat adamı, bir romancı olduğu hâlde, esasen politik jargonuyla/kimliğiyle ''olay'' olan ve Batı''da gündem bularak ''popüler bir figür'' kılınan Orhan Pamuk''tan, verilen “Edebiyat” ödülü sonrası, ''edebî'' olmaktan ziyade ''politik'' bir söylevde bulunmasını istiyorlar.. Bunların, ağırlıklı olarak, ''edebiyatçı'', ''yazar'', ''şair'' kimliğine sahip oluşlarını düşünebiliyor musunuz? O gün kürsüde, ''Edebiyatçı''nın bir ''politikacı'' olarak ''yenilenmiş'' portresi duracak; bu bekleniyor.. Sonra da; “Gördünüz mü, Orhan Pamuk sizin bildiğiniz gibi değilmiş!” diyecekler.. Tuhaf değil mi?: Eski itibarından eser kalmayan ''Nobel Edebiyat Ödülü'' ''uğruna/hesabına'' Türkiye''nin ve bu milletin mâzîsini kirletme çabalarına ettiği saçma-sapan lâflarla ortak olan Pamuk''tan, o gün, yapacağı konuşmayla kendi mâzîsini temizlemesi beklentisi içinde bulunmak!..

Tuhaf ve aynı zamanda ''gülünç''!.. Peki, Orhan Pamuk bu tür bir konuşma yapar mı, yapabilir mi? Neden yapmasın? Orhan Pamuk, izlediğim kadarıyla ''kurnaz'' bir adamdır! Hep Türkiye''yi ve Türkiye''deki kimi uygulamaların işine gelmeyen, ''denklem''e uymayan, politik algısına ters düşen taraflarını kınayacak değil ya..

Nitekim, aynı Orhan Pamuk, Nobel''in ertesinde, Fransa Meclisi''nin aldığı Soykırım kararı''nı ''cesaret''le eleştirmiş ve böylelikle hayranlarını, yukarıda değindiğim beklenti içine sokan bir adım atmıştır..

Oysa, ''beklenti'' ne olursa olsun, neticede, yapılacak konuşma, “Nobel Edebiyat Ödülü” dolayısıyladır ve adı üstünde ''Edebiyat''a ilişkin, ''Edebiyat''ı içeren/kuşatan, ''Edebiyat''ın anlam ve değerini vurgulayan/hatırlatan bir işlevi haiz olmak durumundadır.

Orhan Pamuk, hiç değilse o gün, ''politik kimliği''ni paranteze almalı, ülkesinde yeterince nefret tohumu ekmiş görünen ve bu milleti derinden yaralayan siyasî ''kör bakış''ını, iddia ve ithamlarını gündem konusu yapmamalı, son dönemde unutmuş göründüğü ''edebî kimliği''ne yeniden sahip çıkmalı.

Orhan Pamuk''un, politika ''düşkünlüğü''nü bir kenara bırakıp, edebî değerlerin altını çizen bir konuşma yapması; aynı zamanda, romanlarına ''ham siyaset'' bulaştırarak Batı dünyasında ''sükse'' yapan ve muhtemel övgüler, ödüller ve hatta uzak bir hayâl olsa bile “Nobel” için şimdiden ellerini ovuşturanlara da, umulur ki, yerinde bir ''hatırlatma'' olacaktır..

17 yıl önce
Orhan Pamuk ne diyecek?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle