|
Gezi"nin gençleri bize ne öğretebilir?

Bu yazı için masa başına oturduğumda Gezi direnişine ilişkin duyumlarım, Park"ın Taksim Dayanışması"na ait tek bir sembolik çadır dışında boşaltılacağı yönündeydi.

İki haftayı aşkın süredir ülke çapında yaşanmakta olan gerilimin bir nebze olsun azalacağını umarak sevindim. Çünkü hükümetin geç de olsa attığı adıma olumlu bir yanıt olarak algıladım. Bundan böyle sorunların kimseyi yok saymadan, müzakere ve diyalogla çözülmesine dönük bir başlangıç olacağını umdum.

Hatırlayalım:

Taksim Meydanı"ndaki düzenlemeye ve Gezi Parkı"ndaki ağaçların kesilmesine karşı tepkilerini şiddet içermeyen, pasif bir direniş yöntemiyle, alanda kalarak duyurmaya çalışan insanlara karşı polisin uyguladığı ölçüsüz şiddet, yeni bir toplumsal hareketin miladı oldu.

Gezi Parkı olayları ile ilgili olarak bir grup Müslüman aydın ve gencin imzasıyla yayınlanan bildirideki* ifadesiyle;

"Makul ve meşru her eylemin polisin şiddetiyle bastırılması alışkanlığı insanları daralttı ve öfkenin hakim olduğu bir siyasi iklime çekti. Daha önce hiç görmediğimiz yaygınlıkta kendiliğinden birleşen bir muhalefet bloğu yeni bir muhalefet tarzıyla kendini açığa vurdu."

Evet, bu muhalefet bloğu içinde seçilmiş bir hükümeti anti-demokratik yöntemlerle düşürmeyi/devirmeyi hayal edenler; yahut laik-anti-laik çatışmasına dönüşmesini umarak güç devşirmeyi umanlar olmuş olabilir. Ama ne süreci domine edebildiler ne de bloğun içinde etkin şekilde var olabildiler. Bunu görmezden gelmeye ya da aksiymiş gibi göstermeye çalışanların nasıl bir fayda umduklarını anlayabilmiş değilim.

Kendi adıma Gezi Parkı"nda ortaya çıkan "yeni muhalefet tarzı"nın iktidarın kendisi de dahil herkes için, hepimiz için faydalı bir deneyime dönüşebileceğine inanıyorum. Öncelikle Park"taki direnişin özünü temsil eden çoğunluğun kendi hayatlarına dair alınan kararlardan dışlanmayı, kendi adlarına konuşulmasını reddeden "ideolojisiz/apolitik" gençler olduğunu teslim etmek gerekiyor. Kendi deyişleri ile "% 90'ı hayatında asla ideolojik bir mücadele vermemiş, yolda rastladığı eylemi beyhude ya da "gereksiz yol tıkama şovu" diye nitelendirmiş gençlerden oluşan bir nesil"**, yeni bir toplumsal harekete, katılımcı, çoğulcu ve doğrudan bir demokrasi deneyimine öncülük etmiş bulunuyor.

Ben bu deneyimin tanığıyım. Taksim Dayanışması Platformu temsilcilerinin Perşembe akşamı Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşme ertesinde, ne yapılacak, nasıl hareket edilecek herkese, her fikre açık forumlar kurarak nasıl bir istişare süreci yürüttüklerini elimden geldiği ölçüde izlemeye çalıştım. Her bir grubun, partinin, oluşumun temsilcilerinin yanısıra, çadır gruplarının oluşturduğu blokları mahalleler gibi görerek, her mahallenin temsilcilerini de katarak, birbirleriyle dayanışarak, birbirlerine danışarak, kimseyi dışlamadan, özgürce konuşup açık bir yürekle dinleyerek tavır belirlemeye çalışmalarını takdir ettim.

Son söz olarak, toplumsal hareketlerin iktidar hedefi barındırmadığını hatırlatmak isterim. Bu hareket de iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyaseti değiştirmeye aday. Ama hareketin meşruiyeti mesele odaklı kalmasına bağlı. Bu hareketi kullanarak iktidar savaşına girmekse, katılımcılığı ve dayanışmayı değil kutuplaşmayı artırarak daha demokratik bir ülke olma fırsatının tepilmesine yol açacaktır.

*Emek ve Adalet Platformu"nun çağrısıyla, 13 Haziran 2013 Perşembe akşamı saat 7'de Vefa"da Mazlum-Der İstanbul Şubesi"nde kamuya açık olarak gerçekleştirilen istişareden sonra yayınlanan bildiri metnini okumanızı öneririm. http://www.fikirzamani.com/bir-zamanlar-mazlum-olmak-zalimlesmemizi-ya-da-zalimin-yaninda-yer-almamizi-gerektirmiyor/

** Gezi"deki gençliğin kim olduğuna dair, kendilerinin kaleme aldığı mektup şu adresten okunabilir: https://www.facebook.com/KalpHerZamanSoldanAtarr/posts/530029887044888

Not: Akşam saatlerinde Taksim Dayanışması"nın yukarıda yazdığımdan farklı bir tavır aldığını, Gezi Parkı"ndaki direnişin bazı kopmalar dışında süreceğini öğrendim. Umarım, dilerim uzlaşma ve diyalog arayışları sekteye uğramaz.

11 yıl önce
Gezi"nin gençleri bize ne öğretebilir?
Sultan Abdülhamid Harf İnkılabı mı yapacaktı?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü