|
Hint Kınacısı

Sevgili Fatih, Üsküdar"ın delikanlılarıyla kurduğumuz yazışma grubunda şunları yazdı: "Suriyeli bir aile var. Sakarya"da. 6 kişiler. Baba şehit olmuş. Anne ve 5 çocuğu kendilerini Türkiye"ye zor atmışlar. Çocuklardan biri hastalıktan dolayı kör olmak üzere... Pek sahip çıkan olmamış. Bir şeyler yapabilir miyiz?"

Hemen grupta bir hareketlenme oldu. "Hallederiz Alah"ın izniyle" mesajları düşmeye başladı. Organizasyon yapıldı. İhtiyaç listesi istendi. Lojistiğin nasıl sağlanacağı karara bağlandı. O sırada gruptaki delikanlıları düşündüm bir an. Kimi öğrenci, kimi işsiz, kimi son derece standart maaşlarla çalışıyor. Fakat değil mi ki 6 kişilik bir aile zor durumda, "hallederiz" diyorlar işte. Her zaman olduğu gibi hallederler de. Kontör almazlar, çayı iki bardak az içerler, bu ay da yemeği ucuza getirirler ve hallederler.

Bu, burada bir dursun.

Bana bir şekilde ulaşan bir parti ilanını berbat Türkçesine dokunmadan alıntılıyorum buraya:

"Sevgili Arkadaşlarım, arkadaşlarımın sevgili arkadaşları ve yeni tanışacağımız sevgili arkadaşlar. Öncelikle hepinize selamlar; 8 Mart Çırağan Sarayında ki partinin ilanını instagram ve facebookta görmüşsünüzdür. İlanda detay yazmayışım, gecenin mahremiyetini göz ardı etmemek içindir. Bir de diğer çevrelerin mutaassıp kesime bakış açısı malumunuz. Neyse efenim, program tamamen eğlenmeye coşmaya ve kendimize ayırdığımız keyifli dakikalara odaklıdır. Sigara içmek isteyenler ve boğazın tadını çıkarmak isteyenler için teraslı, tazelenmek isteyenler içinse lavabonun bizlere ait olan alanda olduğu bir salon seçtim. Bayan garsonların, bayan DJ"in, rakkaselerin, Hint kınacısı ve birçok sürprizlerin olduğu partimizde Çırağan Sarayının eşsiz ziyafet menüsüyle hem gözümüz hem gönlümüz hem de midemiz keyifli dakikalar geçirecek. Bilet davetiye fiyatları 600 TL. Elden ödeme ya da vereceğim hesap numarası alternatiflerinden hangisini tercih edeceğiniz sizlerin tercihi. Şimdiden sabırsızlıkla beklediğim gecede görüşmek üzere bayanlar."

Nasıl? Çok güzel bir partiye benziyor değil mi? Fakat heveslenmeyin. Aldığım bilgiye göre çarşamba günü itibariyle bu güzide partiye katılımlar tamamlanmış. Artık bir dahakine gidersiniz. Sizin bu "arsız iştiha sahibi" kitleden neyiniz eksik Allah aşkına? Çırağan"ın eşsiz atmosferi sizin de hakkınız.

Bu şahane partinin ilanında benim en çok dikkatimi çeken husus şu. Bu Türkçesi berbat parti organizatörü abla, ilanlarında detay vermeme sebebi olarak "bir de diğer çevrelerin mutaassıp kesime bakış açısı malumunuz" cümlesine başvurmuş. (Kitleyi tarif ederken "mutaassıp" gibi ne idiğü belirsiz bir kelimeye başvurmasını geçiyorum şimdilik. Bir başka yazının konusudur.)

Anladığım kadarıyla abla diyor ki "bizimkiler zaten bize herhangi bir tepki göstermez. Onlar bu meseleyi bilseler de fark etmez. Fakat diğer kesim var ya o diğer kesim. Bizim 600 TL katılım ücretli bir parti düzenlediğimizi bilseler bizi eleştirirler. O yüzden biz bu işi sessiz sedasız, kimsenin haberi olmadan halledelim."

Aslında bir bakıma doğruyu söylüyor abla. "Bizim kesim", şu aşağılık "kol kırılır yen içinde kalır" sözünü iman hakikati saymaya bayılır çünkü. Başımıza ne geldiyse bu "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışından kaynaklandığını görmeye yanaşmayız çünkü.

Çakma mehdileri, parti kuran sahte şeyhleri, her türden sapkınlığı "İslam kılıfı"na sokup icra edenleri, statlara Peygamber getirenleri, modern cult önderlerini, mürit yerine "kesin inançlı android" yetiştirenleri hep "kol kırılır yen içinde kalır" diyerek idare etmedik mi bugüne kadar? 600 TL"lik parti yapanları niçin idare etmeyelim?

Bir süre önce yazdığım "Muhafazakâr Yardım Balosu" yazımdan sonra olduğu gibi şimdi de bu partinin organizatörü olan abla bana ulaşmaya çalışacak. Diyecek ki "İsmail bey, bari siz, bizim gazetemizde yapmasaydınız bunu! Biz diğer kesimden eleştiri gelecek diye gizli saklı hareket ederken sizden bunları duymak bizi üzdü."

Telefonumu bulmakla boşuna uğraşmasın. Kendisine söylemeyi planladığım cümleleri buraya yazayım. Diyeceğim ki ablaya: "Siz bir avuç kendini bilmez sülüğe hizmet veren birisiniz. Yaptığınız şey bir rezillik organizasyonudur. Bir Müslüman insan, 600 TL"lik bir partiye katılamaz. Kaç parası olursa olsun bunu yapamaz. Biriktirdiğiniz ve övüne durduğunuz servetinizin sizin için bir imtihan olduğu gerçeğini unutmuşa benziyorsunuz. Bizi, yani bu memleketin ortalama dindar insanını bu yaptığınız rezillikle ele güne mahcup etmeye hakkınızın olmadığını bile düşünmüyorsunuz. Bu arsız iştihanızı, bu küstah şımarıklığınızı bir kenara bırakmadığınız sürece sizi eleştirmeye, sizi afişe etmeye devam edeceğim."

Şurası önemli. "Kol kırılır yen içinde kalır" aptallığını sırtımızda kambur gibi taşımak zorunda değiliz. Öğrenilmiş bir çaresizlikle "bu bizdendir" diye her türlü haltı çekinmeden yiyenleri savunmak durumunda değiliz. Hatta "temiz bir mahallemiz" olsun istiyorsak bu haltları yiyenleri kışkışlamak için sıvamalıyız kolları. "Bu bizdendir" diyerek bazılarını korumaya kollamaya devam edersek eleştirip durduğumuz "çete"den hiçbir farkımız kalmayacak. Oysa Müslüman, Furkan"ın sahibi olmak isteyen insandır. "Fark"ın peşindeki insandır yani.

Bir Suriyeli aileyi kendi ailesi sayan, onlar için harekete geçmekte bir dakika bile tereddüt etmeyen Üsküdar delikanlıları lazım bize... Hint kınacıları ile eğlencenin dibine dibine vuran bir "sülük sürüsü" değil.

Ne diyordu Victor Hugo: "Birinin davranışlarını taklit etmende sorun yok. Sorun, taklit etmek için bula bula bembeyaz Türkleri bulmuş olman bacım."

10 yıl önce
Hint Kınacısı
Döner kesen Soykırım Destekçisi Frank, unutma: Gün gelir, hesap da döner!
Muhayyel dergi
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!