|
Yaprak dökümü devam ediyor

Daha birkaç gün önce Altan Dinçer ağabey için yazdığım satırların mürekkebi kurumadan, acıhaberin biri daha yürek kapımıza dayandı.

Benim, bizim değil hepimizin ağabeyi, Şakir Eczacıbaşını kaybettik. Aslında Şakir Beyin (Lütfen affedin, ben ağabey diye hitap etmek istiyorum) adının önüne bir çok takı koyabiliriz. Ama bence en önemlisi "Hayat Duayeni" çok yakışırdı. Ülkesinin eksiklerini görüp bu konuda son nefesine kadar "var gücü ile emek veren" Şakir ağabey çok önemli eserleri arkasında bırakarak aramızdan ayrıldı.

Düşünün basketbol erkeklerde Edirne''den öte, bayan voleybolunda Edirne''ye kadar gidemediğimiz dönemde Dr.Nejat Ejzacıbaşı ve Şakir Eczacıbaşı kolları sıvayarak, salon sporlarına el attılar. Bu iki spor yanında masa tenisini katmazsak haksızlık yapmış oluruz. Bu üç spor kocaman yürekli iki iş adamının profesyonel spor adamlarına teslim ettiği ECZACIBAŞI takımları Türkiye''de şampiyonluklara abone olurken, çok değerli koçlar, oyuncular ve Türkiye''nin geleceğinde önemli roller oynayacak kişilerin yetişmesine ön ayak oldu.

Bu arada isimleri hep Eczacıbaşı ile anılan, rahmetli Aydan Siyavuş, kardeşim gibi sevdiğim minik Önder Okan, motor kazasında kaybettiğimiz Murat Şener (Kara Murat) hepsini rahmetle anıyorum. Dilerim sadece bu üç isimle kalınır.

Türk Basketbolunun iki abidesi uzun süre bu kulüpte görev aldı. Yalçın Granit ve Mehmet Baturalp, niceleri. Yabancı oyuncunun kalitelisini ilk kez Eczacıbaşı sayesinde gördük. James Abromatis, Orlando Philips, Sabit Hacic, Ronald Haigler ve Larry Richard. Yerli oyuncuları sayamam yerim sığmaz! Nuri Tan, Necati Güler, Erman Kunter, Doğan Hakyemez, Melih Erçin, Ali Kurt, Orhun Ene, Tamer Oyguç, Yusuf Erboy, Emir Turam ve en önemli basketbol devrimi: İkiz kule tabiri ilk kez Eczacı''da uygulandı. Efe Aydan ve Mehmet Döğüşken durgun bir dönem yaşayan basketbolumuza inanılmaz bir renk getirdi. Her Milli Takım sahaya Eczacıbaşı ağırlıklı çıkardı. Bayan voleybolunda da muhteşem başarılar. Bunun Milli Takım''a Avrupa''daki başarılara yansıması...

Şakir Ağabey; her idmanı takip eder, elinde çekirdek ve ayran şişesi pür dikkat oyuncularını izlerdi. Hele galibiyetlerden sonra çok keyiflenir oyuncularını ve teknik ekibini övgülü sözlerle karşılar, mağlup olduklarında ise; Hafif sitem ederdi.

Basketbolun tam bir fabrika gibi çalıştığı senelerin birinde, çoluk çocuk kalan Eczacıbaşı, "Bu takım bu kadrosu çok genç ve acemi bebe yaşta oyuncular ile resmen küme düşer" dedikleri dönemde, Koç Mehmet Baturalp ve Tamer Oyguç, Orhun Ene, Larry Richard, Serdar Susmuş, Yusuf Erboy ilk beşi ile küme düşmek bir yana hem lig, hem Cumhurbaşkanlığı kupasını alarak herkesi şaşırttılar.

Öfff, yine anılar arasında hem beynimi zorladım, hem yazı yazarken, Spor Sergi Sarayının o günleri aklıma geldi. Ve o salonu elimizden alan Nurettin Sözen''e buralardan bir kez daha selam gönderiyorum. O salon elimizde olsaydı inanın bu gün basketbolumuz bir başka katmanda olurdu. Neyse yaşadığımız şartlarda en iyisini yapmaya çalışacağız. Buraya kadar tamam. Eczacıbaşı ailesi basketbola kilit vurdu ama sanata hiç küsmedi. Son saniyeye kadar kitaplar dolusu hizmetlerle, sanat adına taş taş üstüne koydular.

Halkının sanatı için emek veren insanı hayat duayeni Şakir Eczacıbaşı''nı kaybettik. Mekanı cennet, ailesinin başı sağ olsun.

14 yıl önce
Yaprak dökümü devam ediyor
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle