|
Çeyrek asır var ki doğruyu söylemedim

Gazete yazısı yazmaya 1977 yılının Nisan ayında başladım. Demek ki içinde yaşadığımız günlerin üzerinden bir sene daha geçerse benim gazete yazarı olarak idrak ettiğim çeyrek asrı geride bırakmış olacağım. Ne zorum vardı da bir şairden neler kapıp götürecek bu işe bulaştım? Bulaştığım olayın cereyan tarzına ve her aşamasına bütün ayrıntılarıyla vakıf olmama rağmen bunun gerçekleşmesine neden meydan verdiğimi bir türlü kendime izah edemiyorum. Ama öte yandan zaruretler tahtında yürürlüğe giren durumu bunca zaman şimdiye kadar gayet iyi idare ettiğimi biliyorum. Bir şairden beklenmeyen bir performans gösterdim. Hafif bir yük sayılmazdı üstüme aldığım, giderek alındığım. Başka türlüsü olamadığı için haftanın yedi günü yazı yayınlamakla geçirdiğim yıllarım oldu. Üstelik bunların hepsi dişe dokunur yazılar olmalıydı. Çünkü nedense benim okuyucularım her dönemde "şişirme yazı" karşısında derhal tavır alan türden okuyucular olageldi. Onları bu titizliğe ben kışkırttım.

Gelinen noktada en büyük tesellim şu oldu: Bir yüzyılın dörtte birini kapsayan süre boyunca doğruyu söylemek gibi bir kabahat işlemedim. Böylelikle doğrunun söylenmesinden hoşlanmayan insanların başına belâ açmalarına fırsat vermedim. Doğruyu söylemeyip kendime saklamış olmamın bana bundan başka, yani müptezel belâlara duçar olmayı engellemekten başka bir faydası daha dokundu. Değil mi ki doğru benim dilimden dökülmedi, o halde kendime bir korunak sağlamak gayesiyle doğrunun söylenmesinden hoşlanmayan insanların oluşturdukları kadroda yer almak mecburiyetinden de kurtuldum. Siyasi çete mensuplarından hiçbiri haddi aşıp fütursuzca "o bizdendir" diyemedi.

Yıldan yıla çeyrek asır geçerken kendimce doğru bildiğim şeyleri söylemekten geri durmadım. Bu sözleri şaşkınlıkla karşılayan olursa onlara mütemmim malûmat vereyim. Şöyle: Hem doğruyu söylemediğimi ifade (Belki de itiraf!) ediyorum. Bunun yanı sıra hep doğru bildiğim şeyleri söylediğimi dile getiriyor veya iddia ediyorum. Doğrular çoğul. Doğru tekil. Çoğul olandan bende de başkalarında da mebzul miktarda var. Doğru kimde acaba? Bende mi, yoksa bir başkasında mı? Eğer bendeyse doğruyu uluorta söylemem için geçen çeyrek asır içinde herhangi bir sebep bulamadım.

Doğrunun doğruluğu kaldırabilir bir ortam gerektirdiği ve kabına doğrunun sığabileceği kişi veya kişiler istediği akıl sahiplerinin uhdesindeki bilgidir. Dolayısıyla ben geçen bunca zaman içinde doğruları hep söyledim. Doğru bildiklerimi söylemede gayet özenli davrandım. Bunu bir gün doğrunun söylenebileceği ortam doğabilsin diye, doğruyla bağ kuracak nitelikteki kişi bana erişebilsin diye yaptım. Doğruyu kendine yaraşan yerde ve kendine uyan kişiye söylemezseniz o kendisi olmaktan çıkar. Nitekim ben kendimi doğruyu koruma titizliğine kaptırdığım için çeyrek asır süren gazete yazarlığım sırasında doğruları bilhassa beyan ettim; ama kıskançlık gösterip doğruyu söylemedim. İyi ki söylememişim. Devran dönüp kalpazanlara gün doğduğu vâki olunca tedbirsizlik edip doğruyu ağzından kaçırmış olanın halinin nice olacağı ortaya çıktı. Sonunda "anlaşılmaz yazar" etiketinin ayrıcalığından yararlanmış oldum. Doğrunun söylenmesi ne kadar zorlu şartlar gerektiriyorsa saklı tutulması da o derecede ağır şartlar doğuruyor. Hatırınıza Kral Midas''ın berberinin ne hallere düştüğünü getirin meselâ.

23 years ago
Çeyrek asır var ki doğruyu söylemedim
ABD’li generalin gizli ziyaretinin deşifresi
Halifelik kaldırıldı mı?
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı