|
Müslüman kelimesinin sözlüklere geri dönüşü

1970''li yıllardan itibaren Türkiye''de "müs-lüman" kelimesini kendine mahsus bir vurguyla dillendiren bir çevre belirdi. Olayın siyasal İslâm''la yakından ilgisi vardı; ama başlangıçta siyasal İslâm''ın bizzat kendisi henüz bunu itibara tahvil edebilecek bir görünüme sahip değildi. Dolayısıyla üstüne basa basa "müslümanım" diyen çevrelere mensup insanlar tarafından bu söz adeta doktrin gereği bir vurgulama yapılıyormuş havasında kullanıldı. Hem sosyal ve hem de politik şartlar bu kullanımın yaygınlaşmasında etkili oldu. Böylece Türk toplum hayatı çeyrek asır boyunca müslüman denilince sözlüklerde rastlanılandan farklı birşey anlaşılabileceği gerçeğiyle karşılaştı. O yıllarda Türkiye''de yeni bir toplum ıstılahının doğduğunu ve bunun sözlüklerde yer almasına daha sıra gelmediğini söyleyebilirdik.

Ömrü ancak çeyrek asırlık siyasi tayf kadar süren bu durumun zihnimize pek açık bir anlamı yerleştirdiği söylenemez. Kimine göre müslümanlık bir tür selefilik anlamı taşımalıydı. Kimine göre ise tasavvufî derinliği sebebiyle müslüman kelimesine eskisinden farklı bir anlam yüklemeliydi. Etimologiye bağlı kalınmasını ve bu yüzden geleneksel anlayışın dışında bir anlama kavuşulmasını savunanlar vardı. Tam tersine müslüman denilince kitaplarda olmayan ve sadece pratik hayatın bir gerçeği olarak tanınabilecek bir vakıanın anlaşılmasını kaçınılmaz sayanlar vardı. Peki, bu saydıklarımızın temsilcileri kimlerdi? Hangi eserlerde bu söylediklerimizin birer tez haline getirildiğini ileri sürebilirdik? Bu soruların cevabı yok, çünkü Türkiye''deki müslümanların tavrı ne bir düşünce akımı ortaya çıkrabildi ve ne de herhangi bir yığın hareketinin yönlendirilmesine yol açtı. Refah-Yol iktidarı sırasında, çok kısa zamanda ve çok açık bir şekilde görüldü ki müslümanım diye ortaya çıkanlar kelimenin ne lugavî, ne de ıstılahî anlamına sadıktır. Bunlar sadece birer "arivist"tir ve müslüman kelimesini "arivizm"in bir aleti olarak kullanmaktadırlar.

Çeyrek asırlık (1973-1998) siyasi tayfın sona ermesiyle birlikte müslüman kelimesine özel bir vurgu yüklenmesi zarureti de ortadan kalktı. Artık müslüman kelimesi bir beklentiye alet olma vasfını terk ederek sözlüklerdeki anlamına geri dönüyor. Madem "kamus namustur" o halde müslüman denilince bu kelimeden sadece lugavî mânâ çıkarmakta hiçbir beis yok. Kendini bilen bir insan için sözlükler birinci derecede önemlidir. Bir kelimeye halkın ne anlam yüklediğinin önemi ikinci derecedendir. Yine de hepimiz kendimize bir anlaşma zemini seçerken "namus" olan "kamus"u değil de halkın anlayış tarzını ve seviyesini seçeriz. Çünkü iletişim denen şey sadece namuslular arasında cereyan eden türden bir şey değildir.

Müslüman sözlüğe döndüyse ve biz müslüman kaldıysak ne yapacağız? Türkiye''de son değişimler kendi alanımızı belirleme bakımından bizi yeni konumlara yerleştiriyor. Sosyal, politik ve giderek ekonomik hareketlilik içinde gayri müslim dünyasına mahsus dayatmaların geçersiz kaldığı ve bu dayatmaların kınanması sebebiyle mübah olan kendimize mahsus bir yer arıyoruz. Müslüman kelimesi artık bize bu yeri temin etmiyor. İslâmcı sözüne bu saatten sonra duyduğumuz yakınlık bu sebeptendir.

23 yıl önce
Müslüman kelimesinin sözlüklere geri dönüşü
“Allah insanı iddiasından vurur”, daha bunu anlamadın mı
Yeni evlerin ilk hatırası, yanarak tükenmiş hatıralar olacak
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı