|
Şortunu giy, a benim caaanım, şortunu giy!

Bunlar tab''an kendi cinslerine çektikleri için hep böyle yaparlar. Çekerler şortlarını, artık önlerine ne denk geldiyse, bu bir askeri müfreze mi olur, yoksa bir kıt''a mı, teftiş ederler. Şortlu vaziyette yürüyüşe çıkmak suretiyle kaçamak yaparlar, taksi durağında çay içme davetini kabul ederler vesaire... Bizler, yani kendilerine tahsis edilen toplumsal yer kalabalığın içinde bulunan ve bunda gocunacak bir taraf aramayan insanlar şortlu durumlar hakkında geniş fikirlere sahip değilizdir. Türk toplumu olarak bizim şortla tanışıklığımız cumhuriyetin ilân edilmesini takip eden yıllarda başlamıştır. Her yıl 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde yöre halkı alanlarda şortlu gençler görürdü. Hatırası artık fotoğraf albümlerinde kalan bu kısa sayılabilecek tanışıklığın macerası iç burkucudur. Altıncı sınıftan başlayarak önceleri on ikinci sınıfa, 1954''den sonra on birinci sınıfa kadar beden eğitimi dersine kızlı erkekli şortla çıkılırdı. Ortaya dökülen meraka değer bir sürecin hasılasıydı. Üzerinden daha kırk yıl bile geçmemiş bir Balkan harbi, seferberlik, üç beyazın sıkıntıları, Alman harbi sırasındaki kıtlık. Nice raşitik bacak, nice kadidi çıkmış beden...

1945 sonrasında Marshall yardımıyla birlikte Amerikan kültürünün döküntü kısmı başımızdan aşağı boca edilince "şort" kelimesinin bir farklı mânâsına da vâkıf olduk. Sinemaya gittiğimiz zaman asıl filmden önce ve çizgi filmden sonra bir şort gösterilirdi. Propaganda karakteri itibariyle Goebbels''i aratmayan; ama içeriği ve telkine gayret ettiği fikirler bakımından Goebbels''i aratan şortlardı bunlar. Aklı başında her Türk rencide edici bir bakış açısıyla karşı karşıya idi. Latin Amerikalı köylülere helâ yapmayı özendiren kısa filmleri bize de gösteriyorlardı. Bu şortlarda "nehrin yukarı kısımlarına kurulan elektro santraller sayesinde Amerika''da alabalık istihsalinin günden güne artmakta olduğu" kabilinden şeyler söyleniyordu. Buna mukabil Amerikan askerlerinin gittikleri yerlere neler götürdüklerini bu şortlarda söylenmiyordu. Ankara''daki kesif dedikodu bu şehirde çocuk felci hastalığının Amerikalıların kullanılmış iç çamaşırlarını giyenler yüzünden baş gösterdiği yolundaydı. Hasılı, Türkiye''de bir kere şort dediniz mi sözü kısa kesmek pek kolay olmuyordu. Türkiye''de bir kere şort giydiniz mi işlerin nereye varacağını kestirmek ise hiç kolay değildi.

Avrupa denilince ortalama Türk aklında derhal müspet veya menfi bir kıyaslama, bir yüzleşme, bir muhasebe fikri doğmasına mukabil; aynı akılda Amerika denilince teslimiyette sakınca görmeyen bir fırsat fikrinin doğması dikkate değer. Bu zihnî oluşumda Türk tarihinin Amerika''yla hesaplaşmayı gerektiren hiçbir sayfası bulunmayışı kuşku yok ki rol oynamıştır. Ama bana kalırsa Amerika''yı kayıran Türk kafasının ortaya çıkmasında şortlar ve şortlar baş rolü kimseye kaptırmazlar.

23 yıl önce
Şortunu giy, a benim caaanım, şortunu giy!
Çözümde yeni iklim
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü