|
Rezil sadıklardan necip hainlere

İyi toplum iyi insanların eseridir. Toplum bozuldu diyenler buna gerekçe olarak kendi bozukluğunu göstermiyorsa yalan söylüyordur. İşler iyi gitmiyor diyenlerin işlerin kötü gitmesine sebep olduğunu aklı olan herkes anlar. İnsanın niteliklerini anlayabilmek için topluma göndermede bulunmaktan başka çaremiz yok. Her ne kadar bütün adını verdiğimiz şey onu meydana getiren parçaların toplamından daha çok bir şeyi ifade etse de bir bütün olarak toplumun mahiyetini birer birer insanlar belirlemektedir. Başımıza gelenleri birlikte yaşadığımız insanların özelliklerinin dolayımından yararlanarak yerli yerince anlayabiliriz.

Küreselleşme dünya programının birinci maddesi haline gelince görüldü ki kentsoylu sınıfının noksanlığı geri bir toplum addedilmenin ön şartıdır. Noksanlık ya o toplumun kentsoylu sınıfındaki yetersizliklerdir veya sözü edilen toplumda kentsoylu sınıfın bulunmayışıdır. Kentsoylu dediğimiz zaman bir benzeştirme veya yakıştırma yoluyla para sahibi kesimi kast ediyor değiliz. Bahse konu ettiğimiz tipik gelişimini Avrupa kıtasında tamamlayan ve iktidarı aksoylulardan devralan kentsoylulardır. Türkiye toprakta özel mülkiyetin tanınmayışıyla başlayan farklılıkla yalnızca Avrupa''dan ayrı düşmekle kalmaz, bir de üretilmesi için harcanan bütün çabaların boşa çıktığı kentsoylu sınıfın mevcut olmadığı toplumlar arasında yer alır. Kentsoylusu olmayan Türkiye bu noksanlığı elinde mebzul miktarda bulundurduğu kapıkullarıyla izale etmeye kalkıştı. Batılılaşma macerası içinde kapıkullarını kentsoylulaştırma girişimi hem Türkiye''nin eline yüzüne bulaştı ve hem de bu girişimden devletçe beklenen yarar toplumun duçar olduğu bir zarara dönüştü.

Cumhuriyetin ilânından sonra kentsoyluların yerini tutması beklenen insanlar devlet nazarında sadakatleri sebebiyle tercihe şayan sayılmışlardı. Uzunca bir dönem yani Türkiye''nin dünya sistemine bire bir uyarlanması zamanı gelip çatıncaya kadar sadakat şahsi ikbal uğruna yükselme yolunda geçer akçe idi. Sadık olduğunu kanıtla, malı götür. Mâfevke sadık oldukları elde var bir. Sair kapasiteleri itibariyle sapır sapır dökülüyorlardı. Bu arada önemi sadakate ayarlanamayan farklı üstün niteliklerle donanmış insanların okka altına gitmeleri, sumen altında kalıp ezilmeleri kimsenin dikkatini çekmiyordu. Devran döndü. Öyle bir zaman geldi ki Türkiye''nin Ulus-Devleti''ne sadakati kınayanlar prim yapmaya başladı. Küreselleşme demek mevzî-kısmî-mahallî iktidar odaklarına değil de beynelmilel iktidar odaklarına sadakati esas saymak demeye geliyordu. Merkeze aidiyet mevzi kalana ihaneti zaruret haline getirmişti. Artık göbek bağı, siyasi nesebi metropole dayananlar asil kabul edilmekte, sisteme ilişkin mahallî meselelerin çözümünde onların taşeronluğuna ihtiyaç duyulmaktaydı. O kadar ki bir önceki aşamada ulus-devlet işleyişine sadakat suretiyle yevmiyeyi tutturmuş bulunanları yola getirmek Türkiye dışında dostlar edinmiş olanlara düşüyordu. Hainleri necip kılan ne idi? Bu şey ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olarak Türkiye''ye yerküre üzerinde bir yer bulunabilecekse bu yerin ancak dünya kapitalist sistemine mahsus yönergelerden biri içinde bulunabileceğine olan inançtan başka bir şey değildi.

23 yıl önce
Rezil sadıklardan necip hainlere
Airbus’ın üretim “sancısı” mı, ikinci pilotun “sancılı karakteri” mi?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü