|
Karaca"nın itibarı erozyona uğramamalı

Türkiye''nin "erozyonla" mücadelesinin, Nihat Gökyiğit ile birlikte "bayraktarlığını" yapan Hayrettin Karaca''nın, son günlerdeki tutumu hayrete mucip oluyormuş.

TEMA Vakfı sayesinde devletin ve toplumun desteğini yanında bulan Hayrettin Karaca, Köy İşleri ve Tarım Bakanlığı "toplumun lehine" bir karar alınca hemen "karşı tavır" koymuş.

"Süs bitkileri ithalatının" anormal derecede artması üzerine bakanlık yeni bir düzenlemeye gitmiş. Bu düzenlemeye göre "iç mekan süs bitkilerini üretim amaçlı fidelerle veya projeye dayanan büyük bitkilerle sınırlandırmış, dış mekan ithalatını da projelere bağlamış."

Bu karar üreticiler arasında büyük sevinç yaratırken başta Bauhaus, Praktiker, VSB, NEMA gibi "ucuz dövizle" ithal çiçek getirten ve doğrudan üreticiye satan firmaların üzülmesine neden olmuş. Üzülenler arasında bir de Hayrettin Karaca''yı gören yerli üreticiler iyice şaşırmışlar.

Meğer Hayrettin Karaca, TEMA''nın kazandığı popüleriteyi kullanarak, kendisine ait Karaca Arboretum şirketi kanalıyla ayda 6-8 TIR dolusu ithal mal getirip satıyormuş. Yanlış anlamadınız yani her ay 200- 300 bin dolarlık ithalat yapıp satıyor ve de iyi para kazanıyormuş.

"Erozyon Dede" kendisine gösterilen sevgiyi "paraya tahvil" edince büyük itibar kaybına uğrar. Onun için "Karaca''nın itibarı erozyona uğramamalı." Bunu en iyi Sayın Karaca anlar.

Sistemi kim çökertti?

Bu sözler kimin sözleri?

"Sistem tam anlamı ile çöktü. Artık bunu devam ettirmemizin bir anlamı yok. Daha rasyonel bir yönetim ihtiyacı içindeyiz. Toplumun tüm kesimleri daha değişik koşullarda çalışmak ve savaşmak zorunda.

Sorumlular ülkeyi kötü yönetmiş olan hükümetlerdir. Sadece bu hükümet değil, son on yılda ülkeyi kötü yönetmiş olanlar suçlu.

Siyasi sistemimizde ülkenin iyi yönetimine izin vermeyen defolar var. Soygunlara göz yummuş olanlar, kamu bankalarının soyulmasına müsaade edenler, "kamu bankalarını düzelteceğim" diyerek, hükümet kurulur kurulmaz bu bankaları paylaşanlar sorumludur.

Türkiye enflasyonu yenememiş tek ülke olarak kaldı. Çok utanç verici bir durum.

Acaba Ankara ne denli büyük bir tıkanma olduğunu biliyor mu? Doğrusu kaygımız var. Döviz ve faizdeki belirsizlik, likiditenin olmaması piyasaları kilitledi. İthalat yapılamıyor, kimse kimseye para ödemiyor.

Likiditeyi açmanın maliyeti vardır belki, ancak bu tıkanıklığın maliyetinin ne olduğunu Ankara biliyor mu kuşkuluyuz."

Bu sözleri "ekonomik programı açıklandığı şekliyle desteklediklerini" açıklayan işadamlarının önde gelenlerinden biri olan Bülent Eczacıbaşı söyledi.

Halkın sırtından banka kurtarma

-Hocam! Gazeteler "Halka satılan Hazine Bonoları ekonomiyi kurtardı" diye yazıyor. Bu doğru mudur?

- Ne alakası var? Bir kere bonoları bankalar aldı. Hem de "yüzde 193 gibi büyük bir kâr" garantisi ile. Ertesi gün bu bonoları yüzde 90''lı oranlarla halka sattılar.

- Yüzde 90 faiz fena mı?

- Değil gibi gözüküyor ama kazın ayağı öyle değil. Halkımız "kâr edeceğini" sanıyor ama yanılıyor. Örtülü devalüasyon ve yüksek faizli Hazine Bonoları yüzünden, Haziran ayındaki enflasyon çok yüksek çıkacak ve halkımızın "yüksek faiz" olarak gördüğü faizi yiyip bitirecek. Halkımız bir kez daha kazıklanıp zarara girecek.

- Peki bu işten kim kazandı?

- Yine her zaman olduğu gibi bankalar kazandı. Bankalar mevduata, repoya düşük faiz veriyor ve buradan gelen paraları daha yüksek faizle Hazine''ye satıyor ve halkın sırtından para kazanıyor.

- Burada devletin rolü ne oluyor?

- Devlet de kendi "iç borçlanmasını" enflasyon nedeniyle erozyona uğratıyor ve bir de şu sıralar "zorda" olan "mali kesimi" yani bankaları halkın sırtından kurtarıyor.

- Hocam halkın durumu ne olacak?

- Halk zaten batmış durumda. Artık daha çok batacak, aç ve işsiz kalacak.

23 yıl önce
Karaca"nın itibarı erozyona uğramamalı
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz