|
Büyük devlet vizyonu

Kişilerin veya toplumların vizyonu, hazır buldukları mahalli kültürü aşarak genişliyor. Bu mahalle hapsolursa, küçüldükçe küçülüyor. Büyük vizyon sahibi insanlara büyük adam diyoruz.

Devlet ve hükümetlerin durumu da böyle. Mahalli yapıların içinde bu gibi şeyleri anlamak bile pek öyle kolay değil. Şimdi biz, Avrupa Birliği''ne yeşil ışık yandı diye sevinen bir ülkenin vatandaşlarıyız. Adamlar, deprem dolayısıyla yaptıkları yardımlarla hızını alamadı. Üyeliğimizi bile kesinleştirecekler. Ama şartı baştan koyuyorlar : nişana evet, nikaha hayır. Ele güne karşı hareket kolaylığı sağlamak için nişan yapacaklar. Fakat bunun hukuki bir tabanı olmayacak.

Ben yine de Türkiye''nin hukuki ve ekonomik yapısında değişimlere yol açabileceği ve keyfiliği denetleyebileceği beklentisiyle bu gelişmeyi olumlu karşılıyorum. Gördüğüm kadarıyla daha önce Avrupa Birliği gibi konulara çok farklı zaviyelerden bakan insanımız da giderek mahalli yaklaşımı terk ediyor. Daha doğrusu, mahalli olanla milli olan arasındaki farkları görmeye başlıyor. Bunda en büyük pay, kuşkusuz Türkiye''nin geçtiğimiz dönemde kapılarının nispeten aralanmış olması. Fakat daha geniş vizyon ve global bakış bizim birikimimize hiç yabancı değil. Bizde resmen en geniş coğrafyadan bahsedilen geçtiğimiz dönemde, "Adriyatik''ten Çin seddine" kadar ulaşılabildi. Bu da fena bir performans değildi. Fakat içi doldurulamadı. Vizyondaki bölgeler bir bir ayrıldı, geriye kala kala yine 46 öncesi Türkiyesi kaldı.

Ben burada, Avrupa Birliği ortamına bir hazırlık mahiyetinde, Hollanda''dan Açe Sumatra''ya, Kırım''dan Yemen''e uzanan bir vizyonu hatırlatmak niyetindeyim.

Yenilikçi Sultan II. Mahmut zamanında Açe''nin himaye altındaki bir Osmanlı bölgesi statüsünde olduğunu biliyor muydunuz ? Kırım harbinden sonra, zamanın Açe Sultanı İbrahim''in Osmanlı devletine yardım olarak 10.000 Dolar gönderdiğini ? Bu Sultanın Mecidiye nişanı sahibi olduğunu ? Açe işlerinin Yemen Valisi sorumluluğuna verildiğini ?

1870''li yıllarda Hollanda Açe''ye karşı yeniden saldırıya geçtiğinde Açeliler, Osmanlı hükümeti ve Basınından büyük destek gördü. İstanbul''un en büyük gazeteleri, Osmanlı savaş gemilerinin Sumatra''ya gönderileceğinden bahsetti. Osmanlı parlamentosunda Açe davasını savunanların başında Mithat Paşa geliyordu. Mithat Paşa hayranlarına ve Ziraat Bankası''na duyurulur.

Fakat bugünkü İngiltere''nin durumu gibi, o zaman da Osmanlı etki alanı giderek sembolik hale gelmekteydi. Abdulaziz tahta çıktığı zaman Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin yanında Hive, Buhara, Kaşgar ve Yunnan''dan (Çin) gelen temsilciler, İslam dünyasının lideri durumundaki Osmanlı Sultanına bağlılıklarını bildiriyordu. Nev ar ki zaman dönmekteydi. Orta Asya Türk hanlıkları bir bir Rus boyunduruğu altına girdi. Açe de Hollanda kolonisi olmaktan kurtulamadı. İngilizler giderken Açe''yi Endonezya''nın bir parçası olarak bıraktı.

Osmanlı hinterlandı daraldıkça vizyon küçülmesi yaşandı. Çeşitli düşünce akımları birbiri ardına aydınları etkisi altına aldı. Bu biraz da karasal ve toprağa bağlı bir devlet anlayışında ısrar etmenin sonucuydu. Hollanda savaş gemileri Uzakdoğu sularında cirit atarken Abdulaziz''in dev filosu limanlarda beklerken paslandı.

Savunma psikolojisinin bir devleti nerelere götürebileceğine Osmanlı çok iyi bir örnek teşkil eder. Etkili, atak politika ille de savaş demek değildir. Rekabet diplomasi, hukuk veya ekonomi alanında da olabilir. Zaten Orta Asya, Hind ve Uzakdoğu diyarına İslam''ı götüren akıncılar, tüccarlar olmuştur. Onlar serbest piyasa şartlarında alışveriş yaptılar. Hem para, hem gönül kazandılar. Sömürgecilerin ise gönülle işi yoktu.

Türkiye''nin makus talihini yenmesinin tek yolu var ; kabuğunu kırmak. Önce yakın çevresine, sonra uzaklara uzanmak. Elindeki Tarihten gelen hazır birikimi ve potansiyeli değerlendirmek. Bu haliyle bile Türkleri bekleyen nice toplumlar varsa bunun nedeni, geçmişte yapılan çalışmalardır.

25 yıl önce
Büyük devlet vizyonu
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle