|
Çeçenistan ve Marmara depremi

Tıpkı Marmara depreminde olduğu gibi, Çeçenistan''da devam eden katliamda hükümetin aciz bir "tavır" içinde olduğunu görüyoruz. Hantallığı her yerine sirayet etmiş bir yapıyla karşı karşıyayız. Böyle bir devlet bürokrasisinin başına Ecevit''in getirilmesini bir rastlantı olarak görmemek lazım.

Bugünlerde, hükümet duyarsızlığına ek olarak bir de büyük bir çam devriliyor. Eğer genel anlamda Batı''ya yönelmiş politikalar arasında Rusya ve Kafkaslar dikkate alınamıyor diyebilseydik, yine de bir mazeret olurdu. Ama kazın ayağı öyle değil. Çünkü bütün devlet büyüklerimiz tam da bu sırada bir Rusya çıkarmasına hazırlanıyor. Çeçenistan''daki acil durumun gölgelediği bir ortamda nelerin konuşulabileceğini merak ediyoruz. Ama şu ana kadar Türkiye''den bir adım önde giden Rus yetkililerin "terör andlaşması"nı masaya süreceği bir gerçek. Konu malum: Sizin PKK''nız varsa, bizim de Çeçenlerimiz var!

Buradaki hassas nokta, Rusya''nın ister istemez Çeçenler''le Türkiye arasında bir bağlantı kurması. İranlılar''la masaya otursaydı, Çeçenler''i konu etme gereğini duymayacaktı. Peki Ruslar''ın bildiği ve bizim hükümetin bilmediği bu bağlantı nedir acaba? Rusya, Türkiye''nin Çeçen davasına sahip çıkacağı "önyargısını" nereden çıkarıyor? Bütün ekonomik yapısına rağmen büyük devlet birikimini sahipleniyor da ondan.

Ecevit''in açıklamalarından yola çıkarak konuyu daha farklı bir düzleme taşımak istiyorum. Ne dersek diyelim, ben Ecevit''in Çeçenya konusundaki duyarsızlığını 12 Eylül öncesi birikimine dayandırıyorum. Hani o zaman solcuydu ya. Solun da ister istemez Rusya''ya bir sempatisi olması beklenirdi. Ben şimdi konuyu, Ecevit''in Robert Kolej mezunu olarak Amerika''ya mı yoksa Rusya''ya mı yakın olduğu tartışmasına getirmek istemiyorum. Bunu bırakalım psiko-sosyolojik analizler ortaya çıkarsın. Ama siyasal tavırlarda alışkanlıkların büyük rol oynadığını ifade etmek istiyorum.

Bugünlerde bakıyoruz, Çeçen halkına muhafazakar veya dindar vatandaşlarımız veya onlara seslenen yayınlar büyük önem veriyor. Diğerleri doğrusu o kadar üstelemiyor. Sıradan haberler gibi sütunlar arasına gizliyor. Oysa orada büyük bir sivil katliamı söz konusu. Bu böyle mi olmalıydı. Kosova ve Bosna olaylarında da benzeri bir duyarlık farklılığını gördük. Bir yerde katliam varsa orada insanların kıyafeti önemli olmamalı. Anlıyoruz, Basayav''in, Maşadov''un görüntüleri, Çeçen marşları paylaşılmayan bir duyarlığı seslendiriyor olabilir. Ama burada sözünü ettiğimiz uluslar, bizimle gerçekten çok sıkı bağları olan, farklı dilleri konuşmakla beraber milli birikimleri bizimkiyle nerdeyse örtüşen özelliklere sahip. Hakkını verelim. Zamanın CHP lideri Baykal''ın Bosna gezisi ve izlenimleri unutulacak gibi değil. Bu gibi konular ulusal birliği, ortak kültürü pekiştirme gibi bir özelliğe sahip.

Bu çerçevede düşünüldüğünde, Ecevit''in Çeçenistan katliamını Rusya''nın içişlerine havale etmesi bize ister istemez Marmara depremini hatırlatıyor. Hükümet elbette acilen depremzedelerin yardımına koşmak isterdi. Ama o kadar hızlı ve esnek hareket kabiliyeti yoktu. Bu, acıları paylaşmadıkları anlamına gelmiyordu. Ama ne yazık ki bir şeyler yapılması gereken yerde duruyorlardı. Sonra Kızılay ve THK gibi adeta bürokrasinin durumunu sembolize eden kurumlar çatırdadı. Belki de bir yeniden yapılanma için fırsat doğdu.

Rusya''yla masaya oturmaya hazırlanan hükümeti Rusya''nın gündemine kapılmamaya davet ediyoruz. Aslında en doğrusu, önce Çeçenistan''a, oradan Moskova''ya gitmek olabilir. Veya Çeçen yetkililerden bir brifing almak olabilir. Resmiyetin kabuğu ancak böyle atılarak, gerçeklerle yüzleşilebilir.

Depremzedeler, Sağlık Bakanı''nı "sağlık sorunları" olduğu konusunda bir türlü ikna edememişti. Şimdi de birilerinin, Çeçenistan''da "bazı sorunlar" olduğu noktasında hükümetimizi ikna etmesi gerekiyor.

Ne yazık ki bu gibi konularda ikna odalarımız yok.


24 yıl önce
Çeçenistan ve Marmara depremi
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî