|
Kara haber tez yayılır

Medya artık felaket aynası olarak öyle tescil edildi ki vatandaş, olayların başına üşüşen habercileri akbabalara benzetmeye başladı. Bu tanımlamayı, kendi payıma değişik ortamlarda duydum. İşlerin iyi gitmediği ülkelerde durum hep böyle olmalı.

Bu ortamda bir haksızlık olduğunda değişik görüşlere ait yayın organlarından ortak tepki gelirse insanın içi en çok o zaman ferahlıyor. Ne yazık ki işlerin iyi gitmediği ülkelerde bu çok az rastlanan bir tablo oluyor. Çünkü zaten işler bunun için iyi gitmiyor.

Son günlerde içerideki bu kaos ortamının dış politikaya da yansıtıldığını görmenin rahatsızlığını yaşıyoruz. Dış politika bürokratları henüz Çeçen kartının önemini kavramış değil. Biz Çeçenleri "kart" olarak göremeyecek bir birikime sahibiz. Fakat hiç değilse olaya fayda açısından yaklaşılabilse, bugünkünden çok farklı bir uslup takınmak gerekecektir. Ruslar, Türk iç ve dış politikasındaki hantallıktan yararlanarak, ortak zemin arama tarama faaliyetlerini sürdürüyor. Ecevit''in bilinçaltında yatan Enternasyonalci kültür, Ruslar için uygun zemini fazlasıyla hazırlıyor. Mesela deprem çadırlarının onca dünya ülkesi dururken Rusya''dan alınmasını bir rastlantı olarak görmek mümkün değil. Aynı şekilde Çeçenistan''da süren katliama karşı henüz resmi bir tavır alınmaması dış dünyaya da iç politika perspektifinden bakıldığını fazlasıyla gösteriyor.

Öteden beri bir iç politikadan, bir de milli politikalardan söz edilir. Kıbrıs davası, milli bir davadır. Fakat Yunanistan gibi belirgin bir geleneğe dayanan ilişkilerin dışında dış politikanın milli bir dava olarak sürdürüldüğünü söylemek zor. Türkiye''nin Suriye, Irak, İran politikaları hep uluslar arası konjonktürün dümen suyunda seyretmiş, komşu olmaktan ileri gelen karşılıklı hak ve menfaatler konuşulamamıştır. Türkiye''nin bu politikasızlığı nedeniyle bize en yakın olan ülkelerde bile Batılı ülkelerin irili ufaklı şirketleri adeta cirit atmaktadır.

Dış politikamız, iç politikanın bir uzantısından başka bir şey değil. Durumdan vazife çıkaran Rus politikacılar, uluslar arası jargonu kullanarak Türkiye''yi Çeçenlere karşı işbirliğine bile davet edecek hale geldi. Ama işin adı; terörizme karşı işbirliği. Ülkesini savunan, kadın çoluk çocuk katledilen Çeçenler "terörist" kapsamına alınıyor.

İç ve dış politikada bunca tutarsızlıkların yaşandığı bir ülkede iyi haber kıtlığını normal karşılamak en iyisi. Fakat bir yandan her şeye rağmen umut verici gelişmeleri görmek, duymak insana ferahlık veriyor. Umudu yansıtan yazılar ve haberler, manşetlerde kendine yer bulamasa da ilgiyle izleniyor.

Kendi payıma, Nazif Gürdoğan''ın ilk bakışta fazla rahat gibi görünen yazılarını yukarıdaki çerçevede değerlendirmişimdir. Gürdoğan tekrardan da kaçınmayarak adeta, her zaman yapılacak şeylerin varlığını hatırlatmak istiyor. Kendimizi memleket sınırlarıyla sınırlı görmememiz gerektiğini, umutsuzluk modasının bize göre olmadığını. Para kazanmak için dünyanın öbür ucuna gidenleri "akıncılar" olarak tanımlıyor. Birçok okuyucunun manşetleri ilgiyle ve sıkıntıyla izlediğini tahmin edebiliyorum. Gürdoğan''ın satırlarınınsa ferahlıkla okunduğundan emin olabilirsiniz. Çünkü orada yazar ne yapıp ediyor, umutlandıracak ve önerecek bir şeyler buluyor.

İçinde bulunduğumuz hafta Türkiye bir başka umuda ve öneriye sahne oluyor: 7. MÜSİAD Uluslar arası Fuarına. Perşembe günü açılacak olan Fuar, dört gün sürecek. Yine yüzbinin üzerinde ziyaretçi bekleniyor. Bir panayıra benzediği de söylenen bu fuarda insanların neler bulduğunu iyi düşünmeliyiz. Orada sadece üretim ve tüketim ilişkilerini bulmuyor. Çalışmayı, kazanmayı, bir şeyler kurmayı, birlikte iş yapmayı buluyor. İyice kasvete kesmiş ülke atmosferinde hala bir şeyler yapılabileceğine dair umudu buluyor. Yılda bir biraraya gelmenin verdiği bu heyecan, manşetleri zorluyor ve haberciler ender vaka kabilinden iyi şeyleri haber yapıyor.

Bugünlerde en çok umuda ihtiyacımız var.


25 yıl önce
Kara haber tez yayılır
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle