Tüm zamanların en sorunlu toprakları... Dicle, Fırat arası, Mezopotamya coğrafyası, yine kan kokuyor. Musul, kavgaların, ayrılıkların ve isyanların şehrinde yine bir savaşın ateşi tutuşmak üzere.
Musul'un köyleri, Hazır'a kadar geldim. Uzaktan o çorak, sıcak, krem renkli tepeleri, düzlükleri izliyoruz.
diyor, bir gün sonra onlarla amansız bir savaşa girecek olan Peşmerge. Nasıl bir savaşa gireceğini, neyle karışılacağını ve hayatının bundan sonra ne olacağını tam olarak bilmiyor aslında. Biz oradan ayrıldıktan bir gün sonra Hazır'dan Peşmerge içeri girdi ve büyük çatışmalar başladı.
Erbil'e üç yıl aradan sonra geldim. İlk gözüme çarpan şey, bozulan ekonominin sokağa yansıması oldu. İflas eden dükkanlar, kapanan alışveriş merkezleri, düşen daire, işyeri fiyatları ve sokaklarda gözüken mültecilerin fakir yüzleri...
Belki de bunlardan daha önemlisi, insanların geleceğe dair umutlarındaki azalma dikkatimi çekti. Gülmüyorlar. Neşelerini, hayat cıvıltılarını kaybetmişler. Düşünün ki Erbil bölgenin en güvenli, en zengin şehri ve insanlar bu halde. Burayı gördükten sonra Musul, Telafer, Ramadi, Bağdat'taki insanların hallerini düşünmek bile istemiyorum.
Bu cümlelerin sahibi Esil Nuceyfi. Eski Musul Valisi, Ninova Muhafızları komutanı ve şu anda Musul operasyonunun en çok tartışılan ismi. Türkiye'nin eğittiği 2 bin kişilik milis gücüyle Musul'a girmeye iki saat kala anlattı bunları bana. Onun da yüzü gülmüyor, onun da gözlerinde geleceğin belirsizliği hakim.
Ne tuhaf ki, Musul operasyonunda insanlar IŞİD'den çok
konuşuyor, tıpkı Nuceyfi gibi. Bu milis ordusunun yarattığı korku IŞİD'i geçmiş. İnsanların kalbini, ciğerini söküp yiyen milislerin videosu cep telefonlarında gezdiriliyor. Öylesine korkunç görüntüler ki, izlediğinizde bile kalbiniz duracak gibi oluyor. İşte bu gözü dönmüş, aklını yitirmiş, kontrolü mümkün olmayan Haşdi Şabi, aslında Musul savaşının en kritik konusu.
Irak'ta herkes bu hutbeden sonra adeta dondu kaldı. Çünkü en çok vahşice insan öldüren ve uzuvları yiyen örgüt, bu adama bağlı olan milislerden oluşuyor.
Irak'ta insanlar artık tüm rasyonel tutumlarını kaybetmiş durumda. Jeopolitik, mezhepler üzerinden okunuyor. Sünniler Haşdi Şabi yüzünden, Şiiler de IŞİD yüzünden bir birlerine güvenmiyor, nefret ediyor. İran tüm gücüyle Irak'ı Şiileştirmek, Kürtleri diz çöktürmek için mezhep kavgasına, adeta petrol kuyularını boşaltıyor.
Erbil'in en yüksek tepesi Serereş bölgesinde, Türk kahvesi eşliğinde, Kürdistan yönetiminin üst düzey yetkilisi ile konuşuyoruz:
Irak'ta, Şii Sünni çatışmasının an meselesi olduğunu, bunun da tüm bölgeye yayılacağını ve büyük bir savaşın başlayacağını söyleyen insan o kadar çok ki.