Amerikan iç siyasetinin nasıl işlediğini bugüne kadar en iyi anlatan dizi olan, House of Cards izlerseniz, her şeyin nasıl alınıp, satıldığını orada görürsünüz.
Bu yüzden sıkıştıkları anda, ‘dış politikada ilkeler yoktur, çıkarlar vardır’ deyip kolayına kaçıyor herkes.
Amerikalılar bunu ‘siyaset kabzımalı’ gibi nasıl yapıldığını gösteriyor dünyaya. Trump’la birlikte bu siyaset, bir kovboyun bizon alışverişine döndü. O kadar kaba, o kadar banal, o kadar tehditkar.
Kudüs oylaması sırasında yaşananlar, Trump’ın ve BM daimi temsilcisi Nikki Haley’in açıklamaları yıllarca hatırlanacak ve unutulmayacak bir çiğlik olarak diplomasi tarihine geçti.
Tam anlamıyla dibe vurmuş bir ABD yönetimi izliyoruz.
Bu satırlar yazılırken, BM’deki oylama sonucu belli olmamıştı. Ancak kimin bu şantaja boyun eğeceğini, kimin para karşılığı vicdanlarını, ahlaklarını, ideallerini ve inançlarını satacaklarını hepimiz göreceğiz.
BM kararlarına aykırı, anlaşmalara aykırı, vicdanlara aykırı bir zorlamayı kabul etmemizi istiyor ABD. Kendi öyle yaptı çünkü. Yahudi lobisinin Trump’a yaptığını, Trump tüm dünyaya yapmak istiyor yani. Parayla, güçle, zorlamayla Kudüs’ü hukuksuz bir şekilde İsrail’e vermemizi istiyorlar.
Öylesine aleni, öylesine nobran ve öylesine şımarıkça yapıyorlar ki bunu, insanın isyan etmemesi elde değil.
Bir insan vicdanını nasıl satar, kaça satar? İşte bunu göreceğiz.
Bu dünya, güce tapanların, güçlüyü haklı görenlerin yüzünden acı çekiyor.
Bu dünya, gücü ele geçirmek, gücü her şeyin üzerinde görenler yüzünden perişan oldu.
Her zaman söylediğim şeyi tekrar söyleyeyim:
Ne acıdır ki bunu yapacak uluslararası etki gücüne sahip sivil örgütlerimiz, kamu diplomasi kurumlarımız, global medyamız bulunmuyor.
Dünyaya bir manifesto yayınlayıp, ABD’nin ahlaksız teklifinin akla, bilime, vicdana uymadığını anlatacak, dünyaca etkin aydınımız, bilim adamımız, gazetecimiz, düşünürümüz yok maalesef.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başka hiçbir yöneticimizin açıklaması haber değeri taşımıyor.
İşte, ‘biz ne yapıyoruz?’ sorusuna karşılık cevaplarımız bunlar.
Ancak böyle olmamalı.