|
Batının ‘lidersizliğinin’ faturası Türkiye’ye
Dünyanın birçok önde gelen ve bilhassa gelişmiş ekonomilerinde,
siyaset alanı tarihinin en zayıf, en ilgiden yoksun, en tıkanmış
dönemini yaşıyor. Yakın dönemdeki seçimlerde,
Almanya ve İngiltere oy kullanma oranları Fransa'da yüzde 71, Almanya'da yüzde 66, İngiltere'de yüzde 61'e, ABD'de yüzde 50'lere kadar gerilemiş durumda.
Türkiye ve Belçika'daki yüzde 86 civarındaki oy kullanma oranları, İsveç, Danimarka, Avustralya ve Güney Kore'deki yüzde 80 civarındaki oranlar, her ülkenin durumunun aynı olmadığını göstermekte.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi de olan ülkelerin seçmenlerinin siyasete olan ilgisizliği, bir 'lidersizlik' travmasını, cesareti kırılmış,
ürkek bir siyaset erkini de beraberinde getiriyor. Sorumluluktan kaçan, sorunları 'halının altına süpüren' anlayış egemen oldukça, bu tablonun ülkelerin diğer kurumlarına da sirayet ettiğine şahit oluyoruz.


Söz konusu ülkeler, uluslararası güvenlik alanında taşımaları gereken sorumluluktan kaçtıkça

, 'bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' anlayışla, terörle mücadeleden kaçındıkça,

savunma harcamalarını azalttıkça, orduları, güvenlik birimleri operasyon becerisini kaybettikçe, daha da ağır bir 'kaçış'ın, girdabın içerisine sürüklendiler. Rusya, bugün 'böö' dese, kaçacak delik arayacak Avrupa ülkeleri var.

Avrupa'nın 'ödlekliği', Türkiye'nin NATO ve AB'ye üye adayı bir ülke olarak yalnız bırakılması, bölgedeki asimetrik güçleri de ne yazık ki şımartmış durumda.

Bu durumun, giderek Avrupa için büyük bir tehlikeyi, tehdidi tırmandırmakta olduğunu gören

Almanya'nın çabalarını dahi görmemezlikten gelen,

Paris'teki terör saldırısına rağmen,

'başını kuma gömmeyi' tercih eden Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri,

dünya siyasi dengelerini de alt üst edecek bir gaflet içindeler.



Rusya'nın hedefi Merkel mi?


Rusya'nın, izlediği Suriye stratejisi ile mülteci sorununu daha da içinden çıkılamaz bir hale sokarak, esas Almanya Başbakanı Merkel'i hedef aldığı da konuşuluyor. Bu nedenle, AB Liderler Zirvesi'nde, Fransa başta olmak üzere, AB ülkelerinin Almanya'yı, Merkel'i yalnız bırakmaları, doğrudan Rusya'nın ekmeğine yağ sürmekte.

Kimi batılı üst düzey siyasetçiler, Gürcistan ve Ukrayna ilhakları ve bugün Suriye'deki politikaları nedeniyle, aslında Rusya'ya ağır bir bedel ödettirmek istediklerini, ama bunun yol ve yöntemini henüz bilemediklerini belirtiyorlar

ve NATO için, Rus güçlerinin bulunduğu sıkışık bir bölgede, Türkiye gibi NATO üyesi bir ülkenin asker bulundurması nedeniyle doğacak bir gerginlikten endişe duyduklarını belirtmekteler.

Rusya'yı cesaretlendiren de, bilhassa bu endişe dolu açıklamalar.


Rusya'nın, Ukrayna konusunda, ABD'ye destek veren ve ambargolara AB'yi de katan Merkel'in doğrudan üstüne oynuyor. Almanya'ya sığınan mülteci sayısı arttıkça, Rusya'nın, Merkel Yönetimi'nin, Alman Hükümeti'nin diğer konulara yoğunlaşmayacak hale gelmesi yönünde hesap yaptığı konuşulmakta.

Kimi güvenlik ve diplomasi uzmanları ise, Ukrayna ve mülteci krizleri arasındaki bağlant

ıdan komplo teorileri üretmekteler. Şöyle ki,

Rusya'nın

Suriye'deki Esad düşmanlarına yağdırdığı bombalarla,

Avrupa'ya ve bilhassa Almanya'ya yönelik mülteci akınını daha da arttırmayı hedeflediği

ve artan siyasi basıncın Merkel'i zayıflatacak, hatta devirecek bir noktaya ulaşmasını sağlamaya çalıştığı konuşuluyor.

Almanya'nın tanınmış siyaset uzmanı gazetecileri, böyle bir 'vahşi' taktikle, Putin'in mültecileri bir silah olarak kullanıp, Merkel'in siyasi kariyerini bile bitirmeye cüret edebilecek bir oyuna soyunduğu yorumlarını dile getiriyorlar.

'Lidersizlik' sendromu ile zafiyet içinde olan Avrupa'nın korkularına oynayan Rus Yönetimi'nin, Merkel'i Avrupa siyasetinde devre dışı bırakması, ciddi anlamda işine gelecek.

Bu nedenle, perşembe ve cuma günü gerçekleşmiş olan ve bu satırları yazarken devam eden AB Liderler Zirvesi'nden, Merkel, mülteci sorunu konusunda yalnız kalmış olarak ayrılmış ise, Rusya ellerini ovuşturuyor olacak.


Halep kırılma noktası


Rusya'nın stratejik adımları sonucu, Esad rejiminin Suriye'nin en büyük şehri Halep'i kuşatacak hale gelmesini, batılı pek çok uzman ve medya mensubu, Obama Yönetimi'nin pasif tutumuna bağlıyor.

Halep'in rejim güçlerince ele geçirilmesi halinde, ortaya çıkacak ek mülteci sorunu için, Türkiye, Almanya'nın da desteği ile, yine Suriye'nin kuzeyinde, bir yaşam alanı oluşturma gayreti içerisinde.

Avrupalı kimi liderlerin ve Amerikan Yönetimi'nin basiretsizliği ve aroganslığı nedeniyle,

NATO üyesi olmasına rağmen, güvenliğine yönelik tehditlere karşı yalnız bırakılma riski taşıyan Türkiye

, durumun vahametini fark eden Almanya ile batılı ülkeler üzerindeki ölü toprağını kaldırmaya çalışmakta.

Merkel'i yalnız bıraktığını fark eden ABD Yönetimi ise, kimi jestler peşinde ama; korkarım, Rusya ABD'deki 'başkanlık seçimi yılı'nı dibine kadar kullanmayı deneyecek

.




#Merkel
#mülteci
#Halep
#Rusya
#Esad rejimi
#Obama Yönetimi
8 yıl önce
Batının ‘lidersizliğinin’ faturası Türkiye’ye
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle