|
"Bayan" meselesi

Voleybol Federasyonu''nun açıklamasını duymuşsunuzdur muhakkak. “Liglerin tescilli isimlerinde ''bayan'' ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla ''Bayanlar Ligi'' olarak anılmaya devam edeceğiz” diyorlar. Oysa Basketbol Federasyonu bir süre önce “Bayanlar Ligi” yerine “Kadınlar Ligi” ifadesini kullanacağını açıklamış.

Biliyorsunuz, “bayan”, hakkında çok laf edilmiş bir sözcüktür. Üstelik bu sözcüğün etimolojik olarak soyağacını çıkartmak da imkansızdır. Sevan Nişanyan, (yeri gelmişken: Nişanyan''ın Taraf''taki köşesi ne kadar güzel bir şeydi değil mi? Bu güzel köşeyi bu ülkeye kim çok gördü acaba?) “bayan”ın Yeni Türkçe ve 1934 doğumlu bir sözcük olduğunu belirtiyor. Bu bilginin yanına şu notu düşmeyi de unutmadan: “+An eki Türkçe''nin hiçbir döneminde dişil yapım olarak kaydedilmemiştir.”

Demek ki -söylediğim gibi- hakkında çok laf edilen ve “tarihi” de olmayan bu sözcükten bir an önce kurtulmanın zamanıdır artık.

“Bayan” sözcüğünden laf etmek hemen her yıl benim başıma da geliyor. Ders sırasında bir kız-kadın öğrencinin konuşmasının ardından bir erkek öğrenci cümleye “Bayan arkadaşımızın dediği gibi…” diyerek başlar başlamaz şu şekilde araya girmeden edemiyorum: “Bayan arkadaşımız da nereden çıktı? Onun bir adı yok mu? Adını bilmiyorsan ''arkadaş'' niçin yetmiyor?” “Erkek arkadaşımız” cümlesini baştan alıp konuşmasını “Ayşe”nin dediği gibi…” diyerek normal seyrine sokuyor. Ben işi daha da ileri götürüp “Bay” ve “Bayan”ın bana bu ülkede sadece WC''leri hatırlattığını söylüyorum. Sonra da -tabii- hep birlikte gülüyoruz.

“Bay” gibi “Bayan”ın da isimlerin önüne getirilen bir hitap tarzı olduğu söyleniyor. Ama çok şükür “Bay”a ilişkin tamlamalar yapmaya başlamadık henüz. (“Baylar Ligi” gibi!) Aslına bakacak olursanız “sayın” da -eskinin “muhterem”i gibi- hakkında konuşulana saygı ifade eden nötr, yani cins ayrımı yapmayan bir hitap tarzı. O zaman eğer “Bayanlar Ligi” ifadesinde ısrarlı isek bu karşılaşmaları “Sayın Bayanlar Ligi” olarak adlandırmak daha bir saygıdeğer kaçmaz mı?

İnternette buldum, Prof. Zehra İpşiroğlu, “Bayan”a ilişkin olarak Radikal gazetesinde şöyle bir değerlendirme yapmış:

“Son yılların ilginç bir gelişimi de günlük dilde çok sık kullanılan ''bayan'' kavramı. Bayan aslında tıpkı bay gibi bir unvan, yani bir seslenme biçimi olmasına karşın, kadın yerine kadını tanımlamak için kullanılıyor. Erkeklerden söz edilirken bay denmiyor ama kadınlardan bayan diye söz ediliyor. Bunun da nedeni kadın demeyi cinselliği çağrıştırdığından ayıp olarak görmek. “

Doğru, yerinde sözler bunlar. Gerçekten de, “bayan” sözcüğünün seçimi asıl olarak profesörün altını çizdiği çağrışım zincirinden kaçma-kaçınma gayretinden kaynaklanıyor.

Bu çerçevede “hanım” sözcüğünü de hatırlayabiliriz. Bu sözcüğün halk arasındaki günlük kullanımını İpşiroğlu''nun “bayan” kullanımı hakkındaki değerlendirmesi ışığında anlaşılacak bir şey olmadığı muhakkak. Ancak şu gelişmeyi de gözden kaçırmamak gerekiyor: “Hanım” değilse de “Hanımlar” sözcüğünün muhafazakar partilerin teşkilat şemalarında “Hanımlar kolu” gibi şekiller alması sözcüğün gündelik hayatta kullanımında taşıdığı anlamdan çok başka şeylere işaret ediyor. Yani, bir kocanın karısına “Hadi hanım kalk bir hava alalım” demesi (özel hayat) ile siyasi partilerin partiye yakın ya da partide doğrudan siyaset yapan kadınları “Hanımlar kolu” adı altında toplaması (kamusal hayat) taşıdıkları anlam açısından çok farklıdır. Siyasi partilerde “kadınlar kolu”na da yer olmaması gerekir ama bu yetmiyormuş gibi bir de “Hanımlar kolu” ihdas etmek aslında siyasetin “erkek işi” olduğu yolundaki yerleşik kanaatin bir bakıma itirafı değil midir? Özellikle resmi-yarı resmi kurumlarda “kadın” ifadesinden kaçınıp bunun yerine “bayanlar” ya da “hanımlar” sözcüklerin getirilmesi başka, kadınlara hitap tarzlarının geleneksel-alışılmış dünya içindeki biçimleri ise bambaşka bir durumdur. “Hanım”ı olmasa da “bayan”ı kullanmakta ısrar eden Voleybol Federasyonu''nun seçiminde olduğu gibi. Bu çerçevede “kadın”ın yerini cumhuriyetin terminolojisine uygun biçimde “bayan”a ya da muhafazakarlık terminolojisine uygun biçimde “hanım”a terk etmesi arasındaki fark önemli değildir.

14 yıl önce
"Bayan" meselesi
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu