|
Bireysel kredi kartı harcamaları meselesi…

Bildiğiniz üzere bir süreden bu yana ekonomi yönetimi ciddi bir sıkılaştırma programı uyguluyor. Hatta görünen o ki sıkılaştırmanın dozu giderek daha fazla artacak. Ekonomi yönetiminin ana gündeminin iç talebi mümkün mertebe yavaşlatmak olduğu görülüyor. Elbette yüksek enflasyon ortamında talebi kısacak şekilde adımlar atılması beklenen politikalar arasında. Ancak bu adımların hızına, dozuna ve içeriğine çok dikkat etmek gerekiyor. Zira tüm krediler ithalata dönüşüyor ya da tüm kredi kartları ilave talep yaratıyor gibi bütüncül bir yaklaşım sosyal sorunlar da olmak üzere bir dizi sıkıntıya neden olabilir.

Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalına mülakat veren Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Kredi kartları, bireysel kredi, taşıt kredisi ve ikinci konut kredisinde sadece faizleri artırarak değil, bankalar üzerinden kredi verme iştahını keserek de kredi büyümesini düşüreceğiz. Başkasının parasıyla, krediyle, kartla zenginlik olmaz” dedi.

Şimşek kredi hacminin yüksekliğine atıf yaparak enflasyonun ve cari açığının kontrol altına alınmasının zorlaştığını ifade ederken “kredi büyümesinde miktarsal sınırlamaya gideceğiz” diyerek önümüzde günlerde krediye erişimin daha da zorlaşacağını ilan etmiş oldu. Hali hazırda ticari kredilerdeki yavaş seyir de devam ediyor. Ticari kredi büyümesi seçim öncesi dönemin çok altında bir seviyede.

Ekonomi yönetiminin son dönemde üzerinde durduğu ve ihracatçılara yönelik günlük reeskont kredisi limiti ise 3 milyar TL’ye yükseltildi. Ayrıca Merkez Bankası’nın söz konusu kredilerin kullandırılmasında KOBİ payının artırılmasına ve ihracat performansının dikkate alınmasına devam edeceği de vurgulanıyor. Bu adımlar son derece doğru ve önemli.

Gelelim bireysel kredi kartlarına. BDDK verilerine göre Türkiye’de bireysel kredi kartı harcamaları toplamda 922,2 milyar TL’ye kadar yükselmiş durumda. Bunun 419 milyar TL’si taksitli 502 milyar TL’si ise taksitsiz harcamalardan oluşuyor. 2022 yılının başından itibaren bireysel kredi kartı ile yapılan harcama miktarının hızlı bir artış dönemine girdiğini görüyoruz. Bu dönem aynı zamanda Türkiye’de enflasyondaki artışın hızlandığı döneme denk geliyor.

Aşağıdaki grafikte bireysel kredi kartı harcamalarını ve enflasyonu görüyoruz. Elbette ikisi arasında bir nedensellik var. Tabi ki nedenselliğin yönü çok önemli. Tabi ki sadece grafiğe bakarak doğrudan bir tespit yapmak tam doğru olmayabilir ancak grafikten de gördüğümüz üzere önce hızla enflasyon artıyor ve ardından bireysel kredi kartı harcamaları hızlı artış sürecine giriyor. İlk etapta döviz kuru geçişkenliğinin çok yüksek olması nedeni ile önce fiyatların hızla arttığı ardından da bireysellerin yaptığı kredi kartı harcamalarında artışın geldiği gibi gözlem var. Son dönemde de enflasyonda önce kurda yaşanan yaklaşık %35’lik artış ve bununla birlikte vergi artışlarının etkisini gözlemlemek mümkün.

Konuyu bu kadar detaylandırmanın nedeni şu: Teşhisi yanlış koyarsak tedavi de doğru olmaz. Eğer bireysellerin kredi kartı kullanımını azaltacak ya da zorlaştıracak adımların atılması planlanıyorsa bunu çok doğru planlamak ve uygulamak gerekiyor. Sorum şu: Bireysellerin özellikle de orta ve alt gelir grubundakilerin kredi kartı kullanımları ilave talep mi yaratıyor yoksa bireyseller günlük ihtiyaçlarını karşılamak için mi kredi kartı kullanıyor?

Eğer ilave bir talep yaratıyorsa talebi kısacak şekilde kredi kartı harcamalarını azaltacak önlemlerin alınması doğru olacaktır. Ancak eğer bireysellerin kredi kartı kullanımı cari ihtiyaçları karşılamak içinse bu kez çok dikkatli olmak gerekiyor. Zira özellikle orta ve alt gelir grubunun hayatını daha da zorlaştıracak bir sürece neden olunabilir ve bunun da sosyal sonuçları herkes açısından rahatsız edici olabilir.

#Ekonomi
#kredi kartı
#Merkez Bankası
8 ay önce
Bireysel kredi kartı harcamaları meselesi…
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!
Unutma sakın!