|
Faizfest…
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Aralık ayı toplantısında ultra Ortodoks ekonomistlerin bile beklentilerinin üstünde olacak şekilde 200 baz puan faiz artışı yaptı. Hal böyle olunca da reel sektörü ve istihdamı
“fiyat istikrarı”
ile
“dolarizasyon”
saikiyle çöpe atan önerileri verenlerde bir festival havası başladı. Lafı çok uzatmadan söyleyeyim. Kesinlikle katılmadığım bir karar ve bunun teknik olarak izahını verilerle daha önceki yazılarımda ve sosyal medya hesaplarımda defalarca yazdım.
“Kim ne istiyorsa 50 fazlası”
bir para politikası değildir ve sonu uzun süreli resesyondur.
TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YENİ DÖNEM!

2020 yılının son aylarında önce Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın görevden alınıp yerine Naci Ağbal’ın atanması, ardından da Berat Albayrak’ın görevden ayrılmasının ardından yerine Lütfi Elvan’ın atanması ile beraber ekonomi yönetiminde de yeni bir dönem başlamış oldu. Ancak yeni dönemdeki politikaların pek çok tartışmayı da beraberinde getirdiğini gördük.

COVID19’DA ONLAR NELER YAPTI BİZ NE YAPIYORUZ?
Pandeminin geçici etkileri olan bir şok olmadığını ve kalıcı olarak ekonomilere zarar verdiğini anlayan gelişmiş ülke merkez bankaları uzun vadeli faizleri düşürmek için bilançolarını büyüttü ve büyütmeye devam ediyor. Pek çok gelişmekte olan ekonomi de bu şekilde para politikası izliyor. Biz ise enteresan bir şekilde aşırı sıkılaşıyoruz ve sanki pandemi yokmuş veya etkileri tamamen ortadan kalkmış gibi
“normalleşme”
adı altında bu zorlu süreçte ayakta kalan işletmeleri de sıkıntıya sokacak faiz hadlerine gidiyoruz.
RESESYON RİSKİ
Ekonomi yönetimdeki isim değişiklikleri ciddi politika değişikliklerine de neden oldu. Açıkçası üst üste gelen iki faiz kararı ile toplamda yapılan
“675 baz puanlık faiz artışı”
ve düzenleyici denetleyici kurumların getirdiği yeni uygulamalarla beraber ekonominin önündeki durgunluk riski de oldukça netleşmiş oldu.
Pandemi hiç yaşanmamış ya da tamamen bitmiş gibi alınan kararların reel ekonomi üzerinde kalıcı olumsuz etki bırakacağı aşikar. Bazı ekonomistlerin pandemi koşulları devam etmesine rağmen salt fiyat istikrarı saikiyle getirdiği önerilerin uzun dönemde olumsuz etkiler oluşturacağını aslında hepimiz biliyoruz. Kısa vadede
“sıcak para”
çekmeye yönelik alınan kararlar işe yarıyor gibi görünse de uzun dönemdeki maliyetinin çok yüksek olacağını unutmamak gerekiyor.
Daha önce de yazmıştım; Merkez Bankası enflasyon hedefini neden tutturamadığına dair hükümete bir mektup yazıp işin içinden çıkar ama o mektubun içinde fabrikası batan iş insanlarını, işyeri kapanan esnafı ve işsiz kalan vatandaşı ikna edecek tek bir kelime olamaz. Onlara
“üzülmeyin siz her şeyinizi kaybettiniz ama biz fiyat istikrarını sağladık”
mı diyeceksiniz?
#Faiz
3 yıl önce
Faizfest…
"Mefisto" ile "anlaşma" yapanlar!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü