|
İstikrarlı kalkınma stratejisi için önemli bir adım

Türkiye’nin kronik cari açık sorununu hepimiz biliyoruz. Bu durum uzun süredir Türkiye’nin gündeminde. Geçmiş dönemlerde cari açığı azaltmak için cılız olarak nitelendirebileceğimiz bazı adımlar atıldı. Ancak yapısal olarak kalıcı etkisi olacak adımları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile beraber iş başı yapan yeni ekonomi yönetimi ile görmeye başladık.

İSTİKRARLI KALKINMA STRATEJİSİ

Türkiye kaynaklarını doğru, verimli ve yerinde kullanma konusunda titiz davranmak zorunda olan bir ülke. Bu da süreçlerin çok iyi planlanması ve stratejilerinin içeriğinin güçlü olmasını gerektiriyor. Cari açık konusu da tam da bu bakış açısı ile ele alınmalı ve adımlar atılmalı. Bu kapsamda döviz getirici faaliyetler ile döviz kaybettirmeyici sektörlerdeki yeni yatırımların finansmanı konusu giderek daha fazla önem kazanıyor. Türkiye’deki “yüksek faiz, kısa vade, orantısız teminat” anlayışına dayanan bankacılık anlayışı her ne kadar son dönemde atılan adımlarla kırılmaya çalışılsa da özellikle ithalatı azaltıp, ihracatı artıracak yatırımlarda yeni bir finansman modeline ihtiyaç duyulduğu aşikar. Bu saikle günün koşulları ve Türkiye ekonomisinin gerçeklerine uygun bir şekilde bu yılın başında “İstikrarlı kalkınma stratejisi için bir öneri” başlıklı bir yazı kaleme almış ve tıpkı Merkez Bankası’nın “ihracatçılar ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetlerde bulunan firmalara tahsis edilmek üzere bankalara reeskont kredisi kullandırması” örneğinde olduğu gibi “cari açığının azaltmasını sağlayacak yatırımların hayata geçmesinde Kalkınma ve Yatırım Bankası’nın sağlayacağı orta ve uzun vadeli finansmanın” hayati öneme sahip olabileceğinin gözden kaçmaması gerektiğini hatırlatmıştım.

Bu hatırlatmadaki temel hareket noktasını da aslında ekonomi güvenliği bağlamında ele almak gerekiyor. Zira Türkiye’nin ekonomi güvenliğine katkı sağlayacak projelere yönelmesine ve ekonomide alacağı bağımsız stratejik yatırım kararlarına Batı kaynaklı finans kuruluşlarının destek vermesini beklemek çok gerçekçi olmayacaktır.

TÜRKİYE KALKINMA VE YATIRIM BANKASI’NDAN YENİ ADIM

Geçtiğimiz Salı günü Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kaynaklı 18 milyar TL’lik 10 yıla kadar vadeli Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi imkanını %7.75 sabit faizle “Yatırıma Destek” TL kredisi olarak kullanıma sunduğunu açıkladı. Bu yeni imkanla ilgili değerlendirme yapan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasında önemli rol üstlenen Kalkınma Yatırım Bankası aracılığıyla kullandırılacak kredi; istihdamı artıran, cari dengeye katkıda bulunan ve katma değeri yüksek üretim yapanlara sabit faizli TL cinsi olarak sunulacak” diyerek bu stratejik adımın amacını da açıklamış oldu.

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK DÖNEMİ BİTİYOR

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile iş başı yapan yeni ekonomi yönetiminin izlediği ekonomi güvenliği ve finansal güvenlik odaklı yeni yaklaşımı, ezberleri bozan adımlarla destekliyor olması Türkiye’nin kronik sorunlarının çözümü açısından hayati bir öneme sahip. Atılan bu son adım da “Türkiye yapamaz, Türkiye başaramaz” tezi üzerine kurulu “öğrenilmiş çaresizlik” döneminin bitiyor olduğunu gösteriyor. Ezberlenen ve dayatılan ekonomi politikalarının yerine Türkiye’nin ihtiyaçlarını ve gerçeklerini önceleyen adımları atan ve bu arada da tarihinin en büyük finansal saldırılarına maruz kalan hatta Covid-19 pandemisi ile birlikte daha önce hiç tecrübe edilmemiş bir süreci yöneten ekonomi yönetiminin tüm bu hengame içerisinde yeni bir stratejik enstrümanı geliştirip kullanıma sunması takdire şayandır.

#Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi
#İstikrar
#Kalkınma
#Strateji
٪d سنوات قبل
İstikrarlı kalkınma stratejisi için önemli bir adım
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle