Covid19 pandemisinin ikinci dalgası Çin hariç(!) tüm dünyada hızlı bir şekilde yayılıyor. Öte yandan aşı çalışmalarından gelen bazı başarı haberleri ekonomistleri hemen pandemi sonrası dönem için hazırlık yapmaya itiyor. Şu an elimizdeki bilgilerle yapabileceğimiz yoruma göre hem iyi hem de kötü haberler var.
Pandemi ve ekonomiler üzerindeki etkileri artıyor. Yeniden başlayan kapatmalar ülke hazinelerine ve merkez bankalarına ağır yükler bindirmeye devam ediyor. Hal böyle olunca da başta ABD Merkez Bankası FED olmak üzere pek çok merkez bankası gevşek para politikası uyguluyor. Ancak bugünün koşullarında uygulanan bu politikaların eğer aşı konusunda ciddi bir adım gelirse kısa sürede ABD dolarının değerini aşağı çekebileceği değerlendiriliyor.
Konuya ilişkin bir rapor yayınlayan Citibank, Covid19’a karşı geliştirilen aşıların yaygın dağıtımı başladığında FED’in yeteri kadar hızlı sıkılaşamadığı bir ortamda ABD dolarının 2021 yılında yüzde 20 civarında değer kaybına uğrayabileceğini ifade ediyor.
Sürekli okuyucularım hatırlayacaktır. Zaman zaman bu köşede küresel borcun geldiği noktayı hatırlatır ve bu borcun içerisindeki kamu borçlarının zaman içerisinde ödenememe riski taşıdığına dair endişelerimi paylaşırım. Bugün geldiğimiz noktada endişelerim daha da arttı.
Uluslararası Finans Enstitüsünün (IIF) yayınladığı “Küresel Borç Monitörü” raporuna göre, yılın üçüncü çeyreği itibariyle küresel borç tutarı 15 trilyon dolar artarak 272 trilyon doların üzerine yükseldi. Rapor, kamunun ve şirket borçlarının belirgin bir şekilde artmaya devam etmesi ile yıl sonunda bu rakamın 277 trilyon dolara ulaşacağına işaret ediyor. Bu rakam dünya GSYİH’nin yüzde 365’ine denk geliyor. Korkunç!
Söz konusu 277 trilyon dolarlık borcun 76 trilyon doları gelişmekte olan ekonomilere ait. Bu daha da korkunç!
Pandeminin ekonomiler üzerindeki etkisi, ülkelerin pandeminin ekonomilere etkisi ile mücadelede uyguladığı politikalar ve küresel borcun geldiği nokta pandemi sonrası dönem için ciddi bir borç krizi riskini de beraberinde getiriyor.
Konuya ilişkin “Küresel Borç Dalgaları” başlıklı bir rapor yayınlayan Dünya Bankası ekonomistleri küresel resesyon sonrası dönemde dünyayı mutlaka bir borç krizinin beklediğine işaret ediyor.
