|
10 numara adam

O, “Futbolun içinde doğdum. Babam çok iyi bir oyuncuydu ve daima içinde futbol aşkı olan bir İtalyan göçmeniydi. Futbol fantastik ve çok zeka isteyen, bizlere nasıl birlikte yaşamamız gerektiğini öğreten, diğerlerinden daha iyi olduğunda dahi nasıl paylaşman gerektiğini içine işleyen bir oyun. Futbol ayrıca yaşam için olağanüstü bir eğitimdir” diyerek akademik bir görüş ortaya koyan bir futbol filazofu. O, dünya çapında futbol cambazı olan vatandaşını dahi kayırmadan, kendi dönemindeki ezeli rakibini “Zidane''ın topla yaptıklarını, Maradona bir portakalla yapabiliyordu” diyerek övebilecek kadar alçak gönüllü. O, fırtına gibi estiği ve kupaları tek tek kazandığı dönem için “Eğer Dünya Kupası 1982 ile 1986 arasında her yıl yapılsaydı, Fransa hepsini bunun ikisini veya üçünü kazanırdı” diyecek kadar kendinden emin.

O, daima 10 numaralı formayı giydi ve her zaman sahadan 10 numara işler yaptı, kariyerini de yine 10 numara tamamladı. 10 numara olmak kolay iş değildir. Futbolda kaç tane 10 numara oldu ki? Pele, Maradona, Zico, Matthaeus, Baggio, Hagi ve Zidane ilk aklıma gelenler. Saçma sapan sistemler, ''ne oynayım, ne de oynatayım'' zihniyeti yeni 10 numaraların çıkmasını engellemedi mi?

Otoriteler günümüz futbolunda 10 numaranın bile adam tuttuğunu sanki çok önemli birşeymiş gibi söylemiyor mu? Gerçi şimdiki 10 numalaralar, maalesef bir sağbek tekniğine sahip ya. Platini, saha içinde olduğu gibi, saha dışında da efendiliği, yaşantısı ve duruşuyla da 10 numara olmayı hakketti. Ama O farklıydı. Futbolun yine efsanevi ismi Bobby Charlton''ın “Ne harika bir orta saha oyuncusuydu. Topu iğne deliğinden geçirebilen nadir oyunculardandı” övgüsünü alabilecek kadar farklıydı. Ve gün geldi çattı, futbolun patronu oldu O. Hoş geldin büyük yıldız Michel Platini..

Futbol hayatında sürekli oyun kurdu. Bu kez futbolun başı olarak yine oyun kuracak, ''kazma” denilen oyuncuların çığ gibi büyümesiyle birlikte bitmeye doğru giden futbola taze fikirleriyle canlılık getirecek.

1985''te Juventus, Liverpool''u 1-0 yendiği maçta penaltıdan attığı golle takımını Avrupa''nın en büyüğü yaparken, aslında o gün Heysel''de 39 kişinin ölümüne neden olan İngilizler''e en güzel cevabı vermişti. Maçı televizyonu başında izleyen ve yaşanan bu hazin olaydan dolayı İtalyan takımına sempati duyan tüm futbolseverlerin içine de bir nebze olsun ferahlık getirmişti. Platini, o gün kulüp kariyerindeki en büyük zafere ulaşmış ama buruk bir mutluluk yaşamıştı. Aynı Platini bu kez UEFA Başkanı olmanın sevincini tadıyordu. Evet, Platini artık Avrupa futbolunu yönetecek. Onun seçilmesi, penaltı golüyle yıktığı İngilizler''i bir kez daha üzdü. Çünkü başta İngiltere olmak üzere İtalya ve İspanya Ligleri''nde yer alan takımların Şampiyonlar Ligi''ne girme sayısını düşüreceğini seçim vaadi olarak açıklamıştı. Ve puan yetersizlikleri nedeniyle ülkelerinde şampiyon olan takımların ön elemeye alınmasına karşı çıkıyor, bu takımların direkt olarak Devler Ligi''ne girmesini savunuyordu.

Platini seçildi, derin bir oh çektik. Artık şampiyonlarımız anlamsız ön elemeler oynamayacak. Ama bir başka büyük sorun var. Çünkü Platini, borcu olan kulüplerin kendi liglerinde küme düşürülmesini ve Avrupa Kupaları''na alınmaması gerektiğini de destekliyor. Başta büyük takımlarımız olmak üzere ligimizde yer alan tüm takımlarımız için tehlike çanları çalmaya başladı aslında. Platini ayrıca futbolda teknolojinin de kullanılmasını istemiyor. Hakem hatalarını ise sahada yer alacak ikinci bir hakemle çözme yolunda.

Günümüz teknolojisi özelikle ''top kaleyi geçti mi, geçmedi mi?'' sorusuna anında cevap verebiliyor. Ama Platini''nin yine de bir bildiği vardır diyelim. “İyi futbolcu olmanın en iyi yolu sokaklardır” diyen Platini, belki de futbol okullarının yıldız çıkmasında pek rolü olmadığını ve iyi futbolcunun eski usul çıkacağına inanıyor. Bence bu konuda da yüzde yüz haklı. Bir tarafta futbolun kolejinden çıkan David Beckham, diğer tarafta fakir bir mahallede keşfedilen Diego Armando Maradona.

Futbolu çok genç yaşta ve zirvede bırakan Platin''nin UEFA''daki görevini 77 yaşında olmasına ve 17 yıldır başkan olarak görev yapmasına karşın, bir türlü koltuğu bırakmak istemeyen Lennart Johanssan gibi yapmayıp, yine genç bir yaşta ve zirvede teslim edeceğinden eminim.

17 yıl önce
10 numara adam
Kara dinlilerle milletin savaşı
92. yıldan 100. yıla, kavşaktayız
15 Temmuz’dan beri şahit olduklarımız, kayda geçirdiklerimiz (3)
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!