Müslümanların kutsallarına yeni bir saldırı ve bir kısım Müslümanlardan haklı iken kendilerini haksız duruma düşürecek tepkiler. Sürekli tekrar eden senaryolar ve kendilerini "yılan deliğinden" defalarca ısırtan Müslümanlar.

Ortada, âlemlere rahmet için gönderilen Peygamber"e hakaret içeren bir film var, yapımcısı finans sahtekârlığından hüküm almış bir Kıpti ve yeni bir 11 Eylül günü Arapça dublajlanarak Arap Baharı ülkelerine bir sosyal paylaşım sitesi üzerinden servis ediliyor ve Müslümanlarımız bir defa daha oyuna geliyorlar.

Abdulbari Atvan Amerika"nın Kahire Büyükelçiliği"ne saldırı ile Bingazi konsolosluğuna saldırıyı saldırganların kimliği bağlamında (ilkinin spontane, diğerinin ise planlı El-Kaide saldırısı olduğunu söylüyor) bir koordinasyon belirtisi olmadığını söylese de, saldırıların eşzamanlı olmasının bir tesadüf olmadığı da açıktır.

Bingazi konsolosluk saldırısı biraz daha karmaşık gibi gözüküyor. Libya"daki saldırının başkent Trablusgarp"daki büyükelçiliğe değil de neden Bingazi"ye yapıldığı kadar, Trablus"da bulunması gereken büyükelçinin neden Bingazi"de bulunduğu da büyük merak konusudur. Amerika Dışişleri Bakanlığı"nın 48 saat önceden Amerikan temsilciliklerinin hedef alınabileceği hakkında güvenilir bilgi aldığı halde diplomatlarını neden uyarmadığı da bir soru işaretidir.

Müslüman dünyada yeni bir öfke dalgasına neden olan filmin daha büyük bir planın parçası olarak servis edildiğinde şüphe yoktur. Sahnede filmin yapımcısı olarak gözüken finans sahtekârı şahıs öndeki bir kukla da olabilir.

Bizim konuyla ilgili asıl düşünmemiz gereken nelerin planlandığı ve neticelerin neler olabileceğidir.

Arap Baharı ülkelerine servis edilen ama Müslümanların yaşadığı neredeyse her yere sirayet eden film öfkesi ile kanımızca üç taraf etkilenmek istiyor.

Öncelikle "11 Eylül hayaletini" İslam korkusu ile Amerikan halkının başları üzerinde Demokles"in kılıcı gibi sallandırmak hedeflenmektedir. Amerika Başkanlık seçimlerine haftalar kala seçmeni İslamofobi ile yönlendirmek murat edilmiş olabilir. Bunun kime yaracağı ise şimdilik kestirilemez.

Obama"nın bu hadiselerden hareketle bir güç gösterisi Obama"ya yarayacağı gibi, eylemsizliği radikal dış politika söylemleri ile dikkat çeken Romney"e oy patlaması olarak dönebilir.

Yunanlı yazar Nicos Konstandaras"ın altını çizdiği gibi "Amerika aleyhine şiddet içeren protestoların sürmesi ve Bingazi"de öldürülen Büyükelçi Stevens"in gevşek güvenliğin bir kurbanı olduğunun ortaya çıkması neticesinde Obama Orta Doğu"da güç gösterme kararını vermek durumunda kalabilir." Bu da herkesten önce İsrail"in işine yarar.

Amerikan Büyükelçiliklerine saldırılar Amerika ve Batı kamuoyunun Arap Baharı ile ilgili bakış açısını da etkileyecektir. Ayrıca, El-Kaide ve aşırılık yanlılarını takip amacıyla Libya"ya Amerikan müdahalesi gündeme gelecektir. En azından yakında Libya semalarında El-Kaide militanı avına çıkan insansız savaş uçakları görebiliriz.

Mısır bağlamında ise Amerika Büyükelçiliği"ne saldırılar sonunda ABD Mısır"ı Başkan Obama"nın ifadesiyle "ne müttefik ve ne de düşman statüsüne" koymuştur. Mısır"a yardımları durdurma yolunda önemli bir bahane elde etmiştir. Mısır Kıptileri filmi kınasalar da, filmi yapanın Kıpti bir Hıristiyan olduğu da göz önüne alınacak olursa, Mısırda dini çatışmaya önemli bir zemin oluşturulmuştur.

Diğer örneklerinde olduğu gibi bu film kışkırtması Müslüman ülke halklarını ayağa kaldırmıştır. Amerika temsilciliklerine yürümek isteyen birçok kişi güvenlik güçlerinin kurşunları ile hayatını kaybetmiştir.

Sürecin şiddet yanlısı örgütlerin ekmeğine yağ sürdüğü açıktır.

Daha açık olan bir husus var: Aşırılık yanlılarını kışkırtarak ayağa kaldıran odaklar onların giriştiği şiddet ve aşırılıklardan beslenmektedir.

Dolayısıyla iki taraf birbir ekmeklerine yağ sürmekte olan ise Müslümanlara olmaktadır.