Sayın Ayhan Oğan başkanlığındaki Sivil Dayanışma Platformu altı ve yedi Eylül tarihlerinde Düzce Akçakoca''da milletvekilleri, sivil toplum mensupları ve uzmanların katılımıyla "Siyaset Müzakereleri" toplantısı düzenledi.
Müzakerelere gelecek olursak üç konu masaya yatırıldı. İlki "Türkiye''nin demokrasi perspektifi ve gelecek öngörüleri ışığında demokratikleşme için somut adımlar" başlığını taşıyordu. Sunumlarda Türkiye''nin demokrasi geçmişi ve demokrasi deneyimi anlatıldı. Bu bağlamda siyasi parti hareketleri ve anayasalar incelendi. Siyasi partiler bağlamında biri İttihat ve Terakki''den CHP''ye uzanan diğeri ise Demokrat Parti''den AK Parti''ye uzanan iki ana çizgiden bahsedildi. Konunun müzakeresi esnasında serdedilen görüşleri sıralayacak olursak:
"Türkiye''de çok partili hayata dönülmemiştir: Hiçbir parti altı okun dışına çıkamamıştır".
"Toplumun zaruri ihtiyaçları arasında anayasa yoktur. Anayasa ile ilgili toplumsal katılımı yoktur. Halkın bilinçlendirilmesi gerekir.
"Gerçek demokratikleşme için iç dinamiklere ihtiyaç vardır."
"Bir medeniyet tercihi yapmazsak etliye sütlüye dokunmayan yeni bir anayasa olacaktır."
"Anayasa yapma yetkisi ve hakkı sadece hukukçularda değildir."
"Türkiye kamusal duyarlılıkları gözönüne alarak hızlı bir şekilde ademi merkeziyetçiliğe geçmelidir."
Müzakerelerin bu bölümünde AK Parti''nin iktidar dönemindeki katkıları takdir edilmekle birlikte yapısal ve köklü değişikler içeren bir anayasanın yapılması müzakerecilerin ortak kanısı oldu. Müzakerelerin ikinci başlığı "Türkiye''nin dış politika vizyonu ve gelecek öngörüleri" idi. İsterseniz bazı görüşleri alıntılayalım:
"Türkiye kurulduğunda dış dinamiklere kapatıldı ve sistemi kurgulayanlar da aslında bunu istiyordu. Ancak 1980''li yıllarda kafamızı kaldırıp dış politika ile ilgilenmeye başladık. Özal zamanında dış politika vizyonu oluşmaya başladı. Vizyonun geliştirilmesi ve bunun devlet politikası haline getirilmesi AK Parti döneminde oldu."
"Ülkedeki siyasi istikrar ve ekonomik gelişmenin dış politikaya doğrudan etkisi oldu. Ekonomik gelişme bölgesel karizmayı büyüttü."
"Bir Mart tezkeresi, İsrail''e karşı çıkma ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi''nde İran aleyhine kara tasarısına red oyu verme bağımsız dış politika örnekleri idi."
"Hariciye''de uzman, mesleki personel, kriz yönetimi ve kamu diplomasisi eksikliğimiz var."
"Suni devlet olarak kurulduğumuzu kabul etmezsek mesafe alamayız. Önce durum tespiti yapıp sonra çözümler üretmeliyiz."
"Dış politikada İslam''ı devre dışı bırakarak bölgede kimseyle kardeş olamazsınız."
"Dış politikada bizim için öngörülen alanın dışına taşmalı, devletten devlete ilişki yanında halktan halka ilişkileri de geliştirmeliyiz."
"AK Parti döneminde tek eksenli dış politikadan çok eksenli politikaya, militer demokrasiden sivil demokrasiye geçildi, komşularla düşmanlık kültürü terk edildi."
"Türkiye''nin büyüyebilmesi bütünleşme ile ilgilidir. Sınırlar değişmeyecek ama yokmuş gibi olacak. "
"Türkiye asla savaşa girmemelidir. İç bütünlük mutlaka sağlanmalıdır."
"Suriye meselesi sadece diplomatik değil tamamen siyasi bir meseledir. Önümüzdeki süreçler kolay değil. Türkiye önünde büyük handikaplar vardır."
"İddia büyüdükçe tehdit de büyümektedir. Dolayısıyla son on sene de ne yapılabildiği sorgulanmalıdır. Kozmetik değişimler vardır."
Müzakerelerin son bölümü "Hükümet sistemleri ve başkanlık sistemi" başlığına ayrılmıştı. Genel kanı temel hak ve özgürlükleri koruyacak sistemin ne olacağı fark etmez şeklinde oldu. Görüşlerden de birkaç örnek verecek olursak:
"Başkanlık tartışmaları iyidir ancak bizim istikrarımızı korumamız gerekir. Bu tartışmalarla birlikte yapısal reformlar da tamamlanmalıdır.
"Yargının hesap verilebilirliği sağlanmalıdır. Sistem işlemeyecekse, vesayetleri kaldırmayacaksa ne olacağı önemli değildir."
Bunlar iki günlük beyin fırtınasından bazı bilgi kırıntıları. Sivil Dayanışma Platformu, müzakereleri yakında derleyip kamuoyuna sunacak.
