|
One minute kardeşim Kirpi"yi sevmedim!

Yok ben almiiim. Neyse parası veriiim ama lütfen sinemaya Türk filmi izlemeye gitmeyeyim. Hayır hayır kesinlikle istemiyorum. İs-te-mi-yo-rum…One minute kardeşim… İşte ilan ediyorum; Türk filmlerine, baskı altında binbir dram ve zulümle götürülmekteyim; hem de vizyona girdiği ilk ya da bilemediniz ikinci gün… İstemiyorum kardeşim!

Evet bu konuda önyargılarım var… Hatta başka konularda da önyargı sahibi olabilirim… Ben de etten kemikten yaratıldım!…Ben de insanım!… Hata yaparım, eksik yaparım, yanlış yapabilirim!... Bazen de çenemi tutmam gereken yerde tutamaz işte böyle ele güne cadı görünme pahasına ne düşünüyorsam söylerim!… Söylemeliyim!… Söy-le-ye-ce-ğim!…

Türk filmlerini sev-mi-yo-rum…O, filmlerimizin yerlerde sürüm sürüm sürünen temposuzluğundan, zorlamacılığından, karaktersiz karakter oyuncularından, herkesin kendini oynamasından, tek damla ter dökmeden 2 saatlik filmi market alışverişi yapar gibi sıradanlaştırmalarından, yalancılığından (bu film komik diyorlar her seferinde, ama yok yok yok işte) bıktım usandım, canımdan bezdim… Bundan sonra da sinemada Türk filmi iz-le-me-ye-ce-ğim. İs-te-mi-yo-rum…Haberiniz olsun…

***

Eminim Sulhi Dölek de beğenmezdi, Kirpi''nin bu halini görseydi.. Çünkü onun yazdığı en kötü karakterler bile gerçekten kötü değildi. Muhtemelen anlaşılır oldukları için… (Bakınız Yabancı Damat, Süper Baba, İkinci Bahar...) Hem ne buyurmuştu Oscar Wilde, Kirpi''nin en başında da dikkat çekildiği üzere, ''Anlayamadığımız insanlara düşman oluruz'' ya da ona benzer bir şey işte.. Ben de Kirpi Reşat''ı olur olmaz herkese kötülük yaptığı, hasta bir karakter olduğu için anlamadım, sevmedim hatta düşman oldum işte ya (Oysa kendi koşulları içinde değerlendirip en azından sempati besleyebilirdim)…

***

Atlas sinemasının 2 numaralı salonu kadar gelişigüzeldi Kirpi… Perdesi 5 metre yüksekte duran, ilkokul müsamere salonlarından bile daha çelimsiz salona büyük bir boy mısır döktüm (istemeyerek), ve birazcık atıştım da görevlilerle rahatladım (Kimse ses çıkarmadı da konu hemen kapandı).. Ya Kirpi''nin bende uyandırdığı, ''yine yapamadık, biz bu işi yapamayacağız, ebediyyen sinemayı öğrenemeyeceğiz, üstelik gün günden kötü gelecek, biz yanmışız kardeşim'' doğaçlama duygularından nasıl kurtulacağım?… Biz niye sinema filmi çekemiyoruz ki!.. Güzelim senaryoları nasıl bu denli uyuz bir hale getirebiliyoruz?.. Bu nasıl bir yetenek böyle? Hem bu memlekette nasıl Issız Adam diye bir saçmalık binlerce kişi tarafından izlenebiliyor ki..… (Beyoğlu''nda çok var onlardan, insanlar niye bir de sinemada izliyorlar ki ıssız mıdır ne idiğü belirsiz adamları…)

Şeytanın Papucu bile daha güzeldi hem Kirpi''den hem de Issız Adam''dan … Hani Fatih Ürek''in oynadığı, otomobil verdikleri halde kimsenin izlemediği film Şeytanın Papucu… Fatih Ürek her şeyini ortaya koymuştu bu filmde.. Canla başla uğraştığı belli oluyordu her halinden… Kendi ifade ettiği üzere; ''starlık kaygılarını bir kenara bırakan'' Biricik Suden''in kocası Mazhar Alanson ise tam bir felaketti Kirpi''de.. Özellikle de oğlunun tercihleriyle ilgili kafasında soru işaretleri doğduğunu babasına anlatmaya çalıştığı bölümde… Yapmacıklığına ''mazhar'' olduğumuz için teşekkür mü etmeliyiz yani.. Ya da sırf Mazhar Alanson olduğu için alkışlamalı mıyız!

Hem farkında mısınız, Kirpi vizyona gireli günler oldu hala bir çıt çıkmadı köşelerden… Her zamanki gibi herkes birbirini bekliyor yazmak için… Bu memlekette Keanu Reeves''in ''Dünyanın durduğu gün''ünü yere göğe sığdıramayan yazarların olduğunu unutmadan bekliyorum ben de ''yazarlar korosunun'' hangi eşsiz şarkıyı dillendireceğini… ''Ortak akıl'' dedikleri bu olsa gerek! Yok mu bu alemde farklı bir ses verecek.. Korkmayın ya… Başbakanımız bile diyor ''One minute kardeşim'' diye… Hadi azıcık cesaret…

15 yıl önce
One minute kardeşim Kirpi"yi sevmedim!
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu