|
Milletvekilliği adaylığı

Osman Yüksel’e 1954 seçimlerinde değişik partilerden milletvekilliği adaylığı teklif edilir; ama o bunların hiçbirini istemez. Yakınlarının ısrarı ile bağımsız aday olmayı kabul eder. Osman Yüksel mebusluğu fazla dikkate almaz; yalnız seçim bildirisi yayınlanınca büyük yankı uyandırır. Bilhassa Demokrat Partisi’nden milletvekili adayları telaşa kapılırlar; bildirisini toplattırırlar. Her gittiği yerde taciz edilir, karakola çağrılır. Bir gün Alanya’da genişçe bir dinleyici kitlesine hitap ederken, konuşmasının tam ortasında savcı kürsüden indirin diye polis gönderir.

Tek başına mücadele eden Osman Yüksel ile baş edemeyince tezvirata başvururlar.

O devirde ülkemizde iletişim araçları çok kısıtlı olduğundan şayialar çok çabuk yayılıyordu. Bir camide namaz kılarken hemen dedikodu başlardı:

‘Yanında kaç müridi vardı? Abdest almış mıydı? Serdengeçti’yi akşam meyhanede içerken gördük. Bu sahtesi, gerçek Serdengeçti olsa başımızda yeri var…’

Osman Yüksel her türlü menfi propagandalara rağmen seçimi kazanacak oranda, binlerce oy almıştır. Ancak halkın çoğunluğu oy pusulasına, mecmuanın adı olan,

‘Serdengeçti’ diye yazar. Seçim kurulu ‘Serdengeçti’ dergi adıdır diye oyları iptal eder.

Herhalde bunun üzerine Osman Yüksel adına Serdengeçti ilave edilir. Adı ve soyadı ‘Osman Yüksel Serdengeçti’ olur.

***

Osman Yüksel, 1955 seçimlerinde hemşerilerinin ısrarı üzerine İl Genel Meclisi seçimlerine girer; propaganda çalışması yapmadığı halde, büyük bir oy çokluğu ile seçilir. İl

Genel Meclisi’nin 24 üyesi vardır; bunların 21’i Demokrat Partili, 2’si Cumhuriyet Halk

Partilidir, Osman Yüksel Serdengeçti de bağımsızdır. Osman Yüksel, İl Genel Meclisi’nde İdealistçe işe başlar. Ama politika adamı kendisi gibi değildir; çeşitli sebeplerden dolayı herkes işi kendine doğru çekmeye başlar. Vali, birçok alt yapı çalışmalarına ihtiyaç varken, tahsisatın büyük kısmını Lara Plajı’nın yapılması için ısrar eder. Hele burayı istimlâk için Demokrat Partililere 3, Cumhuriyet Partililere 1 oranında ödeme yapılır. Bu haksızlık karşısında Osman Yüksel Serdengeçti daha fazla dayanamaz; gerekçelerini açıklayarak istifa eder.

***

Osman Yüksel Serdengeçti kendini tanımaktadır; serazat bir insandır; hiçbir partinin, hiçbir liderin adamı değildir. Oysa bizim gibi ülkelerde üç gün mektepte okumuş zümreler milletten kopmaktadır. Demokrasi ise milletin okumuş evlatları ile millet gibi düşünmekle mümkündür. Osman Yüksel, bütün geri kalmış ülkelerde aydın insanların az olduğunun farkındadır; bundan dolayı kitap çalışmalarına, Serdengeçti Dergisi’ne daha fazla zaman ayırır.

Yalnız bizim gibi memleketlerde hepten politikadan kopmak da çok iyi değildir. Geçmiş dönemden ibret almamız gerekir.

Bu konuda Osman Yüksel şöyle söylemektedir:

‘Siz bize yapılan işkenceleri, bizim feryatlarımızı seçim nutku haline getirerek iktidara geldiniz. Şimdi ben size soruyorum:

‘‘Siz o zaman neredeydiniz ve ne yapıyordunuz? Siz o zaman CHP prensiplerine bağlı işgüzar bir milletvekili, müfettişi, İnönü’nün sadık bir bendesi değil miydiniz? Bir gece yarısı memleketin en temiz çocuklarını sinesinde toplayan Milliyetçiler Derneği’ni randevu evi basar gibi bastınız; kapılarına kara kilitler astınız. CHP dinimize baskı yapıyordu; maalesef siz de yaptınız! Şimdi de CHP ile sandalye kapmak için değil; pir aşkına mücadele edenleri tevkif ettiriyor, böylece bastığınız dalı kesiyorsunuz. Cenab-ı Hak sizlere akıl, insaf, idrak versin; bize de sabırlar. Bütün dava arkadaşlarıma selamlar. Şimdi biz gidiyoruz… Malatya yollarında, kelepçe kollarımda. Yaşasın Menderes- Yalman dostluğu!’’

***

Osman Yüksel Serdengeçti’nin şu sözleri ne kadar doğrudur:

‘Bunlar bindikleri dalı kesiyorlar, yarın ne olacağını Allah bilir. Başlarına bir iş gelirse yine biz üzülürüz.’

Nitekim Menderes ve arkadaşlarının asıldığı gün en büyük acıyı Osman Yüksel çekmiş, o gece burnu kanamış, yastığı baştanbaşa kana bulanmıştı.

«««

Osman Yüksel’e 1957 seçimlerinde CHP’liler Antalya’dan bağımsız aday olmalarını teklif ederler. Serdengeçti şunu söyler:

‘Sizin partiniz ve şefiniz aleyhine yazdığım yazıları Antalya körfezine atsam, Akdeniz

Karadeniz olurdu!’

Dinleyenler gülüp giderler. O dönemde Hürriyet partisi Asım Okur, Fethi Çelikbaş, İrfan

Aksu gibi isimler kendi partilerinden aday olmasını isterler. Onlara da şöyle bir espri yaptığı söylenir:

‘Benim derdim Hürriyet değil, zürriyettir.’

Babası ve ağabeyi Demokrat Parti’den aday olmasını istemektedir. Ama onun gönlü buna razı değildir.

Osman Yüksel ‘Ya mebus olacağım, ya mapus olacağım’ diye 15 Ekim 1961’de Konya

Adalet Partisi listesinden bağımsız milletvekili adayı olur. 1957 yılında Serdengeçti

Dergisi’nde yayınlanmış olduğu bir yazı yüzünden hapse atarlar. Ağır Ceza duruşmasında halk galeyana gelir. Osman Yüksel’i mahkemenin arka kapısından kaçırırlar. Seçimler bittikten sonra sorgusuz sualsiz salıverilir.

#Siyaset
#politika
#Milletvekilliği
7 yıl önce
Milletvekilliği adaylığı
Yeşil-meşil derken
Mustafa Koç’un örtüsündeki sır
Kolonyalizm, oryantalizm ve Avrupa’nın taşralaştırılması
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!