Büyük ve sıklıkla söylenen yalanlar gerçek muamelesi görmeye başlar. Ne yazık ki bunlardan biri Türkiye’de sıklıkla dile getirilen “Tarım” konusudur. Aşinasınızdır;
“samanı bile ithal ediyoruz”
diye konuşan ciddi saplantılı bir kesim var.
Sorsanız hayatında ne saman görmüşlüğü ne de iki araştırma yapmışlığı yoktur
ancak “herşeyolog” bunu muhalif olmanın gereği olarak yapar ki kendi mahallesine yaransın. Mahalle baskısının en büyüğü sol cenahtadır. Bizde muhalif olmak sanki bir üst klasmanmış gibi sunuldu daima; sanatçıların muhalif olma tutkusu bu nedenledir.
Biraz rakamlara bakalım, kararı ona göre verirsiniz.
Tarım sektörü 2003-2021 dönemini kapsayan 19 yılın 15’inde büyümüştür.
Türkiye’de tarım sektörü aynı dönemde ortalama yıllık %2,80 oranında büyüyerek birçok Avrupa ülkesinin önünde yer almıştır.
Hangi Avrupa ülkeleri dersek
aynı dönemde Danimarka %1,69, İsveç %1,6, Hollanda %1,46, Almanya %1,37, İspanya %1,12, Fransa %0,26 büyürken, Yunanistan ise eksi %0,52 ile küçülmüştür. (Kaynak TÜİK ve Dünya Bankası)
Son 19 yılda Tarımsal Gayrisafi Yurt içi Hasıla 36,9 milyar TL’den 401,8 milyar TL’ye yükselmiştir.
2021 yılında bir önceki yıla göre %19 artış göstermiştir. 2022 yılı ilk yarısında ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %106 artarak 208,8 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
Dış Ticaret: Samanı bile ithal ediyoruz!
Tarım ürünleri dış ticaretinde ülkemiz net ihracatçı konumunu devam ettirmektedir.
2002 yılında 3,7 milyar dolar olan tarım ürünleri ihracat değeri %576 oranında artışla 2021 yılında 25 milyar dolara yükselmiştir.
2021 yılında 7,2 milyar dolar, 2022 yılının ilk 9 ayında 3,8 milyar dolar, 2003-2022 döneminde 87 milyar dolar dış ticaret fazlası verilmiştir.
2002 yılında 1,8 milyar TL olan tarımsal destek bütçesi 2021 yılında 23 milyar TL’ye, 2022 yılında ise ek bütçe ile birlikte 39,2 milyar TL’ye yükseltilmiştir. Velhasıl;
samanı olmasa bile akıllarını ithal ettikleri kesin…
Türkiye Yüzyılı'na tarımda yeni hizmetler ile girdik.
Türkiye’de daha evvel var olmayan, bu dönemde sıfırdan başlatılan ve
bulan, tarım-sanayi entegrasyonunu sağlamaya yönelik bitkisel ve hayvansal üretim yapan işletmelerin ve bu ürünlerin işlenmesine yönelik sanayi tesislerinin yer aldığı
Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri (TDİOSB) kurulmuştur.
TDİOSB’lere 2022 yılına kadar günümüz fiyatlarıyla 750 milyon TL destek devlet tarafından sağlanmıştır.
Yine Türkiye’de daha evvel bulunmayan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kurulmuştur.
Doğal afetlere karşı üreticinin emeğinin koruyucusu olan tarım sigortası ile sigorta poliçesi bedelinin %50-67’si devlet tarafından karşılanmaktadır.
Üreticimizi bu sisteme dahil etmek için açık alanda yetişen meyvelerde don riski için %67, köy bazlı kuraklık verim sigortasında %60 (2022 yılı için %70), gelir koruma sigortası için %60 oranında poliçeye devlet desteği verilmektedir.
Tarımda finansmana erişim nasıl?
Üreticilerimize; 2002 yılında toplam 530 milyon TL kredi kullandırılmışken 2021 yılında toplam 97,3 milyar TL kredi kullandırılmıştır. Yani neredeyse 20 katı!
Hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredi uygulaması devam etmektedir. Sıfır faizli kredi uygulaması ile 2010 Ağustos-2022 Eylül döneminde 2,2 milyon üreticiye toplam 66,9 milyar TL faizsiz kredi kullandırılmıştır.
Tarımsal kredilerin geri dönüş oranı 2021 yılında; Ziraat Bankası’nda %99,02, Tarım Kredi Kooperatiflerinde %93,30 olarak gerçekleşmiştir.
Bu rakamlara göre krediyi alanlar üretimlerini yapıp geri ödemelerini neredeyse tamamına yakın şekilde gerçekleştirmişler.
Zeytinlikler talan ediliyor(!) mu?
Doğrusu yazıyı hazırlarken tek tek ürün gruplarına girmeme kararı almıştım. Ancak zeytin ağaçları konusu çok fazla gündeme geldiği için bunu da araştırma gereği hissettim.
2002 yılında zeytin üretimimiz 1 milyon 800 bin ton iken 2022 yılında bu rakam 2 milyon 976 bin tona varmış. Yemişi artanın ağacı artmıştır…
Bu rakamları incelediğimizde tarım sektörü üzerine muhalefetin büyük operasyon yaptığı izlenimi bende doğmuştur. Niye diyecek olursak; elbette oy deposu olma haliyle seçimlerin seyrine etkilerinin büyük olması diyebiliriz.
Bu noktada muhalefet tarafından o kadar çok yalan piyasaya sürülüyor ki yalanlama yapmak için bir ordu kurmak gerekiyor veya Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi yapıp; işine odaklanıp, temel üzerine temel, açılış üzerine açılış yapıp muhalefetin palavralarına Urfa’dan türkü ile cevap vermek çok iyi bir seçenek olabilir...
