Türkiye’de bilinirliği diğer ABD başkanlarında farklıdır. Neden derseniz; kendisi ABD Başkanlık seçimleri vaktinde, ne alakası varsa, Türkiye iç siyasetine yön verme derdindeydi.
‘Erdoğan’ı darbeyle değil, seçimle değiştireceğiz’ ifadesi kendisine aittir. Hatta Biden kendi reçetesini bile hazırlamıştı; “Erdoğan’ı devirmek için muhalefeti desteklemek gerekiyor”.
Yahu Dünya’da 200 civarı ülke var, bilmem kaç tane açlık çeken ülke, yine bilmem kaç tane yönetilemez durumda ülke var, ama derdi darbeyi de savuşturan Erdoğan’lı Türkiye’ydi!
Hatta ifadesi o kadar manidar ki; “darbeyle değil, seçimle değiştireceğiz”. Hani az biraz zorlasan darbeyi yaptık olmadı ama bundan sonrasına, muhalefete destek vererek, darbe ile başaramadığımızı gerçekleştireceğiz dercesine…
Biden hakkında yazı kaleme almak fikri çarşamba akşamı yaptığı trajikomik konuşmayla farz haline geldi. Yaşına hürmeten, yaptığı gafları konu edecek değilim.
Ancak çarşamba akşamı kasımda yapılacak ABD ara seçimler evveli, makus kaderini değiştirmek için çaba harcadığını görünce artık Biden için sonun geldiğine ikna oldum.
Çarşamba akşamı konusu, akaryakıt fiyatlarının artmaması için ABD Stratejik Petrol rezervlerinin (yine) satılmasıydı.
Malumunuz OPEC+ petrol üretiminde artışa yanaşmadı. Bunun getireceği neticeleri dengelemek adına Biden birçok kez SPR satılmasına tevessül etti.
ABD de petrol fiyatlarının artmasının sebebi, Biden döneminde ortaya konan yeşil strateji gereği petrol rafinerisi yapan sektöre yeni yatırım gelmemesidir. Yani sorun ham petrol ile alakalı değildir!
Biden seçimde elektrikli araba, yeşil, çevre kirliliği derken zamansız, hazırlıksız boş vaatlerin sonucunda ABD bugün akaryakıt pompa fiyatlarında artış yaşarken, akaryakıt temini sorunu da yaşama ihtimali de her an belirebilecek duruma gelmiştir.
Kendince fiyatların artışını Rusya Ukrayna savaşına bağlayan Biden halkını maalesef aldatmayı tercih ediyor!
Malum Rusya Ukrayna savaşı dönemi Petrol varil fiyatlarında artış yaşandı. Ancak bu ay itibariyle bakarsak
Petrol fiyatları savaşın başladığı tarihteki fiyatlardan yüzde 8 civarı az.
Rezerv paraya sahip olan ABD, para birimi ABD doları, değer kaybı yaşamadığı için gelişmekte olan ülkeler veya rezerv para imkanına sahip olmayan tüm diğer ülkelerden ayrı, kur artışının getirdiği fiyat artışını yaşamamaktadır. Velhasıl, bizdeki gibi kur arttı pompaya zam geliyor durumu da yok…
Ancak verdiği ifadelere göre ise artan akaryakıt fiyatlarından Putin sorumlu! Kendisinin akaryakıt sektörüne yaptır(t)madığı yatırımlar, tehditleri değil!
Esas meseleye gelirsek,
Biden gidiyor, hem de öyle böyle değil.
İlk seçim yapılan bölgelere göre Trump’ın desteklediği Cumhuriyetçi adayların çok önemli bir bölümü seçimleri kazandı.
Bunu gören Biden başarısızlıklarını birilerine mal etmek istiyor.
Fakat ABD stratejik petrol rezervlerini satarak algı yanıltması yapmayan çalışan Biden bunu da başaramadı. Hatta konuşmanın akabinde ABD kamuoyu, ABD için savaş ve afet durumlarında kullanılmak üzere tutulan SPR’lerinin seçim için feda edilmesinin felaket doğurabileceğinin konuşuyordu.
İşin Türkiye ile ilgili kısmı, “kendi ihtiyar bir dede, ne kaldı ki muhalefete himmet ede!”
Muhalefetin seçim kazanmak için sıkıcı tutunmaya çalıştığı Biden-ABD ipi, Biden’ın elinin zayıflaması ile kopmaya yüz tutacaktır. Elin adamına güvenerek siyaset yapmak için meydanlara çıkan 6+1 masası umduğunu bulamayacak.
Erdoğan seçime halkından aldığı güç ve aşk ile yeni hizmetleri devreye alarak gidiyor.
ABD-Avrupa ise seçim sonrası Erdoğan ile diyalog yollarını aramak için külliyenin yolunu tutacaklar, işte Türkiye Yüzyılı da böyle başlayacak, bizden söylemesi…
