|
Körfez ile iş birliği stratejiktir
IMF’in 11 Ekim’de yapılan toplantısında iklim değişikliğine karşı yenilenebilir
enerji yatırımlarına ayrılması gereken kaynakların yaratacağı milli borcun yönetilmesi
hakkındaki görüşler ön plana çıktı.
Her ne kadar gündemimizde çok yer etmese de en büyük ihracat pazarımız olan AB’nin sıfır emisyon kriterlerine uyum için gösterdiği yüksek dikkat bizlerin de ilgisini bu yöne çekmesine sebep olmalı.
Zira pek yakın zaman içinde karbon sınırlarını aşan ürünlerin AB’ye ihracı mümkün olmayacak.
IMF’e göre; dünya genelinde borç seviyelerinin genel olarak yüksek olması ve borçlanma maliyetlerinin artması, ülkelerin iklim eylemine yeterli bütçe ayırmasını zorlaştırıyor.

IMF’in Mali İşler Departmanı Direktörü Vitor Gaspar verdiği demeçte, “Mevcut ulusal hedefler ve politikalar, potansiyel olarak yıkıcı sonuçlarla birlikte net sıfır emisyon sağlamada başarısız olacaktır” dedi.

IMF toplantısının olduğu bu hafta enerji sektörüne dair raporlar üreten Ember’in sene ortası raporunu yayınladığı haftaya denk geldi.

Konunun ön plana çıkması nedeniyle ilgili raporun bazı noktalarını süreci görmek adına inceleme gereği vardır.

Rapora göre;

Küresel elektrik talebi 2023’ün ilk yarısında sadece %0,4 artarak ortalama artışın bir hayli altında kalmış. 2012-2022 yılları arasındaki yıllık ortalama büyüme %2,6’dır.

Yüksek gelirli ekonomilerdeki talep düşüşü buna sebep olmuş. Tüketimi düşen ana ekonomiler; Japonya (-%5,6), AB (-%4,6), ABD (-%3,4) ve Güney Kore’de (-%1,4) ve bu durum fosil yakıtlarla üretimde genel bir düşüşe yol açmıştır. Küresel ticaretin yavaşlaması bu tüketimin azalmasında ana etkendir.

Yenilenebilir tarafta ise;
küresel hidroelektrik üretiminde tarihi düşüş yaşanmış.
Buna sebep olarak
küresel kuraklık olmuş
. Yılın ilk yarısında önemli ölçüde; %8,5 oranında su kaynaklı elektrik üretimi gerilemiş.
Bu nedenle fosil kaynaklardan üretim hidroliğin yarattığı açığı karşılamak için biraz artmış.
Hidroelektrik üretimi geçen yıl ile aynı seviyede kalsa emisyonların bu yıl %2,9 azalması hesaplanmış.
Yani yenilenebilir kaynaklardan üretim fosil yakıt tüketimine engel olma yolunda ilerliyor.
2023’ün ilk yarısında 50 ülke yeni güneş enerjisi üretim rekorları kırmış.

Çin’in bu rekorun kırılmasında payı büyük, 2023’ün ilk yarısında rüzgâr enerjisindeki küresel büyümenin yüzde 91’ini ve güneş enerjisi üretimindeki küresel büyümenin yüzde 43’ünü oluşturmuş.

Küresel elektrik talebindeki düşüş, kömür enerjisinde önemli düşüşlere yol açarken,
AB’de kömür ile enerji üretimi yüzde 23 düşmüş.
Rüzgâr ve güneş, 2023’ün ilk yarısında küresel elektrik üretiminde payını yüzde 14,3’e yükselten
iki elektrik kaynağı olarak 2023’ün ilk yarısındaki ilavelerle 142 milyon ton CO2 emisyonunu önleyerek
elektrik dönüşümünün ana itici gücü olmaya devam etmiş.
Rapora göre Türkiye de yenilenebilir kaynaklardan enerji üretiminde hızlı yol almaya başlayan ülkeler arasında gösterilmiş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ziyareti kapsamında yaptığı anlaşmalardaki yatırım metinlerinin tamamına yakınında yenilenebilir enerji sektörüne yatırım ana kalemdi.

Yenilenebilir enerji için makine, aksam üretimi ve enerjinin nihai üretimi bu çerçeveye dahil edilmişti. Bu yönüyle bakıldığında ithal enerjiye bağımlılığımızı azaltacak, cari açığımızı düşürecek ve üretimin yurtiçinde yapılması ile ihracat olanakları artacak bu çerçeve anlaşmalar ile AB’ye var olan ihracatımızın sekteye uğramaması sağlanacaktır.

Bu nedenle Körfez ziyaretinde yapılan anlaşmaların gerçekleşmesi stratejik öneme sahiptir. Bu işi siyasetin öncelediği kadar bürokrasinin de öncelemesi gereklidir. Kaybedecek vaktimiz yok.

#Politika
#Çin
#Mehmet Akif Soysal
#Ekonomi
7 ay önce
Körfez ile iş birliği stratejiktir
Son perde
Kusurumuzdan kork yapay zeka!
Yangın ve körük
Söz milletin de ‘millet’ kim?
Aile nasıl kurtulur? Düşen nüfus nasıl artırılır?