Gündemimizdeki Ukrayna işgalinde de işte tam olarak Rusya’nın ve doğusunun zayıflatılması Batılı müttefiklerce amaçlanmaktadır. ABD güdümündeki NATO’nun Rusya’nın burnunun dibi Doğu Avrupa’ya ve hatta Yunanistan Dedeağaç’a askeri yığınak yapmasıyla amaçlanan da bundan başkası değildir.
Elbette Türkiye bunu sağlam alt yapısı, üreten ekonomisi ve savunma sanayisindeki atılımlarına güvenerek uygulayabilmişse de esasen uzun yıllardır Erdoğan’ın ilmek ilmek dokuduğu yeni Türkiye’nin dış politika stratejisinin payının da büyük olduğu aşikardır.
Türkiye jeopolitiği önceleyen tavrı ile ne Rusya ne de Ukrayna ile bağını kesmiş; aksine uyumun, iş birliğinin, barışın sağlanması adına adımlar atmıştır. Bu sayede kısa ve orta vadede dış dünyaya kapanmaya zorlanan haliyle Rusya’nın en iyi tedarikçisi konumuna ulaşmamız mümkün olacakken Batı için de vazgeçilmesi zor bir müttefik olduğumuz tescillenecektir.