|
Diline hakim ol, koltuğu kaptırma!..

Dilin yanlış kullanımı, hepimizi sinirlendirir.. Bunun en büyük nedeni de, biz Türkler''in "yazılı bilgi"ye olan ilgimizin azlığıdır..

Çevrenizde, anlamadığı veya kökenini bilmediği bir kelimenin peşinde, sözlüklerde iz süren kaç kişi vardır ki?..

Sadece duyularak öğrenilen ve hiç yazılı şekli görülmemiş kelimeler, genellikle yanlış kullanılır.. Sıkça da, yanlış telaffuz edilir..

En şaşırdığım olay da, mesleği veya unvanı profesör veya doçent olanların, kelimeleri yanlış söylemeleri..

Mesela Devlet Bahçeli, "Ekonomi" derken, birinci "o" harfini neden "ö" diye söylüyor acaba?..

Belki de bu kelimeyi, Yunanca aslına uygun telaffuz etmeye çalışıyor..

Yunanca''da "oikia" ev, "nomos" da kural demek.. Batı dillerine buradan türeyip girmiş "ekonomi."

Dikkat ettim.. Kemal Derviş de "rekabet" derken, "a" harfini incelterek kelimeyi telaffuz ediyor..

Nasıl bazıları, "ikamet" kelimesindeki "a"yı incelterek, "ikâmet" diye yanlış söyler ya..

Onun gibi birşey..

Eğer konuştuğunuz, okuduğunuz, yazdığınız dile karşı gerçekten sevginiz varsa ve özen göstermek istiyorsanız, "sözlük"lerle biraz kaynaşmanız şarttır..

Biraz da "etimoloji"ye ilgi duyar ve kelimelerin kökenini ararsanız, her gün kullandığınız kelimeler, sizi çeşitli farklı dillere ve coğrafyalara götürebilir.

Örneğin şu kırda sofra kurup, yemeye ve içmeye artık "piknik" diyoruz.. Bizim Antep''te buna "sahre" denilir..

Peki bu "piknik" kelimesi nereden gelip Türkçe''ye yerleşmiş?..

Rivayete göre, İngilizce yazılışı "Picnic" olan bu kelime, beyazların siyahları köle gibi kullanıp, insan yerine koymadığı dönemde, Amerika''nın güney eyaletlerinde türemiş..

Kelime "pick a nigger"den geliyormuş.. Yani "zenciyi yakala" demekmiş.. Bu yakalanan zenci, linç edilirmiş..

Bazılarına göre de, "piknik" Fransızca "pique-nique"den türemiş.. "Pique", dışarıda atıştırmayı ifade ediyormuş.. "Nique" ise, kafiye için uydurulmuş, anlamsız bir söylemmiş..

"Kanser" hastalığına bu adı veren, antik-Yunan''ın ünlü doktoru Galen''miş.. Galen bizim Milas''ın bir hemşehrisidir.. Dünyanın ilk anatomi kitabını o yazıp, resimlemiştir..

Bu Galen, bazı kanser türlerinin organları kavramasını gözlemlemiş ve bunları "yengeç"e benzeterek "Kanser" demiş..

Ya şu hepimizin yüreğini ve ekonomiyi titreten "Dolar"ın kökeni ne?

"Dolar" kelimesi de, 1519''da Joachimstal kasabasında (Çekoslovakya''da) çıkartılan gümüş madeninden üretilen paralara "Joachimstaler" (okunuşu yoahimstaler) denilmesinden türemiş.. Sonunda bu paraya "Taler" demişler. Hollandalılar ve Almanlar da bunu "Daler"e dönüştürmüş.. Amerika''da da bu "Dolar" olmuş..

Neden İngilizce''de, "Türkiye" de, "Hindi" de, "Turkey"dir mesela?

Çünkü ilk defa Afrika''nın yaban-hindisi, Avrupa''ya Türkiye üzerinden gelmiş.. Amerika''ya göç eden İngilizler, karşılarına çıkan yaban-hindilerine de, bu olayı hatırlayarak "Turkey", yani "Türkiye" demişler..

Geçenlerde, Hasan Eren''in hazırladığı "Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü"nü karıştırdım..

Meğer biz globalleşmeye olanca gücümüzle direnirken, Türk dili "kökten-globalleşmeci" olmuş..

İşte birkaç örnek..

Biz "akîde şekeri" deriz.. Suriye''de de, hanımların bacak tüylerini almak için kullandıkları macuna, "akîde" deniliyor.. Bizde ise, bu, "akîde"den türeyip "ağda" olmuş.

Ünlü "Memoli"nin soyadı olan Alabora, İtalyancadaki "Albora"dan geliyormuş.. Geminin devrilecek kadar yana yatması demekmiş.

Subayların omuzlarındaki rütbeyi gösteren işaret için kullandığımız "apolet", Fransızca "éqzulette"den aktarılmış..

"Bacak" Farsça''dan, "Baston" İtalyanca''dan, "Çanta" Romence''den, "Çete" Bulgarca''dan, "Dangalak" Ermenice''den, "Kalfa" Arapça''dan, "Robot" Rusça''dan, "Tepsi" Çince''den gelmiş Türkçemize..

Biliyoruz ki "İMF"yi "Ay Em Ef" diye okursak İngilizce, "İ", "Me", "Fe" diye okursak Türkçe oluyor..

Özetle dilimize hakim olmak için, sözlüklere biraz ağırlık verelim..

Diline hakim olmayanlara örnek ararsak, Yüksel Yalova''yı gösterebiliriz..

ŞAKA

Köprü stoku!..

"Ecevit Hükûmeti"nin programa uyup uymadığını teftişe gelen İMF Heyeti, ilk iş olarak oto-yol ve köprü geçiş ücretlerini sormuş..

Bu, oto-yol ve köprü geçişlerine zam gelecek anlamına gelir..

Hemen bunların stokunu yapmalıyız..

Zam gelmeden önce, günde birkaç kez Köprü''den geçerek, ucuzluktan yararlanmalıyız..

Eğer "geçenden de geçmeyenden de zamlı ücret alın" derlerse, yapacak bir şey kalmaz..

TEBESSÜM

Ata-sözleri bile değişiyor!..

Değişmeyen tek şey değişimdir.. Herşey ve hatta ata-sözleri bile değişir..

İşte yeni ata-sözlerinden bazı örnekler..

-Yalova''m sana söylüyorum, Tantan''ım sen anla!..

-Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan ve sonunda İMF''ye teslim olduk!

-Bekara karı boşamak, bakan olmayana ise ileri-geri konuşmak kolay gelir..

—Söz gümüşse sükût altın, boşboğazlık da dolardır!..

-Çiftçiye verir talkını, medya patronuna yedirir salkımı!..

-Alıcı kuşun ömrü az, müflis iktidarın dört mevsimi güz olur!..

-Feleğin sillesini, mevduat sahibinin parasını yemiş adam iflah olmaz..

-Derviş Roma''da, piyasa komada!..

-Dervişe bir lokma bir hırka, Kemal Derviş''e bir niyet mektubu, bir program gerek.

-Derviş''in fikri ne ise, Mesut''un zikri odur!..

-Her derdin bir devası vardır ama her hükûmetin alternatifi yoktur!..

-Her konuda kılı kırk yararlar, gündeme RTÜK gelince kalkıp göbek atarlar!

-Dilin kemiği, siyasetin omurgası yoktur!

-Yoktan çıkmaz pekten çıkar, YÖK''ten çıkar "akıl"dan çıkmaz!

-İki kuş bir yuvada barınmaz, üç parti bir yemlikte barınır.

-İncir çekirdeğini doldurmaz, iktidar koltuğunu doldurur!..

-Yolunu kaybedene köpek sesi bülbülden tatlı, İMF mektubu sevgili nağmesinden hoş gelir..

-Yumurtlayan tavuk bağırgan, müflis iktidar saldırgan olur..

23 yıl önce
Diline hakim ol, koltuğu kaptırma!..
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri