|
Pearl Harbor'dan daha büyük...
Karıncayı dahi gözetleyecek teknik donanıma sahip koskoca Amerika, CIA'sıyla, NASA'sıyla, FBI'ıyla, Pentagonu'yla, Beyaz Sarayı'yla, mahiyeti ve kimden geldiği şu ana kadar belirlenememiş bir saldırıyla çöktü.

Olay büyük.

Çok çok büyük.

Bir terör örgütünün, ya da Amerika'yı düşman bellemiş bir Üçüncü Dünya ülkesinin (sözgelimi bir Irak'ın, bir Afganistan'ın, bir Libya'nın) üstesinden gelemeyeceği kadar büyük...

Olayı speküle edip sulandıranlar, işe mutlaka uzaylıları, uçan daireleri, kozmik yaratıkları karıştıracaklar...

Küreselleşme karşıtlarının bu çapta bir saldırıya güç yetireceklerine de ihtimal verilmiyor.

Büyük, çok çok büyük bir olay...

Pearl Harbor'dan sonra, Amerika'nın karşılaştığı en büyük saldırı...

Belki bir meydan okuma...

Belki bir savaş ilanı...

Mahiyeti ne olursa olsun, bu saldırıyla birlikte, dünya, büyük savaşlarla, zorlu ve kanlı çatışmaların yaşanacağı yeni bir yüzyıla giriyor...


"Yeni Asya"

Yeni Asya gazetesi, Halil İ. Akgünler'in "Siyasî deprem kapıda" başlıklı yazısı gerekçe gösterilerek, DGM tarafından bir ay süreyle kapatıldı.

Yazar da, 20 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı.

Mezkur yazıda, Akgünler, 17 Ağustos depreminden yola çıkarak, afetlerin bir tür ilahî ceza olduğunu, bu "cezaları" ise insan davranışlarının (azgınlığının, kötücüllüğünün) belirlediğini savunuyordu.

Bir görüştür bu ve keyfiyet DGM'yi değil, tamamen "teolojik" alanı ilgilendirmektedir.

Sadece İslam mı?

Yahudi ve Hırıstiyan teolojisinde de, afetlerle "ilahî yaptırım-ilahî ceza" arasında irtibat kuran hükümler yer almaktadır. Din dediğimiz şey de budur zaten ve orada bir rasyonelite aranmaz.

Aranmamalıdır...

DGM, verdiği kararla, acaba, dinin belli bir yorumuna karşı bir rasyonalite arayışını/ihtiyacını mı seslendirmiş oluyor?

Böyleyse, "kanun yapıcılığa" soyunan Anayasa Mahkemesi'nden sonra, devletin güvenliğinden sorumlu DGM'ler de dinde "ihya" ve "tecdit" görevini mi deruhte edecek?

Diyelim ki, "deprem"le "insan davranışları" arasında irtibat kuran yazar, pozitif aklın reddettiği bir görüşü ortaya koymuştur.

Diyelim ki yanlıştır.

Diyelim ki saçmalamıştır.

Bundan kime ne!

"Halkı sınıf, din, mezhep, bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek..." gerekçesi hiç inandırıcı gelmiyor.

Akgünler, "Siyasi deprem kapıda" başlıklı yazısında hangi kesimlerle hangi mezhepten insanları kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmiştir ve bu yazıdan müşteki olanlar kimlerdir?

Bunun cevabı yok.

Cevap, yakın bir zamana kadar uygulanmayan, hatırlanmayan, basın davalarında adına dahi rastlanmayan her derde deva 312. maddede...

Bu madde, "Türkiye'yi yasaklarla ve hukuk dışı genelgelerle yöneten idareci sınıfa karşı halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek suçtur" şeklinde düzenlenmiş olsaydı, Akgünler'e ve Yeni Asya gazetesine verilen cezalar mazur görülebilirdi.

Ama, ortada suç yok.

Müşteki yok.

Mağdur yok.

DGM'ler, teolojik alana dair her faaliyeti bundan böyle "din farklılığı gözeterek halkı kin ve düşmanlığa açıkca tahrik etmek" şeklinde mi yorumlayacak?

Böyle bir "uygulama" olabilir mi?

Bir çift söz de, Basın Konseyi'nin nazar boncuklu başkanı Sayın Oktay Ekşi'ye:

Bir gazeteci 20 ayla tecziye edildi, sustunuz.

Bir gazete 30 gün süreyle kapatıldı, kılınızı dahi kıpırdatmadınız.

Halil İ. Akgünler'le aynı dünya görüşünü paylaşmıyor olabilirsiniz... Yeni Asya gazetesi sırtından objektivite sağlayacağınız uygun bir "malzeme" de sayılmayabilir...

Ama bu olaya kayıtsız kalamazsınız.

Buna hakkınız yok.

Hem bir meslek mensubu, hem de sorumlu, onurlu, çağdaş, ilerici bir aydın olarak...
#Yeni Asya gazetesi
#Pearl Harbor
#CIA
#Pentagon
#NASA
#FBI
23 yıl önce
Pearl Harbor'dan daha büyük...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle