|
Benimle misiniz? CHP’nin demokrasiyle sınavı…

Duyduğumda çok şaşırmıştım.

İnanmamıştım.

Bizzat dinleyip emin olmak istedim.

Dinledim.

Duyduğum doğru çıkmıştı.

CHP lideri partililere yaptığı toplantıda “Benimle misiniz değil misiniz? Bilmek istiyorum” diye sesleniyordu.

İlgincime gitti.

Bir parti genel başkanı nasıl olur da partililerine böyle seslenebilirdi!

Tuhaf zamanlardan geçiyoruz gerçekten.

Siyaset şirazesinden kopmuş durumda.

Siyasetin tuhaf zamanlarından geçtiğimize artık kuşkum kalmadı.

İşin daha tuhaf olan yanı CHP’nin her kademesindeki yetkililerin-etkililerin verdikleri cevaplardı.

Hepsi bir ağızdan ardı sıra genel başkanlarının arkasında olduğunu söylüyordu.

Bir tür biat, bir tür itaat gösterisi.

Liderleri kendilerini itaat ve biate çağırıyordu, hepsi bir ağızdan koşulsuz itaate ve biate hazır olduklarını duyurma gereği duyuyorlardı.

Sizce de tuhaf değil mi?

Bir liderin bu şekilde aleni biat ve itaat istemesi?

Bu isteğe herkesin boyun eğdiğini yüksek sesle adeta kendilerinden geçercesine dile getirmesi?

Tuhaflık CHP açısından bir de asıl şurada: İdeolojik olarak biate karşı olan bir partinin kendi lideri ağzından biate çağırması ve partililerin de bir ağızdan vecd halinde bu çağrıya uyması!

Hani bir başka parti yapsa bu anlaşılabilir ama sabah akşam biat-itaat kültürüne karşı demokratik irade savunusu yapan bir partinin bu duruma düşürülmesi, üstüme vazife değil ama CHP’lilerin iyi irdelemesi gereken bir konu diye düşünüyorum.

CHP gerçekten ilginç bir parti olmaya başladı.

Bir yanda tek adam rejimine karşı çıktığını söylüyor ama kendi içinde tam bir tek adam rejimi söz konusu.

Bir yanda ülke için demokrasi istiyor ama kendi içinde demokrasiden eser yok.

Liderin emrine koşulsuz ram olmuş bir ekip, lidere itiraz ve eleştiri getirenin kapı önüne bırakıldığı bir yönetim tarzı, dahası erken seçim gerekçe gösterilerek ötelenen-ertelenen kongreler süreci.

Ne ilçeler ve iller bazında kongreler yapılıyor ne de genel merkez düzeyinde.

Şimdi demokrasi bunun neresinde?

Belediye başkanları ve milletvekilleri seçiminde artık örgütlerin yerini ya tek başına lider veya liderin az sayıdaki ekibi belirleyici konumda.

O yüzden milletvekilleri tekrar seçilebilmek için liderin ve dar kadronun dediklerine koşulsuz uyma gerekliliği hissediyor.

Belediye başkanları da, mevcut örgüt başkanları da…

Mevcut örgüt başkanları da şayet vekillik düşünüyorlarsa koşulsuz bir biat ve itaat içinde olduklarını gösterme gereği duyuyorlar.

Dışarıdan görülen gerçek bu.

CHP’ye haksızlık etmek istemem.

Ama bir siyasetçi olarak dışarıdan baktığımda gördüğüm çıplak gerçeklik bu.

Aynı realitenin AK Parti ve başka partiler için de geçerli olduğunu iddia ederek savunmaya geçmenin manası da gereği de yok.

CHP’nin bu anlamda eleştirdiği partilerden şayet bir farkı yoksa o zaman farklı bir iddiası da anlamsız demektir.

Demokrasi vaadinde bulunan bir partinin evvela kendisinin demokrat olması gerekir.

“Yok birbirimizden farkımız ama biz CHP’yiz” diyorsanız o vakit demokrasi iddianızın da vaadinizin de hiç bir kıymeti harbiyesi yok demektir.

CHP’nin görünen o ki ne kendisine ait ideolojik bir ilkeselliği ve tutarlılığı var ne de demokratlık bahsinde bir farklılığı.

O vakit sormak lazım: Türkiye’ye demokrasi CHP ile gelebilir mi?

Cevabını varın siz verin.

#CHP
#demokrasi
#AK Parti
2 yıl önce
Benimle misiniz? CHP’nin demokrasiyle sınavı…
Nekbe’den sonra
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit