|
Kendi özümüze dönelim… Düşmanımıza benzersek kaybederiz…

Bizi biz yapan değerlerimiz var. O değerlerden milim saparsak, istikametimiz de kıblemiz de değişir.

Güç elde etmek elbette gereklidir. Güçlü olmak, davaya hizmet için elzemdir. Lakin ne pahasına olursa olsun amacımız güç elde etmek veya en güçlü olmak olursa, güçle birlikte değerlerinden uzaklaşan, güç için değerlerini feda eden bir topluluğa dönüşürüz. Allah muhafaza!

Güç değerlerimiz için olmalı, nefsimiz için değil. İlayı kelimetullah davası, güç olmadan yürümez bilirim elbet. Lakin güç, kutsalın emrinde olursa anlamlı gerekli ve değerlidir. Yoksa nefsimizi azdırır, değerlerimizi gözden çıkartır.

Güç hem gerekli hem tehlikelidir. Gerektiği gibi kullanılmadığında bir afete dönüşür ve yoldan çıkartır.

Yeryüzünde böbürlenerek yürüyenler sadece Firavunlar ve Nemrutlar olmamıştır. Bizim kisvemizde nice hükümdarı yoldan çıkartan da güç olmuştur. Peygamberimiz’in (sav) pak evlatlarını Kerbela’da doğrayanlar kafirler değildi. Saltanat uğruna kutsal değerlerimizi yerle yeksan edenler ve ehl-i beytin kanını hunharca dökenler aynı dine mensup olanlardı.

O yüzden diyorum ki aslolan değerlerimizdir. Değerlerimizin koşulsuz emrinde olmayan bir güce asla talip olmamalıyız. İçimizden gücü nefsi için kullananları gördüğümüzde uyarmazsak o gücün günü geldiğinde asıl değerlerimizi ifsad edeceğini zinhar unutmayacağız.

“Her yol mubah!” anlayışıyla şekillenen bir güç anlayışından Allah’a sığınmalıyız.

Bizim üzerimizden güç elde etmek ve o güçle değerlerimizi gözden düşürmek isteyen eşhasa karşı duyarlı olmalıyız. Değilse o eşhasın şahsında davamız zarar görür, kutsallarımız yere düşer.

Ve dahi unutmamalıyız: Güç için gelenler, güç için giderler. Tek amacı güç elde etmek olanlardan bize sadece şer dokunur.

Özümüze dönmeliyiz. Düşmanımıza benzersek kaybederiz.

Düşman her daim mertçe karşımıza geçip bizimle vuruşmaz bilelim.

Bazen bizim kisvemize bürünür. O yüzden kisveye aldanıp hüküm vermekten kaçınmalıyız.

Kisvemize bürünen düşmanı tanımak, basiret sahibi insanlar için zor değildir. Basiret sahibi insanlar bilirler ki sürekli pohpohlayan ve yaltaklanan kimselere güvenilmez. Onlara anında im koyarlar. Her sözünde ve işinde keramet görüp alkışlayandan da hayır gelmez bilirler. Dahası gerçek dava adamlarını itibarsızlaştırıp türlü hilelerle küstürenlerin ve uzaklaştıranların niyetlerini sezerler.

Dönüp çevrenize bakacaksınız. Şayet yola koyulduklarınız yanınızda değilse, yanınızda olanlar da bir bir uzaklaştırılıyorsa yolda bulduklarınıza bakacaksınız. O yolda bulduklarınız veya güç sahibi olduğunuz için kisvenize bürünüp yaltaklanmaktan başka bir şey bilmeyenler güç-kudret sahibi olmuşlarsa işte orada durup düşüneceksiniz.

Basiretli insan için ölçü budur.

Özümüze dönmek, ayaklarımızı değerlerimizden zinhar çekmemek anlamına geldiği gibi her daim yapıp ettiklerimizden dolayı özümüzü hesaba çekmek anlamına da gelir.

Bileceğiz ki bize hep en doğru en haklı olduğumuzu ve asla hata yapmadığımızı söyleyenler bizi gerçekte özümüzden saptırmak isteyenlerdir.

Ramazan ayını bu anlamda bir muhasebe ayına dönüştürmeliyiz.

O vakit karlı çıkarız.

Zinhar unutmayalım ki bizim asıl gücümüz kutsal değerlerimizdir.

Bizi farklı kılan da budur.

Bizi düşmanımıza benzeştiren güç anlayışı bilelim bizi Hüseyin olmaktan çıkartıp Yezid’e dönüştürür.

KENDİMİZ İÇİN NE İSTİYORSAK HERKES İÇİN
ONU İSTEMELİYİZ

Kutsal değerlerimizin üzerine oturduğu ölçü bellidir.

Bir: Kendimiz için ne istiyorsak başkaları için de onu istemeliyiz.

İki: Bize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkalarına yapmamalıyız.

Geçmişte güç sahipleri bizi hep yaftaladılar.

Bizi ötekileştirdiler.

Bize inançlarımızdan ve hayat tarzımızdan ötürü baskılar uyguladılar.

Bizi aynı çizgiye çekmek isteyenler var görüyorum. Değerlerimizle zinhar alakalı olmayan ama kisveleri bizimki gibi olan kimi eşhasın bize salık verdiği güç ilişkisi, bizi özümüzden uzaklaştırmayı amaçlıyor.

Biz farkımızı kaybettiğimiz an Hak nezdinde de millet nezdinde de kaybederiz. Aman dikkat!

Düşmanımızla harp ederken bile mutlaka göz önünde bulundurmamız gereken değerlerimiz var. Savaşın da bir hukuku ve ahlakı vardır. Düşmanda bu hukuk ve ahlak yok diye aynını esas alırsak işte o vakit özümüzden sapmış oluruz. Belki zahiren kazanırız ama özde kaybederiz. Biz her şeyi bu dünyadan ibaret görenlerden değiliz ki her şeyi bu dünya için yapalım.

Düşmanlarımızı veya rakiplerimizi alt etmek için düşmanın hilelerini kullanmaya kim bizi teşvik ediyorsa bilelim ki onlar özümüzden değildir.

HAMİŞ

Kutsal değerlerimizi ve öğretimizi eksene alan bu uyarılar münhasıran birileri için değildir; hepimiz içindir. Benim dediklerimi AK Partimize ve uğruna ölümü göze aldığımız Reis’imize yönelikmiş gibi her seferinde gösterenler bilsin ki bizim üzerimizden fitne çıkartmalarına izin vermeyiz. Durduğumuz yer bellidir. Duracağımız yer de bellidir. Sadakati sınanmış insanların dediklerini fitne malzemesine dönüştürenlere veyl olsun! Kutsal öğretilerimizden süzülen uyarılardan rahatsızlık duyanlara da veyl olsun! Nefsini değerlerimizden aziz bilenlere de veyl olsun!

#AK Parti
#güç
#dava
#değer
2 yıl önce
Kendi özümüze dönelim… Düşmanımıza benzersek kaybederiz…
Kara dinlilerle milletin savaşı
Dövizde çözülme hızlandı: Bir haftada 15 milyar USD
“Evine dönemezsin...”
Antisemitizm, 7 Ekim ve Biden’ın Vietnam’ı
Yangından mal kaçırma: Terör örgütü ABD’den tanınma istiyor!