|
Nefsim üzerinden siyasetçilere öğüt…

İzninizle bugünkü köşemi SİYASİ ERDEMLER RİSALESİ/NEBEVİ SİYASET adlı kitabımdaki kimi bölümlere hasretmek istiyorum.

***

Ey nefsim!

Bil ki sen de bir ölümlüsün. Bir misafirsin bu kürre-i arzda. Bugün varsın, yarın yoksun.

Dünümüz yok. Bugünümüz bitmek üzere. Yarınımız ise meçhul. Asıl yarınlara ne bırakacağına bakmalısın bugünden sonra. Yol yakınken ve henüz vakit varken aklını başına toplamalısın.

“Her nefis ölümü tadacaktır” unutmayasın. Şah da olsan, şehinşah da, o gün geldiğinde sen gitmiş olacaksın. Gitmeden önce tedarikli olmalısın ki geride bıraktıklarınla hep hayırla yad edilesin. Yaşarken kendini öldürme ki öldükten sonra yaşamaya devam edesin.

***

Bil ki ey nefsim!

Ne kadar büyük olursan ol, mutlaka senden büyüğü de olacaktır. En büyük ben olacağım diye kendini kahretme. Herkesin büyüklüğü kendine göredir ve kendisi içindir. Başkalarının büyüklüğünü kabul etmezsen büyüyemezsin. En büyük ben olayım, benden başka büyük olmasın dersen kendini helak edersin.

Kendi büyüklüğüne sakın kendin karar verme. Başkalarının küçüklüğü üzerinden büyümeye kalkışma. Kendini büyütmek için başkalarını küçültmeye yeltenme. Küçültürsen, küçülürsün. Büyültürsen, büyürsün.

Büyük ol kişidir ki yükseldikçe kendini küçük görür. Küçük ol kişidir ki alçaldıkça kendini büyük görür. Sen alçak büyüklerden olma. Büyümek için de hiç alçalma sakın.

***

Dikkatli ol ey nefsim!

Küçüklerin büyük diye baştacı edildiği bir dünyada mütevazı büyüklüğün bile sorun çıkartabilir. Hasımların çoğalsın istemiyorsan cüssesi büyük, makamları yüksek, ama akılları ve yürekleri küçük ademoğullarıyla cebelleşmeyeceksin. Cahillerden ve nadanlardan yüz çevirmeyi bileceksin. Bilmezsen sayıca çok hasımların tarafından paralanırsın, lime lime edilirsin.

***

Ey nefsim!

Bilesin ki iktidar/güç bir afettir. Şöhret ise bir zehir. Herkesin iktidara ve şöhrete koştuğu bir dünyada, tıpkı onlar gibi muktedir olmak istiyorsan, insan eti yiyen ve insan kanından beslenen bir canavara dönüşürsün. Belki onca uğraştan sonra hükümdar bile olabilirsin, şöhretin doruklarında dolaşan bir yıldız olabilirsin. Ancak salih olamazsın o zaman da.

Hem salih hem yıldız olmayı becerebilen çok az sayıdaki insanlardan biri olmaya bak sen! Buna yönelirsen yaşarsın öldükten sonra bile. Yaşarken yaşatırsın insanlık değerlerini. Aksi takdirde adam yiyen bir canavara, bir cellada dönüşürsün.

Sen sen ol ey nefsim, sakın iktidarın şehvetine yenik düşme! İktidarı kutsallaştırma. Her şeyi iktidara kavuşmak adına yaparsan, iktidarın sahibi değil kölesi olursun. O iktidar seni kendine benzetir. Tahtta oturmuş olman senin hükümdar olduğun anlamına gelmez. İktidarın hükmettiği zavallı bir canavardan öte bir şey olmazsın. Bedenen yükseklerde olursun ama ruhen alçalırsın. Ruhları alçak olanların gövdeleri üzerinde hükümdar olacağına, bence ey nefsim, ruhları yüce insanların gönüllerinde taht kurmaya bak! O zaman “ölümsüz iktidar”ı yakalamış olursun.

***

Ey nefsim!

Sakın şeytan gibi olma. Böbürlenip kıskanma. İçindeki öfke ve kıskançlık duygularını terbiye etmesini bil. Öfkene ve kıskançlığına yenik düşersen, şeytan gibi yücelerden aşağıya düşersin.

Bilesin ki herkesin herkese sevgisi farklıdır. Herkesin seni sevmesini istersen hasedinden ölür gidersin. Unutmayasın ki herkes tarafından sevilen bir insan, makbul insan değildir. Bir zalim, bir mütekebbir, bir soysuz, bir uğursuz, bir erdemsiz seni seviyorsa kendinden şüphe etmelisin.

Herkesin seni bir başkasından daha büyük görmesini istersen, kıskançlık cehenneminde yandıkça yanarsın. Kendini başkalarıyla çoğaltmayı denemelisin ey nefsim!

***

Unutma ey nefsim!

Bu dünyadaki hiç bir makam, halkın gönlündeki makamdan daha ali değildir. Hiç bir unvan ve sıfat, Hakk’ın hatırından yüce değildir. Sen ölümlü ve geçici olana değil, ölümsüz ve kalıcı olana yönel. Yönel ki öldükten sonra yaşayasın. Gönüllerde yaşayanları hiç bir güç öldürmeye muktedir olamaz.

***

Sen sen ol ey nefsim!

Sakın siyasetin seni değiştirip dönüştürmesine izin verme. Baktın ki siyasetçiler artık erdem dinlemiyor, sadece ve yalnızca güce perestiş ediyor, işte o vakit tasını tarağını toplayıp hemen hicret etmelisin. Yüreğine ve ruhuna sığınmalısın. Siyasetin yüreğini ve ruhunu kirletmesine izin vermemelisin.

Siyasetin şerrinden değil ama güç temelli, erdemsiz ve ilkesiz siyasetin şerrinden Allah’a sığın ki öte dünyada zevale uğramayasın.

Gördün ki gücü inancına göre eğip bükemiyorsun, o vakit gücün karşısında eğilip bükülme. Bir makam uğruna gücün karşısında eğilip bükülürsen, belki o makama erişirsin, lakin o vakit de sen sen olmaktan çıkarsın.

Siyaseti bir araç olarak belleyesin. Hakkın ve halkın rızası için gerekli bir araç olarak bellersen, amacından sapmazsın. Siyaseti amaca dönüştürürsen, tüm araçlar ve imkanlar seni acımasız bir zalime dönüştürür, burnundan kıl aldırmayan bir Firavuna çevirir. Allah’ın mülkünü kendi mülkün gibi görmeye başladığın an, siyaset seni bir bedene dönüştürür; yüreği ve ruhu olmayan bir bedene.

***

Bu sana son tavsiyem olsun ey nefsim!

Siyaset pazarında sadakat, alınıp satılan bir meta gibidir. Sadakatini makam karşılığında satan alçaklardan olma. Bir makam için alçalanlardan da olma. Hiç bir makam, onurundan daha değerli değildir, bilesin. Onuru olmayanın itibarı, makamı kadardır. Sadakat, sadece liderlere gösterilen tavrın adı değildir. Sadakat, idealleredir, ilkeleredir. Bir lider, ideallerinin ve ilkelerinin mücessem bir timsali ise o lidere sadakatsızlık, ilkelere sadakatsızlıktır. Sen sen ol ey nefsim, ideallerinin taşıyıcı aktörü olan lidere zinhar sadakatsızlık yapma.

Sadakat, liderin de sıfatı olmalıdır. Lider de sadece ilkelere değil, kendisiyle sadakatle yol yürüyen arkadaşlarına karşı sadık ve vefalı olmalıdır. Sadık yol arkadaşlarına karşı vefası ve sadakatı olmayan liderin, sadakatından kuşku duyulur, bilesin.

Lider, vücuttaki baş gibidir. Baş giderse vücuttan eser kalmaz. O yüzden sadakatını ihanete dönüştürmek isteyenlerin iğvasına kapılmayasın.

Baş giderse senden de eser kalmaz, bilesin.

(Mehmet Metiner, Siyasi Erdemler Risalesi/Nebevi Siyaset, Sahi Yayınları İstanbul 2020, 2. baskı, s.225-231)

#Siyaset
#Din
#Hadis
#Mehmet Metiner
1 yıl önce
Nefsim üzerinden siyasetçilere öğüt…
Turizm uğruna
Mermer atıklarının muhteşem geri dönüşümü
Tasarruf sandığı
ABD-Çin rekabetinde popülizm, korumacılık ve ulusal güvenlik
‘Şişman Kadın’ kim?