|
Albay evlenince
Osman Akkuşak, sohbet erbabı bir büyüğümüzdür. Arada bir gelip herkesin tek tek hatırını sorar, bir 'mevzu' bulup sohbet eder.

Geçenlerde oradan buradan konuşurken, "evlilik mevzuuna" daldık.

"Şimdi azizim, her şeyin bir vakti vardır. Münasip olan neyse odur."

Aslında aramızda evli olmayan biri de yoktu. Meğer, Osman Abi tanıdığı birine lafı getirmek istiyormuş.

"Bizim uzaktan akraba bir asker evladımız vardır. Onun bir komutanı vardı kışlada. Adam evlenmemiş, senelerce beklemiş. Ta ki albay olana kadar. Albayken tanıştığı bir hanımla dünya evine girdi. Bundan kaç sene önceydi bilmem... Epeyce oluyor... Günlerden cuma... Evet, cuma günü evlenmişti albay. Bizimkiler de düğününe gitmiştiler..."

Osman Abimiz, tane tane konuşuyor, her bir kelimenin hakkını veriyor ve dinleyenlerin de tek tek yüzüne bakıyor.

"Evet, cuma evlendi adamcağız... Sonra ne oldu biliyor musunuz?"

Bunu söylediği sırada bana bakıyordu.

Cevap bekliyormuş gibi hissetmiş olmalıyım ki tahmin yürüttüm:

- Pazar günü öldü...

Osman Abi'nin tepkisi tarife gelmez.

- Hayda!.. Nereden biliyorsun yahu?!. Tanıyor muydun yoksa?

- Yok canım, nereden tanıyacağım!

- Eee?

- Genellikle öyle olur da...

- Nasıl yani?

- Yani albaylar böyledir. Eğer cuma günü evlenirse bir albay, genellikle pazar günü vefat eder.

İşte burada ip koptu.

Osman Abi bir gülmeye başladı, belki hâlâ gülüyordur.

Yine de arada bir "İlahi Mehmetçiğim, sen yok musun sen!.." demeye fırsat bulabiliyordu.

"Hakikaten öyle oldu. Pazar günü öldü adamcağız."

Kim saydı onun yaşını

Bu da Doğu Trakya'dan...

Çerkezköy'e bağlı Yanıkağıl Köyü korucusu ve davulcusu rahmetli Cafer Mecan'ın eşi, evinin bahçesinde hamur yoğurmaktadır.

Fırın yakılmıştır, ekmek pişirilecektir.

Evde misafirler vardır.

Misafirlerden biri, kadına orada oynayan çocuğu göstererek sorar:

- Kaç yaşında?

Kadın bir çocuğa bakar, bir misafirine bakar...

- Kim saydı onun yaşını!.. Bir tane değil ki...

Kadın haklıydı bana sorarsanız. Zaten her yıl değişiyor çocukların yaşları!

Sirkeli Köyü'nün helvacısı

Batı Trakya'da bir köy meydanında adamın biri helva satmaktadır.

Köylülerden birisi yaklaşıp sorar:

- Ne satıyorsun?

- Elva...

- Bu sıcakta elva satılır mı be yav? Kim alacak?

Satıcı sakin sakin cevap verir:

- Alan bulunur... Çarşambayı perşembeyi bilmeyen alsa yeter bana.

Köylü, "Sen bilirsin" deyip yoluna devam eder.

Eve gittiğinde, adamın söylediklerini düşünür.

Kafasına takılan bir şey vardır.

"Ne demek ki bu çarşambayı perşembeyi bilmeyen?.."

Hangi günde olduklarını düşünür, hatırlayamaz. Karısına seslenir:

"Anım, bugün günlerden neydi?"

"Ne bileyim" der kadın, "Salı mıydı, neydi..."

Adam, satıcıdaki rahat tavrın nereden kaynaklandığını farkeder...

"Satsın" der kendi kendine söylenerek, "Satsın... Satmayıp da ne yapacak?"
#Osman Akkuşak
#Albay
#Batı Trakya
#Evlilik
23 yıl önce
Albay evlenince
“Karşı konulmaz çöküş” tarihi...
Osman Kavala’ya sorduğum sorular havada kaldı ama…
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?