|
Amerikalılar beni aradı

Amerikalılar beni aradı. Burada bir ‘de’ olsa gerek; “Beni de aradı” biçimi daha münasip.

Hayırdır inşallah dedim, bu saatte Amerikalılar beni niye arar ki!

Saat farkı tabii, orada gündüz, burada gece yarısı.


Yurt dışında yaşayan tanıdıklarla çok sık telefon görüşmesi yapma alışkanlığım yok.

Nadiren araşırız. Pek önemli bir durum olacak da…

Zırlayıp duran telefona yetiştim.

Başımı biraz geriye, kolumu mümkün olduğunca ileriye uzatıp –yakın gözlüğüm yanımda değildi, o telaşla da önce gözlük arayamazdım– ekranı görmeye çalışırken, telefon sustu.

Resmen çaldırıp kapattılar.

*

Bu Amerikalılar da iyice cimrileşmiş arkadaş.

Meraklanıyor insan gayet tabii.

Niye aradılar?

Ne diyeceklerdi?

Belki önemli bir husus var.

Onlar için değilse de benim için önem derecesi yüksek olabilir.

Hemen geri aramalıyım.

Ama önce bir iki saniye düşüneyim, durum tespiti yapayım.

*

Amerikalılar diyorum, beni diyorum, aradı diyorum.

Çaldırıp kapattıysalar, tek kelime söylemediyseler, kelime değil, tek harf bile duymamışken, nereden belli aramanın Amerika’dan yapıldığı?

Ekranda yazan numaranın en başındaki ülke kodundan.

Bu da tamam.

Gelelim arayanın Amerikalılar olduğu kısmına.

Niye ‘Amerikalı’ demekle yetinilmiyor da ‘lar’ ekleniyor sonuna?

Çünkü bugünlerde böylesi revaçta.

Bir nevi moda.

*

Söz gelimi Londra’dan bir arkadaş mı aradı; “İngilizler arıyor” diyeceksin.

Bosna Hersek’ten bir tanıdık aradığında, “Boşnaklar arıyor” demek lazım.

Varsayalım Gümülcine’den Ali ağabey aradığında “Yunanlılar arıyor” dersen, işte bu olmaz.

Hemen o anda kafaya tokmağı yersin.

Allah korusun.

Ne Yunan’ı?

Demek ki bu çoğul konuşma şablonu her duruma uymuyormuş.

*

Hep Muharrem yüzünden.

Tutturdu bir “Beni Amerikalılar aradı” diye üfürmeye…

Gerisini de toparlayamadan orta yerde bıraktı.

Yok, usulünce istenmemiş, tercümeler yapılmamış falan.

Ben daha o zaman söylemiştim.

Bu iş böyle olmaz, çikolata çiçek yaptırın, sonra usule uymadılar diye şikâyet ederler diye.

Tam olarak bunu söyledim.

Merak eden açsın baksın, arşivde duruyor kayıtlar.

*

Neyse efendiciğim, sonra elimde telefon, gece yarısı kalakaldım.

Şimdi arayacağım Amerikaları, çok yazacak.

Ya biri yanlışlıkla çevirdiyse numarayı?

Yok canım o kadar da tesadüfün iğne deliği olmaz.

Tam uykuya dalmak üzereyken telefon sesiyle kalkıp, sersem halde telefonla bir süre bakışıp, sonra tek kelime duyamayınca, insan çok da merak ediyor tabii.

Kaç yazarsa yazsın deyip aradım.

Belki diyecek ki karşı taraftaki “Alo, ben Amerikalılar... Muharrem’in söyledikleri külliyen yalan.”

Yahut tam anlamıyla destekleyecek, “Ne söylüyorsa doğrudur” diyecek.

Çaldı, çaldı, çaldı…

Yok arkadaş, kimse açmadı.

Herhalde Muharrem’i arayacaklardı, yanlışlıkla benim numarayı çevirdiler. Tuş yani. Çevirme yok artık.

Yanlışlığı son anda fark ettilerse… Utanmışlardır açmak zor gelmiştir.

#Muharrem İnce
#ABD
#FETÖ
6 yıl önce
Amerikalılar beni aradı
‘Türkiye sadece Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir’
Ve gelecek geldi: Sadece “alo” diyecektik değil mi?
Vatana hizmet tertibinden maaşa bağlanan şâirimiz
Netanyahu soykırımı Batı Şeria’ya taşırıyor
Çorum kampımız da rüya gibi geçti “beşinci mevsim” gibi… (2)