|
Gel de etkilenme!

Yeni Şafak''ın iki yazarı (Kürşat Bumin ile M. Ertuğrul Yavuz) Sivas olayları ve Başbağlar üzerine köşelerinde tartışmaya başladılar.

Biri sayfadan komşum, diğeri odadan...

Biz de yakından takip ediyorduk. Derken bir okurumuzdan her iki yazarımıza da gelen mesajı gördük.

"Sizi seviyoruz" diyordu İsmail Ragıp Karas ve sebeplerini de şu şekilde açıklıyordu:

"Yeni Şafak''ı bunun için seviyoruz...

Bir yazar gazetesini ve gazetesindeki bir başka yazarı eleştirebiliyorsa, ve bazı şeyleri tartışabiliyorlarsa, mesafe almışız demektir. Lütfen bunu yapmaktan korkmayın. Bağımsız ve hür kalmaya devam edin... Hiçbir şeyden çekinmeniz gerekmesin... Tartışma kültürünü kendi aranızda gösterin. Yeni Şafak''ın toplumun her alanındaki "oluşum"lara örnek olmasını diliyorum. Evet biz Yeni Şafak''ı bunun için seviyoruz. Farklı renkleri bir çatı altında tutmayı başardığı için... Farklı görüş ve düşüncelere hayat verdiği için. Ve hep böyle kalması dileğiyle... Daha da büyüyerek... Hür, demokrat, ilkeli, yeni kalemleri de bünyesine alarak...

Selamlar sevgiler..."

* * *

Tam da bu mesajı okurken ve "u"ların bazılarını "ü", "s"lerin bazılarını "ş"ye çevirmeye çalışırken, Kayseri''den Erdal Bayraktar, aynı soruyu ikinci defa soruyordu telefonda: "Türinay neden yazmıyor?"

Hemen belirtelim ki yönetimle ilgili konularda bizim söyleyebileceğimiz bir şey yok. Falanca neden yazmıyor sorusu kadar, filanca neden yazıyor sorusu da bizim için aynı kategoride yer alıyor.

Doğrusu ben N. Türinay''ın da yazmasını isterim, M. Altan''ın da. (Kanaatimce Türkiye''de çıkan bir gazetede, Altan''lardan biri mutlaka bulunmalıdır.) Ayrıca Ali Bayramoğlu''nun da yazmasını isterim, Ali Bayramoğlu''nun da...

Fakat dediğim gibi, benim istememle olmuyor bu işler. (Olsaydı, gazetenin 60 sayfa çıkması gerekirdi; bunu da belirtelim.)

* * *

Her şeye rağmen, okurlardan gelen taleplerin etkili olduğunu kabul etmek zorundayız. Öyle ki, İsmail Ragıp Bey''in yazdıklarından etkilendim ve hemen havaya girdim. Şimdi gazeteye farklı bir gözle bakıyorum. "Acaba kime çatabilirim?" diye çeviriyorum sayfaları.

Gözüme Mustafa Karaalioğlu''nu kestirdim.

Sıkı durun, birkaç gün içinde hallaç pamuğuna çevirebilirim sözünü ettiğim ''Sayın Yazar''ın köşesini.

Böylece, noksan çay söylemenin, habersiz konsere gitmenin faturası neymiş, o da görsün, siz de görün!..

Kriz mriz lafları

Sanayi Bakanı A. Kenan Tanrıkulu, Dünya gazetesinde Levent Akbay''ın sorularını cevaplandırdı...

- MHP''siz hükümete 10 milyar dolar kredi vaadedenler var.

- İMF niçin hâlâ kavga çıkarmaya çalışıyor? Onunla kavga eden yok. Dövmek için bahane arıyor.

- Türkiye''deki ekonomik aktörler siyasi sistemle oynama peşindeler. Krizden siyasi rant sağlama peşindeler.

- Bu kriz mriz lafları ile insanları uyutmamak lazım. Martta siyasi sistemi yeniden yapılandırma sürecini kontrol edenler, sistemi geçici bir rehabilitasyona aldılar. Kendi ellerindeki siyasal sistemi oluşturma kartları güçlendiği zaman mevcut hükümetle ilgili kararlarını değiştireceklerdir.

- Önemli olan ''Türkiye''nin yalnız kalmaması'' deniyor. Türkiye yalnız kalmayacak diye bağımsızlık ilkesi mi değişecek?

- Türkiye, ihtiyaç duyduğu kaynağı bir Ortadoğu finans kuruluşundan alsaydı, bugün Batı kaynaklı finans kuruluşunun sağladığı desteği ve yapmak istediklerine karşı gösterilen anlayış, aynı şekilde Ortadoğu''dan gelecek istekler karşısında da gösterilebilecek miydi?

Zamların faydalı yanı

Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı A. Rüştü Çelebi, uzunca bir şiir gönderdi. "Zamname"yi sonraya bırakıp önce "not" kısmını paylaşalım:

Zamların tek faydası var; zamdan bunalan, zam fobisine tutulan vatandaş ister istemez (bağrı ve mutfağı yandığı için) derdini dizelere döküyor. Şairleşiyor ve bu sayede satir (hiciv) sahasında yeni yapıtlar ortaya çıkabiliyor. Bu 57. Koalisyon Hükümeti''nin de, galiba tek yararı bu olsa gerek!

Eğer, Şair Eşref yaşasaydı, bu korkunç zamlar karşısında, Firdevsi''nin ''Şehname''si gibi ''Zamname'' destanı (şaheser) meydana getirirdi.

23 yıl önce
Gel de etkilenme!
Derbiden fazlası
Kara dinlilerle milletin savaşı
İyi Ki Varsınız
Bir Başka Mesele: Neden cinsiyet değiştiriyorlar?
Birliğe çağrı